AİHM, ciddi ve önemli bir değer ölçüsü, bugünkü ölçülerle bir ideal ve tepe noktası kabul ediliyor. Tüm ülkelerin hukuklarını bu ölçüye uygun hale getirme çabasıda bunun açık göstergesi.
Adil yargılanma ve hak ve hukukunun korunmasını talep etme en temel insan hakkıdır.
Bir ülkenin vatandaşının AİHM'e müracaat etmesi, ülkesinin hukukunun kendi adalet duygusunu tatmin etmemesinden ve ülke hukukunun haklarının korumamasından kaynaklanan inançtan kaynaklanır. Zaten ülkedeki tüm hukuki süreç tüketildikten sonra buraya müracaat mümkündür.
Bu merciie müracaat, başvuran için değil , dava edilen devlet için bir prestij kaybı olarak görülebilir. Ancak prestij kaybı bu müracaatların sık olmasından ve özellikle, temel hak ve hürriyetlere yönelik olmasından kaynaklanır. Yoksa, her ülkde hukuki yanlışlık yapılabilir.
Ülkemiz özel olarak değerlendirildiğinde ise en çok problem
1- Temel hak ve hürriyetlerin ihlali
2- Adaletin geç veya hiç tesis edilmemiş olmasından kaynaklandığından ciddi bir prestij kaybıdır.
Bu görüşler ışığında AHİM ülkemiz için yaralı olmuştur. Çünkü altına imza attığmız, iç hukuk kuralı haline getirdiğimiz fakat uygulamadığımız sözleşmelere artık uygulamak zorunda kalıyoruz. Kurumlarımızı buna göre dizay etmeye çalışıyoruz. BU zor ve zaman isteyen bir süreç.
İnsanımıza ve hukukçulara sabırlar diliyorum.