Mesajı Okuyun
Old 12-10-2018, 07:30   #3
av.ozancelik

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/493

K. 2012/983

T. 30.1.2012

• GEÇİT HAKKI TESİSİ İSTEMİ (1086 S. HUMK'nun 364 ve 6100 S. HMK'nun 290.Md. Hükümleri Uyarınca Keşif Taraflar Usulen Davet Edildikten Sonra Hazır İseler Huzurlarında Aksi Takdirde Yokluklarında Yapılacağı)

• KEŞİF (Geçit Hakkı Tesisi İstemi - 1086 S. HUMK'nun 364 ve 6100 S. HMK'nun 290.Md. Hükümleri Uyarınca Keşif Taraflar Usulen Davet Edildikten Sonra Hazır İseler Huzurlarında Aksi Takdirde Yokluklarında Yapılacağı)

• YOKLUKTA YARGILAMA (Yeni Bir Keşif Yapmak Taşınmazın Maliklerine Hukuki Dinlenme Hakkı Tanınarak Bilirkişiden Rapor Almak ve Davayı Bunun Sonucuna Uygun Karara Bağlamak Gerektiği)

• HUKUKİ DİNLENME HAKKI (Keşfin Taraflar Usulen Davet Edildikten Sonra Hazır İseler Huzurlarında Aksi Takdirde Yokluklarında Yapılacağı - Bu Kuralın İhlali Halinde Dinlenme Hakkının Elinden Alınmış Sayılacağı)

ÖZET : Dava, Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayalı geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir. 1086 sayılı HUMK'nun 364 ve 6100 sayılı HMK'nun 290.madde hükümleri uyarınca keşif, taraflar usulen davet edildikten sonra hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır. Bu kuralın ihlali halinde bir tarafın savunma hakkı kısıtlanmış, hukuki dinlenme hakkı elinden alınmış sayılır.

Keşif, taşınmazın malikleri davaya dahil edilmeden onların yokluğunda hukuki dinlenme hakları elinden alınarak yapıldığından, yöntemince yapılmayan bu keşfe dayanarak hüküm kurulamaz. Mahkemece yapılması gereken iş, belirtilen yasa kuralları uyarınca işlem yapılarak yeni bir keşif yapmak, 28 parsel sayılı taşınmazın maliklerine hukuki dinlenme hakkı tanınarak bilirkişiden rapor almak, davayı bunun sonucuna uygun karara bağlamak olmalıdır.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2000 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar A. Y., A. K. ve H. K. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayalı geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.

Davaya cevap veren bir kısım davalılar, davanın reddi gerektiğini belirtmişler, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.

Mahkemece, dava kabul edilmiş, 25 parsel sayılı taşınmaz yararına 28 parsel sayılı taşınmaz aleyhine bilirkişi krokisinde 1.alternatif olarak gösterilen yerden geçit kurulmuştur.

Hükmü, 28 parsel sayılı taşınmaz malikleri dahili davalılar temyiz etmişlerdir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; keşfin 01.06.2009 tarihinde yapıldığı, bilirkişi rapor ve krokisinin dosyaya verilmesinden sonra 28 parsel maliklerine davacının 13.12.2010 tarihli dahili dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Orta yerde 28 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin katıldıkları bir keşif işlemi yoktur.

1086 sayılı HUMK'nun 364 ve 6100 sayılı HMK'nun 290.madde hükümleri uyarınca keşif, taraflar usulen davet edildikten sonra hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır. Bu kuralın ihlali halinde bir tarafın savunma hakkı kısıtlanmış, hukuki dinlenme hakkı elinden alınmış sayılır (HUMK m.73, 6100 sayılı HMK m.27).

Somut olaya gelince; yukarıda söz edildiği üzere keşif, 28 parsel sayılı taşınmazın malikleri davaya dahil edilmeden onların yokluğunda hukuki dinlenme hakları elinden alınarak yapıldığından, yöntemince yapılmayan bu keşfe dayanarak hüküm kurulamaz.

Mahkemece yapılması gereken iş, belirtilen yasa kuralları uyarınca işlem yapılarak yeni bir keşif yapmak, 28 parsel sayılı taşınmazın maliklerine hukuki dinlenme hakkı tanınarak bilirkişiden rapor almak, davayı bunun sonucuna uygun karara bağlamak olmalıdır.

Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre dahili davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığma, 30.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.