Mesajı Okuyun
Old 13-11-2004, 11:54   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan ek bilgi sürgiti

Değerli meslektaşlarım,

Öncelikle konuya duyarlı davranan herkese teşekkür ederim.

Bu saldırı (hanım avukatın cüppesinin yakasından yumruklanarak ve tartaklanarak iteklenmesi, cüppe yakasından tutularak kucağa alınıp koridor dışına çıkartılması, benim sessiz kalmayarak polis görevlisini uyararak sakin olmaya davet edişim, buna karşın bana yumruk savrulması) olayları 2 - 2,5 yıl önce Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi koridorunda yaşanmıştır.

Bu olay sırasında dosyadaki savunma makamında görevli avukatların savunma engellenmesiyle karşılaştıklarında konuyu İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'ne rapor etmek üzere görevli bulunmaktaydım.

Bu konu aynı mahkemenin ilk duruşma tutanağına aynen yazılmıştır.

Merkez olarak savunma hakkının arayıcısı, savunucusu ve koruyucusu olan avukatların uygulamada karşılaştıkları görev engellemeleri olaylarında konuyu belgeleme sıkıntısı yaşadıklarını, eski kuşakların bu sıkıntıyı örgütleyemediklerini düşünerek bu merkezin oluşumunu sağladık.

İşte, tam da bu noktada başka deyişle, avukatların sıkıntı yaşamamaları veya yaşanacak sıkıntıları raporla belgeleme konusunda Baro Görevlisi iken saldırıya uğramış oldum.


Sayın Avukat Adil Giray Çelik,

Soruşturma, daha doğrusu SORUŞTURMAMA dosyası oldukça kalın bir dosya oldu; yine de size birer örnek yollayacağımı belirtmek isterim.

Yargılama hukuku ilkeleri uyarınca, dosya bir bütündür, tümünü herkese sunamadan hukuksal karar vermelerini isteyemem.

Bu konuyu bu sayfalara aktarmadaki amaç, düzeyli bir tartışma ortamı olan sitede konunun başka meslektaşlar veya okuyanlarca da okunup öğrenilmesi, kamuoyu oluşturarak başka yer ve zamanlardaki bu tür hukuksuzlukların önlenmesine katkıda bulunmaktır.


Sayın macerkez,

İstanbul Barosu, Avukatlık Yasası 95/IV (4467 s. Yasa ile eklenen) uyarınca soruşturmaya katılmak için başvurmuştu, şu anda konu Savcılıkça belirsiz bırakıldı.

Sayın sbudak,

Kararlar ve dosya çık kalabalık, hepsini buraya aktarmanın güçlüğünü onaylayacağınızı umuyorum.

Sayın GEMİCİ,

Söylenen söz, kendilerine önerilen her türlü söyleyence çekici konu veya biçimdeki öneriler de olsa, avukatların, meslek ilkelerinden ödün vermeden hak arama peşinde olmalarını göstermesi bakımından bir ödündür diye düşünülebilir. Ve, aynı zamanda söyleyenin kendisini pasif olarak sunsa bile homoseksüel ilişki karşılığında avukatın hak aramaktan vazgeçebileceğini, hukuksuzluğa sessiz kalabileceğinin göstergesidir.

Şu var ki, polis görevlisinin

1- Kendi meslek kurallarını çiğneyerek görev yapabileceğini düşünmesi yanlıştır.

2- Avukatın cüppesinden tutması ve tartaklaması yanlıştır.

3- Avukata yumrukla vurmaya kalkışması yanlıştır.

4- Avukatı yumruktan korumak için kolundan geriye çeken sivil Başkomiserin davranışı doğrudur.

5- Avukatın yakınmasından vazgeçirmeye çalışan polis görevlisinin yöntemi yanlıştır.

6- Bu yakınmada soruşturma izni gerektiğini düşünen Savcı'nın yorumu yanlıştır.

7- Bu kez araştırmayı yapma görevi Kaymakamlık makamında olup bu araştırmayı , yine aynı meslekten ve araştırılanın bağlı olduğu birimde bir polis görevlisine yaptıran Kaymakamlık tavrı yanlıştır.

8- Araştırmacının araştırma için çağrı sırasındaki eksiklikleri, yüzleştirme yaptırmaması, yetkisi olmasına karşın tanıkları dinlemeyerek yetkisini kullanmaması yanlıştır.

9- Yönetimin izin vermeme kararına sessiz kalan Savcı'nın tavrı yanlıştır.

10- Yönetimin görevlilerinin araştırma yerine araştırmama sonucu izin vermeme yönündeki kararındaki hak aramanın engellenmesini görüpte bunu iptal etmeyen Bölge İdare Mahkemesi kararı haklı değildir.

Hak aramanın zorlu ve ancak onurlu olduğunu bilen ve yaşayanlara selamlar.

Tüm meslektaşlarıma kolay gelsin diyorum.

Avukat Ömer Kavili
İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi
Yürütme Kurulu Üyesi