Mesajı Okuyun
Old 22-04-2011, 08:54   #20
DEMİRCİZADE

 
Varsayılan

SAyın meslektaşım Serkan bey, yanıtınız için teşekkür ediyorum. Ancak size katılmadığımı belirtmeliyim. Şöyle ki;İİK m.111'i ikiye ayırarak incelemk gerektiği şeklindeki düşünceniz doğrudur. Ancak burada en baştan itibaren maddenin lafzını takip edersek daha açıklayıcı olur.Maddenin ilk fıkrası 'Borçlu, alacaklının satış talebinden evvel..' şeklinde başlamıştır. Yani haciz işlemi yapılıp, mahcuz mallar satılıp paraya çevrilmeden önce borçlu bunların satışını engellemek üzere icra dairesine gelip taahhüte bulunursa burada alacaklının muvafakatine bile gerek yoktur. Burada icra muamelesi durur; ancak bunun bile bir şartı vardır; borçlunun kafi miktarda malının haczedilmiş olması! Yani borçlunun kafi miktarda malı haczedilmeden haciz işlemlerinin duracağı kanaatinde değilim.Borçlunun bir kısım mallarının haczinden sonra, alacaklı ile anlaşması ve icra dairesinde taahhütte bulunması halinde dahi borcu ödememe, ödeyememe ihtimali vardır. Ceza alsa ve bu infaz edilse bile durum böyledir. Bu halde kafi miktarda malı da haczedilmemişse alacağı tahsil etme imkanı kalmamaktadır. Kaldı ki; ödeme şartını ihlalden dolayı ceza verilmesi, ceza hukuku anlamında bir ceza olmayıp, borçluyu, borcu ödemesi konusunda hapsen tazyiktir. Amaç borcun ödetilmesidir. Kısaca belirtmek isterim ki; borçlu ile alacaklının anlaşması halinde bile eğer borçlunun, alacağı karşılayacak kadar malı haczedilmemişse, alacağı karşılayacak kadar malın haczedilmesine devam olunabilir. Alacağı karşılayacak kadar malın haczedilmesinden sonra İcra Muamalesi durur ve satış isteme süreleri işlemez. Zaten üçüncü fıkarada m.106'ya atıf yapmıştır. (İLk fıkarada satıştan bahsedildiği gibi) Yani maddenin hiçbir yerinde haciz işlemlerinin mutlak şekilde duracağına ilişkin bir atıf yoktur. Saygılarımla...