Mesajı Okuyun
Old 02-01-2018, 19:56   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı,

Taraflardan biri artık sevmiyorum diyerek bir boşanma davası açarsa reddedilir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukukasal nedenine dayalı olarak açılacak davada, davacı taraf davalı eşinin evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, fiziksel veya sözlü şiddet uyguladığını, sarvurganlığını, varsa alkol alışkanlığını, aldattığını vs... gibi kişinin KUSURLU olduğunu ispat etmek zorundadır. Anne baba çocuklar dahil en yakın akrabaların tanıklığından yararlanılabilir. Mektup, mesaj, doktor raporu, telefon kayıtları gibi yazılı ve her türlü delil kullanılabilir.

Davada, maddi tazminat, manevi tazminat, dava tarihinden itibaren tedbir boşanma kararı verilip kesinleşmesinden sonrası için yoksulluk nafakası talep edilebilir. 18 yaşından küçük çocukların velayeti ve onlar için de tedbir ve iştirak nafakaları istenebilir.

Boşanma davası içinde, boşanma davası süresince evden ve ev eşyalarından kadın ve çocukların yararlanmasına ilişkin tedbir kararı verilmesi istenebilir.

Erkek şiddet uyguluyorsa ayrıca 6284 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda evden uzaklaştırma kararı da alınabilir.

Alıntı:
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
MADDE 5. (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.

(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.

(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Ayrıca acil durumlarda, polis ve jandarmaya da şikayette bulunabilirsiniz.

http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?kid=77

Saygılar