Mesajı Okuyun
Old 25-02-2015, 13:24   #6
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
Ticareti terk konusunda hemfikiriz, zaten yargıtay kararları da bu yönde. Peki, alacaklıyı zarara uğratma ve iflas istememe suçları için görüşünüz nedir?



Merhaba
Yargıtay olayınızdaki gibi 2 dosya birleşirse zincirleme suç olabileceğini söylemektedir. Karar aşağıdadır. 2.nolu bent.

Y16HD
Esas : 2012/3297
Karar : 2012/5372
Tarih : 18.06.2012
TİCARETİ TERK SUÇU ( Şirket Müdür ve Yetkilileri Yönünden - Aynı İşyeri İle İlgili Olarak )
İİK.337/a, 349
TCK.43
Ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin ticareti terk suçunu işlemeleri mümkündür.

Ticareti terk suçu, aynı işyeri ile ilgili olarak aynı sanık tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olup;

Atılı suçtan dolayı Antalya 5. İcra Mahkemesinin 2009/170 ve 173 esas sayılı dosyasından da şikayette bulunulduğunun anlaşılması nedeniyle;

anılan dosyaların iş bu dava dosyası ile birleştirilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK`nun 43. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,isabetsiz olmuştur.mfk
DAVA VE KARAR:
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık Y.Ş`nin İİK`nun 337/a maddesi uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden,

Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; gereği görüşüldü:
YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509, 513, 21.02.2012 tarih ve 2011/506, 510, 511 ve 621 esas sayılı dosyalarında, ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin ticareti terk suçunu işlemelerinin mümkün olduğu yönünde oyçokluğuyla verilen karar doğrultusunda uygulama yapılması Dairemizce de uygun bulunmuş olmakla;

Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için, tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle;

Somut olayda borçlu şirket ticaret sicili memurluğunda kayıtlı olup, zabıta marifetiyle kayıtlı olduğu adresinde yapılan araştırmada tanıyan ve bilene rastlanmadığının saptanması karşısında, yapılan yargılamaya, dosya içeriğine toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin yapılama sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Sanığa tebliğ edilen duruşma davetiyesinde İİK`nun 349. maddesinin beşinci fıkrasına uygun açıklama yerine, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirdiği durumlarda uygulanabilen CMK`nun 195. maddesindeki açıklamanın yapılması sonucunda sanığın yokluğunda yargılama yapılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

2- Ticareti terk suçu, aynı işyeri ile ilgili olarak aynı sanık tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olup, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sebebi ile öğrenilen ve atılı suçtan dolayı Antalya 5. İcra Mahkemesinin 2009/170 ve 173 esas sayılı dosyasından da şikayette bulunulduğunun anlaşılması nedeniyle, anılan dosyaların iş bu dava dosyası ile birleştirilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK`nun 43. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
SONUÇ: İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Y16HD 18.06.2012 - K.2012/5372
____________ oOo ____________