Mesajı Okuyun
Old 20-01-2011, 12:21   #7
Av.Kaan

 
Varsayılan

İkinci içtihat:

Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1690

K. 2004/10998

T. 4.11.2004

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Şirket Kayıtlarına Göre Kayıtlı Bono Bulunmaması ve Bono da İmzası Bulunan Kişilerin Şirketle İlişiklerinin ve Yetkilerinin Kesilmiş Olması )

• ÇİFTE TEMSİL ( Bir Kişinin Birkaç Gerçek veya Tüzel Kişiyi Temsil Etmesine Yasal Bir Engelin Bulunmaması-Ancak Çifte Temsil Halinde Temsilciye Açık Bir Yetki Verilmişse veya Böyle Bir Muameleden Dolayı Temsil Olunanın Zarara Uğraması Tehlikesi Yoksa Çifte Temsilin Mümkün Olması )

• TEMSİL YETKİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Dava Konusu Bono Yönünden Açık Bir Yetki Verilmediği Gibi Bono ile Temsil Olunan Borç Altına Girdiğinden Zarara Uğrama İhtimalinin Bulunması- Dava Konusu Bonoyu Davacı Şirket Adına İmzalayan Kişi Temsil Yetkisini Kötüye Kullanmış Olduğundan Kural Olarak Davacı Şirketin Bu Senetten Dolayı Borçlu Kabul Edilememesi )

• TEMSİLCİ ( Bir Üçüncü Kişi ile ya da Üçüncü Kişiye Karşı Bir Hukuki Muamelede Bulunması-Bir Kişinin Birkaç Gerçek veya Tüzel Kişiyi Temsil Etmesine Yani Çifte Temsile Yasal Bir Engelin Bulunmaması )

2004/m.72

4721/m.2


ÖZET : Kural olarak temsilci ya bir üçüncü kişi ile ya da üçüncü kişiye karşı bir hukuki muamelede bulunur. Bir kişinin birkaç gerçek veya tüzel kişiyi temsil etmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak çifte temsil halinde temsilciye açık bir yetki verilmişse veya böyle bir muameleden dolayı temsil olunanın zarara uğraması tehlikesi yoksa çifte temsil mümkündür. Somut olayda dava konusu bono yönünden açık bir yetki verilmediği gibi bono ile temsil olunan borç altına girdiğinden zarara uğrama ihtimali bulunmaktadır. Dava konusu bonoyu davacı şirket adına imzalayan kişi temsil yetkisini kötüye kullanmış olduğundan kural olarak davacı şirketi bu senetten dolayı borçlu kabul edemeyiz. Ancak, lehdar şirket davacıya Etibank A.Ş. ile ilgili ihale konusu malları temin ettiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak davalı tarafça sunulan deliller birlikte değerlendirildikten sonra diğer davalının kötüniyetli olup olmadığı hususu değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı, davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Levent Gök ile davalı Mate Uluslararası Dış Tic.A.Ş. vek.Av.Sevgi Kali ile diğer davalı şirket vek.Av.Meral Kirişcioğlu'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketi temsil ve imza yetkisi bulunan İlhan Usanmaz ve Selahattin Soysal'ın şirketi zarara sokucu ve şahsi menfaat teminine yönelik fiillerinin tespit edilmesinden sonra şirket yönetim kurulundan çıkarıldığını ve şirketle ilişkilerinin kesildiğini, bu kişilerin eski tarihli bir bono tanzim ederek lehdar olarak Mate A.Ş.'ni gösterdiklerini, bonoyu tanzim eden kişilerin aynı zamanda lehdar şirketin ortağı olduğunu, senedi ciro yoluyla devralan Eşel Ltd.Şti.'nin de paravan bir şirket olduğunu, Eşel Ltd.Şti. tarafından takibe konulan senedin davacı şirket kayıtlarında yer almadığını, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek takip konusu senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Mate A.Ş. vekili cevabında, dava konusu bononun 9.1.2001 tarihinde davacı şirketi temsil yetkisi bulunanlar tarafından tanzim edildiğini, gerçek bir borç nedeniyle düzenlendiğini, davacının dava konusu bono bedelinden başka 35.709.471.326.-TL. borcu bulunduğunu, bononun Eşel Ltd.Şti.'nden sipariş edilen malların avansı olarak bu şirkete ciro edildiğini, iddianın gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Eşel Ltd.Şti. vekili, bononun tanzim edildiği tarihte senedi imzalayan kişilerin yetkili olduğunu, senedi ciro yoluyla devralan müvekkilinin iyiniyetli bulunduğunu, senedi imzalayan kişilerin müvekkili şirketle ortaklık ilişkisine girmediğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını ileri sürerek reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı ile Etibor A.Ş. arasında imzalanan 4.1.2001 tarihli sözleşmenin davalı Mate A.Ş. ile ilgisi bulunmadığı, takip konusu bonodaki damga pulunun tanzim tarihinden sonra tedavüle çıkarıldığı, davacı adına senedi düzenleyen İlhan Usanmaz'ın aynı zamanda davalı Mate A.Ş.'nin de temsilcisi olduğu sermayesi 500.000.000.-TL. olan ve 1997'den beri faaliyette bulunmayan Eşel Ltd.Şti.'nin hangi iş için bu bonoyu aldığının anlaşılamadığı gerekçesiyle davacının takip konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı 9.1.2001 tanzim, 15.6.2001 vade tarihli 180.000.000.000.-TL. bedelli senetten dolayı davalı lehdar ve hamile borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu bonoyu davacı borçlu Soiltek A.Ş. adına İlhan Usanmaz ve Selahattin Usanmaz imzalamıştır. Bonoyu borçlu şirket adına imzalayan İlhan Usanmaz aynı zamanda lehdar Mate A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanıdır.
Kural olarak temsilci ya bir üçüncü kişi ile ya da üçüncü kişiye karşı bir hukuki muamelede bulunur. Bir kişinin birkaç gerçek veya tüzel kişiyi temsil etmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak çifte temsil halinde temsilciye açık bir yetki verilmişse veya böyle bir muameleden dolayı temsil olunanın zarara uğraması tehlikesi yoksa çifte temsil mümkündür. Somut olayda dava konusu bono yönünden açık bir yetki verilmediği gibi bono ile temsil olunan borç altına girdiğinden zarara uğrama ihtimali bulunmaktadır. Dava konusu bonoyu davacı şirket adına imzalayan kişi temsil yetkisini kötüye kullanmış olduğundan kural olarak davacı şirketi bu senetten dolayı borçlu kabul edemeyiz. Ancak, lehdar şirket davacıya Etibank A.Ş. ile ilgili ihale konusu malları temin ettiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak davalı tarafça sunulan deliller birlikte değerlendirildikten sonra diğer davalının kötüniyetli olup olmadığı hususu değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 375.000.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.11.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı Soiltek Sondaj İnş.San. ve Tic.A.Ş. vekili, müvekkili şirketin keşidecisi davalılardan Mate Uluslararası Dış Tic.A.Ş.'nin lehdarı, diğer davalı Eşel İnş.Lab.Mak.San. ve Tic.Ltd.Şti.'nin hamili olan 9.01.2001 keşide, 15.6.2001 vade tarihli 180.000.000.000.-TL. bedelli bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tesbiti istemiyle iş bu menfi tesbit davasını açmıştır.
Mahkemece ise davacı şirket ile dava dışı Etibor A.Ş. arasında imzalanan sözleşmenin davalılardan Mate A.Ş. ile ilgisinin bulunmadığı, takip konusu bonodaki damga pulunun bononun tanzim tarihi olan 9.01.2001 tarihinden sonra tedavüle çıkarılmış olduğu, davacı şirket temsilcisi olarak bonoyu imzalayan İlhan Usanmaz ve Selahattin Soysal'dan İlhan Usanmaz'ın aynı zamanda davalı Mate A.Ş.nin temsilcisi olduğu, hamil davalı Eşel Ltd.Şti.nin bonoyu hangi iş için devir aldığının anlaşılamadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Takip konusu bononun tanzim tarihi 9.01.2001'dir. Bonoyu davacı şirket temsilcisi olarak imzalayan temsilciler İlhan Usanmaz ve Selahattin Soysal'ın temsil yetkilerine Ankara 6.Ticaret Mahkemesinin 2001/965 D.İş esas sayılı dosyası ile 28.5.2001 tarihinde ihtiyaten tedbir konulmuştur. O halde anılan bu tedbir kararından önce imzalanan bono tanzim tarihine göre davacı şirket temsil ve ilzama yetkili kişilerce imzalanmıştır. Davacı yan bu bononun temsilcilerin temsil yetkilerinin sona ermesinden sonra düzenledikleri iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır.
Öte yandan mahkemenin davanın kabulüne ilişkin olarak dayandığı diğer bir gerekçesi ise bono üzerindeki pulun bononun tanzim tarihinden sonra tedavüle çıkmış olmasıdır ki yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre bonodaki pulun tanzim tarihinden sonra tedavüle çıkarılmış olması bonoyu geçersiz hale getirmez. Yeter ki bono tedavüle çıkartılırken zorunlu unsurları taşısın mahkemenin bu yöndeki gerekçesi de kabul edilebilir nitelikte değildir.
Mahkeme bonoyu imzalayan davacı şirket temsilcilerinden İlhan Usanmaz'ın aynı zamanda davalı lehdar Mate A.Ş.nin de temsilcisi olduğunu, bu şahsın hem keşideci hem de lehdar durumunda olduğu gerekçesine de dayanmıştır ki bu gerekçede yerinde değildir. Şöyle ki dava konusu bononun keşideci davacı şirket lehdarı ise davalı Mate A.Ş.'dir. Kaldı ki bonoda davacı şirketin temsilcisi olarak İlhan Usanmaz'la birlikte diğer temsilci Selahattin Soysal'ın da imzası bulunmaktadır. Grup firmaların veya temsilcilerinden birisi aynı şahıs olan şirketlerin birbirleri ile ticari ilişkide bulunamayacakları veya birbirlerine ticari ilişkileri nedeniyle kambiyo senedi veremeyecekleri konusunda herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Mahkemece karara dayanak yapılan bir gerekçe ise davacı şirket ile dava dışı Etibor A.Ş. arasında imzalanan sözleşmenin davalı Mate A.Ş. ile ilgisi bulunmadığıdır.
Ancak dosya içerisinde bulunan ve mahkemece alınan 7.6.2002 tarihli bilirkişi kurulu raporunun ( 3 ) ncü sayfasında davalı Mate A.Ş. vekilinin sunduğu belgelerin 2-c fıkrasında "..... 09.01.2001 tarihinde Soiltek A.Ş. ( davacı ) tarafından Mate A.Ş.'ye ( davalı-lehdar ) yazılan yazı ile Etibor A.Ş. ( dava dışı ) ile Soiltek A.Ş. ( davacı ) arasında yapılan sözleşme gereği ithal edilecek malların Mate A.Ş. tarafından getirilmesi belirlenmiş, yazının yine Soiltek adına İ.Usanmaz ve S.Soysal tarafından imzalandığı....."
d- fıkrasında ise Mate A.Ş. adına Finlandiya'dan ithal edilen malların gümrük işlemlerinin İTA Gümrük Müşavirliği Ltd.Şti. tarafından yapıldığı,
e- fıkrasında da davalı Mate A.Ş.nin davacı şirket adına bu malları üç adet fatura ile fatura ettiği,
f- fıkrasında ise bononun davacıdan Mate A.Ş.'ce alınıp diğer hamil davalı Eşel Ltd.Şti.ne ciro edildiği yazılıdır.
Söz konusu raporda yukarıda yazılı hususların belirtilmiş olmasına rağmen sonuç kısmında taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığının belirtilmiş olması üzerine mahkemenin her ticari ilişki için yazılı sözleşme olması gerekircesine keşideci ile lehtar arasındaki ticari ilişki bakımından sözleşme olmadığının karara dayanak yapılması da doğru değildir.
Öte yandan yine aynı bilirkişi raporunda hamil davalı Eşel Ltd.Şti.'nin dava konusu bonoyu lehtar Mate A.Ş.'den alınan sipariş avansı olarak yevmiye defterine kayıt etmiş olduğu, ancak 2001 yılı başı itibariyle yapılan açılış kaydında Eşel Ltd.Şti. ile Mate A.Ş. arasında borç alacak ilişkisi bulunmadığı hesabın ters bakiye verdiği bildirilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere keşideci şirket ile lehtar şirket arasında bir ticari ilişki mevcuttur. Lehdar şirketin bu bonoyu hamil şirkete ciro ettiği de hamil şirket ticari defteri ile sabittir. Lehdarın avans olarak ciro ettiği bu bononun karşılığı malı hamil şirketten alıp almadığı hesabın ters bakiye vermesi lehdar Mate A.Ş. ile hamil Eşel Ltd. Şti. arasındaki bir durumdur. Bu hal keşideci davacının bono nedeniyle borçlu olmadığını göstermeyeceği gibi hamil davalı şirketi bonoyu bile bile davacının zararına iktisap ettiğini bir başka deyişle kötüniyetle devraldığını göstermez. Açıklanan bu nedenlerle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması gerekirken, ispat külfetini yer değiştirircesine araştırmaya yönelik olarak hükmün bozulmasına karar veren sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
</H4>