Mesajı Okuyun
Old 21-01-2014, 12:09   #3
Av. Hilal Ceren HATİPOĞLU

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;
-Öncelikle müvekkilinizin yaptığı adi yazılı sözleşme "alacağın temliği" niteliğinde olduğundan geçerlidir. Gayrimenkul satış vaadi niteliğinde değildir. Zira müteahhit arsa sahibinden olan alacağını size devretmektedir ve yazılı olması yeterlidir. Bu hususta bir çok Yargıtay kararı var. Dolayısıyla bu sözleşmeye dayanarak tapu iptal ve tescil davası açabilirsiniz. Davayı da hem müteahhide hem de tapuda malik gözüken arsa sahibine açmanız gerekiyor. Zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu.
- Her ne kadar dava açma hakkınız olsa da arsa sahibinin müteahhide karşı ileri sürebileceği def'ileri size karşı ileri sürmesi de mümkündür (Alacağı temlik alan niteliğinde olduğunuzdan). Yani ayıplı yahut eksik iş iddiasında bulunabilir. Bu durumda alacağı belirlenip mahkeme veznesine depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilebiliyor.
-Tapu iptal davasını terditli açabilirsiniz. Hatta bu şekilde açmanız işin ekisk yapıldığı iddiası olduğundan daha mantıklı.
-Eğer tahsil kabiliyeti yoksa benim şahsi kanaatim senedin icraya konulmasındansa tapu iptal ve tescil davası yoluna gitmek daha mantıklı. Çünkü anladığım kadarıyla işin çoğu tamamlanmış, sadece ayıp ve eksik iddiası söz konusu. Müteahhit firma eksikleri tamamladığında taşınmazın müvekkilinizin adına tescili söz konusu olacak.
-Dava açmadan önce ihtar çekmek de tercihinize bağlı, fakat biz genelde çekiyoruz. Dava tehdidi altında işin tamamlanması söz konusu olabiliyor. İhtarnamede ayrıca mahrum kalınan kira bedellerini de talep ediyoruz.