Mesajı Okuyun
Old 04-11-2009, 08:19   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Üzüm alıcının, çöp TMSF'nin mi oluyor? Kime özel yasa hükmü?

Şöyle düşünmek lazım;

TMSF, hortumlanan veya teknik deyimle iflasa sürüklenen bankaların içinin boşaltılarak oluşturulduğunu düşündüğü, banka hakim ortakları ile irtibatlı olan ya da irtibatlı olduğuna kanaat getirdiği bazı şirketlerin "Yönetim ve Denetimini", devralabiliyor. TMSF'nin alacağının kaynağı bankanın batması nedeniyle tasarruf sahiplerine sigorta kapsamında ödediği bedellerden oluşmaktadır ve bir tür rücu gibidir. TMSF bu şirketlerin Yönetim ve Denetimini aslında "alacağının tahsilini sağlamak amacıyla" devralmaktadır.

Bunun pratik anlamı aslında o vrlıkları satarak, TMSF'nin alacağını almasıdır. Neticede de zaten (banka hakim ortakları ile TMS borcun ödenmesi hususnda anlaşamamışsa) hep böyle varlık satışı ile tasfiye söz konusu olmuştur.

Şirketleri satmak için ihale alıcıları sorunlardan arınmış bir şirket olması halind eteklif sunduklarından TMSF, bu varlıkların satışını kolaylaştıracak mevzuatın çıkarılmasını siyasi iradeden talep edince, mevzuatlar TBMM'nce çıkarıldı. 5411 Sayılı Bankacılık kanununun hükümlerine dayalı olarak " Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Tarafından Ticari Ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik" "Resmi Gazete Tarihi : 21/11/2006 Resmi Gazete Sayısı : 26353" şeklinde yayınlanarak yürürlüğe sokuldu.

Bu Yönetmelik'in aşağıya eklediğim özellikle 25. ve 26. maddeleri çok önemlidir.

Alıntı:
Geçmiş Dönem Borçları Madde 25 - (1) Satışa konu varlıkların ait olduğu şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödetmeye Kurul yetkilidir. Kurulun bu konudaki kararı satış şartnamesinde ve satış ilanında belirtilir.

(2) Geçmiş dönem borçlarının ödenebilmesi veya ihale alıcısına ödetilebilmesi için:

a) Ticari ve iktisadi bütünlük içinde yer alan mal, hak ve/veya varlıklar ile ilgili olması veya ticari ve iktisadi bütünlüğün değerinin korunması için gerekli veya değerini artırır mahiyette olması,

b) Alacaklı ile borçlu şirket borç miktarının tespitinde mutabakata varmış olması,

gerekmektedir.

Sıra cetveli

Madde 26 - (1) Ticari ve iktisadi bütünlüğün ihale bedelinin dağıtımına esas sıra cetveli, ihale bedelinin alıcı tarafından ödenmesinden sonra Satış Komisyonu tarafından 5411 sayılı Kanuna uygun olarak düzenlenir. Ancak 5411 sayılı Kanunda öncelikli paya sahip olduğu belirtilen alacaklılara önceden ödeme yapılabilir.

(2) İhale bedelinden satış masrafları çıkarıldıktan sonra; satış tarihine kadar tahakkuk etmiş olmak şartıyla, sırasıyla Kurul tarafından ihale bedelinden ödenmesine karar verilmesi halinde bu Yönetmeliğin 25 inci maddesi kapsamındaki geçmiş dönem borçları, kişilerin Devlete ve sosyal güvenlik kuruluşlarına olan 6183 sayılı Kanun kapsamındaki borçları ile GSM imtiyaz sözleşmesinden doğan Hazine payı borçları ödendikten sonra kalan kısım, kişilerin diğer kamu kurum ve kuruluşları ile üst kurullara olan borçlarına garameten taksim edilerek ödenir.

(3) 5411 sayılı Kanunun geçici 24 üncü maddesi kapsamındaki satışlarda sıra cetvelinin düzenlenmesinde anılan madde hükmü de dikkate alınır.

(4) Sıra cetvelinin bir sureti Satış Komisyonu tarafından masrafını veren ilgililere tebliğe çıkarılır ve Resmî Gazete'de yayımlanır.

(5) Sıra cetveline itiraz süresi 15 gündür. İtiraz süresi, ilan tarihinden itibaren başlar, tebliğ masrafı veren ilgililer hakkında ise itiraz süresi tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.

(6) Satış Komisyonu, hak sahiplerine ödeme yapılana kadar nakit ihale bedelini uygun göreceği şekilde nemalandırır.

Dikkat ederseniz bu ticari ve iktisadi bütünlükler, "varlıkların" bir araya toplandığı bütün olup, satış da bir tür "varlık satışıdır" Yani şirket satılmıyor, sadece şirketin varlıkları (aktifleri) satılıyor.

Şirketin tüzel kişiliği devam ediyor, ancak varlıkları ihale ile satıldıktan sonra (haliyle bunların içi boşaldığından) şirket; şirket olmaktan çıkıyor ve tasfiyeye giriyor. Tasfiyede ise şirketin en büyük alacaklısı genellikle ve doğal olarak pratikte TMSF olduğu için, hemen hemen TMSF dışındaki sair alacak sahipleri, eğer yönetmeliğin 25. maddesine uygun bir alacağa sahip değillerse sıra cetvelinde yer almaktan başka bir imkanları olmuyor.

İşçilerin durumu ise biraz daha farklıdır. Genellikle satışı yapan TMSF bu konuda satış şartnamesine hüküm koyabiliyor. Şöyle ki, ya işçiler yeni şirkette aynen devam ediyor ya da bir kısmı devam ediyor bir kısmı (genellikle) ihale öncesi şirket tarafından iş akdi feshedilerek çıkarılıyor. İş akdi feshedilenler, işte bu yönetmeliğin 25. maddesi kapsamında satış bedelinden öncelikli olarak alacaklarını alabiliyorlar! Ancak pratikte ne yazık ki hepsi alamıyor. Çünkü bazılarına bir takım suçlar (TMSF'nin şirkete atadığı denetçilerin hazırladığı raporlara bağlı olarak) isnat edildiği için bu kişilerin iş akdinin haklı nedenle feshedildiği vs. iddia edildiğinden mahkemeler de ne yazık ki bu iddialara genellikle riayet ettiklerinden, bazı işçiler hem işinden olabiliyor, hem alacaklarını ve tazminatlarını alamıyor ve hatta bazıları çok büyük, ödenemez borçlarla yüzyüze kalabiliyor.

Büyük bir dağın görünmeyen yüzünde çok büyük acılar, dramlar çeken işçileri ve ailelerini de gördüm. Maalesef bu tür dramlar yaşandı, yaşanıyor ve kimsenin umurunda değil!