Mesajı Okuyun
Old 11-06-2013, 16:56   #4
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatcetin
T.C. YARGITAY 4.Hukuk Dairesi
Esas: 1987/9373
Karar: 1988/1629
Karar Tarihi: 22.02.1988

Karar: Dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davalının riyaseti altında bulunan 1972 doğumlu (M.B.) elindeki kuş sapanı ile atmış bulunduğu taş, davacılardan küçük (K.Ş.)'ın sol gözüne isabet ederek uzuv tatiline sebebiyet vermiştir. Mahkemece deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporuna dayanılarak adı geçen küçük yararına maddi ve manevi tazminata ve diğer davacı baba yararına da manevi tazminata hükmedilmiştir.

1 - Borçlar Kanununun 44 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre zarara uğrayan taraf, bu zarara sebep olan fiile razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın doğmasına veya artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis edebilir. Ceza dosyası içeriğine göre davaya konu olan olayda davacı (K.), keçi otlatırken (M.)'ın da aralarında bulunduğu çocuklar keçilere taş atmaya başlayınca buna engel olmak isteyip "atmayın" diye bağırmakla yetinmeyip (M.) dahil yakaladığı çocukları elindeki sopa ile dövmüştür. (M.) da bu tahrikin etkisiyle söz konusu eylemi işlemiştir. (K.)'in 1969 doğumlu olduğuda gözetildiğinde belirtilen haksız tahrikinin müterafik kusur olarak kabul edilip yukarıda anılan yasa hükmü karşısında gerçekleşen tazminattan bir indirim yapılıp yapılmayacağı düşünülmek gerekir. O halde belirtilen yön üzerinde durulmadan ödetme kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Sayın meslektaşım paylaşmış olduğunuz karar için teşekkür ederim. Ceza dosyasında haksız tahrik uygulanmışsa, tazminatta indirime gidileceği yönünde Yargıtay'ın kararları kökleşmiş vaziyette, bundan yana pek sıkıntı yok. Benim aradığım ise manevi tazminatın tamamen reddi yönündeki kararlar?

Alıntı:
"...davacının bu ağır tahriki (ortak kusuru) davalını özellik arzeden ve kürsüye çıkarak davacının kolundan tutmak şeklinde gerçekleşen davranışındaki hukuka aykırılık nitelğini izale edecek yoğunlukta ve oranda bulunduğundan ve hatta giderek illiyet bağını kesmesi dahi mümkün bulunduğundan, davalının basın mensuplarına söylediği (Bölücülere izin vermeyiz) sözcüklerinde genel nitelikte bulunması nedeniyle bu davada davacı yararına hiç bir şekilde manevi tazminata hükmetmeye gerek bulunmamaktadır." YHGK, 1996/4-553 Esas, 1996/724 Karar

Alıntı:
d) Borçlar Kanunun (haksız eylemlerden doğan borçlar) kısmında maddi tazminat sorumluluğuna mesnet teşkil eden 41,54,55,56 ve 58. madelere mukabil manevi tazminat talebi hakkını veren 47. maddeden başka bir de 49. maddenin bulunduğu malumdur.

49. Maddeye göre, şahsi menfaatleri ihlal edilen kimse, kusurun mevcudiyeti halinde zararın tazminini; ihlalin ve kusurun özel ağırlığını haklı kılarsa, manevi tazminat olarak bir para miktarının ödenmesini isteyebilir. Hakim bu ödemenin yerine veya onun yanı başında, manevi tazminatın diger bir nevine de karar verebilir.

Demek oluyor ki, 49. madde mucibince maddi tazminat için kusurun mevcudiyeti manevi tazminat için de kusurun bilhassa ağır olması, şarttır. İBGK, 1966/7 Esas, 1966/7 Karar