Mesajı Okuyun
Old 01-03-2012, 09:36   #2
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Trafikte malik görünen (F) isimli araç kiralama şirketi, söz konusu aracı (A) kiralama firmasına uzun sürekli kiralama sözleşmesi ile kiralıyor. A firması, (X) isimli kişiye kiraladığı araç kazaya sebebiyet veriyor.

Bu durumda araç sicilinde malik gözüken (F) ş,irketinin sorunmluluğu var mıdır? Yoksa (F) malik olarak görünse dahi, işleten sıfatı (A) şirketine geçtiğinden sorumluluk sadece (A) ile (X) in midir?

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9922
Karar: 2005/11148
Karar Tarihi: 05.12.2005
 
TRAF

İK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI- KAYIT MALİKİNİN İŞLETENİN BAŞKA BİRİ OLDUĞUNUN SÖYLENMESİ- HUSUMETİN YÖNELTİLECEĞİ KİŞİNİN BELİRLENEMEMESİ
Somut olayda kayıt maliki aleyhine dava açılmış; kayıt maliki ise dava dışı üçüncü kişinin işleten olduğunu iddia ederek buna ilişkin adi kira sözleşmesi ibraz etmiştir. Yazılı kira sözleşmesi resmi mercilerce düzenlenmediği gibi resmi kurumlara ibraz edildiği de belli değildir. Kayıt maliki, işletenin üçüncü kişi olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur Kazaya karışan araç İETT idaresinin yönetim ve denetimi altındadır. Devre idare tarafından muvafakat verilip verilmediği araştırılmadan kayıt maliki aleyhindeki davanın husumet yönünden reddi isabetsizdir.
(2918 S. K. m. 3, 19)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılama sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, davalılardan Gazi'ye ait Arif'in sevk ve idaresindeki 34 .. ... plakalı aracıyla müvekkiline ait 34 .. ... plakalı aracına çarptığını, davalılar aleyhine yaptıkları 5.750.000.000TL'sı asıl alacak, 153.333.333.-TL'sı işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.903.333.333.- TL'lık takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, % 40 İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı A., kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı G. vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracın maliki olmasına rağmen kaza tarihinden önce aracın 01.04.2000 tarihli sözleşme ile bir yıllığına M'ye kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını, kusur oranı ve hasar miktarını kabul etmediklerini, davanın M'ye ihbarı ile reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporu gereğince davalı Gazi'ye husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın reddine, davalı A'nın Üsküdar 3.İcra Müdürlüğü'nün 2005/5515 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı 2.550.019.751.-TL'sı asıl alacak, 62.877.200.-TL'sı işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.612.696.951.-TL'lik kısma vaki İtirazının iptaline, takibin asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, İcra inkar tazminatı ile fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Zarara sebebiyet veren araç trafikte davalı G. adına kayıtlıdır. Davacı bu kayda dayanarak malik ve işleten sıfatıyla davasını ona yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3 ve 19. maddelerinde belirlendiği gibi trafik kaydı işleteni belirleyen güçlü bir karine niteliğindedir.
Ancak kayıt maliki, işletenin 3. şahıs olduğunu ispatlarsa sorumluluktan kurtulur. Somut olayda davalı G. işleten'in M. olduğunu iddia ederek 01.04.2000 tarihli adi kira sözleşmesini sunmuştur.
G. ile M. arasında 01.04.2000 tarihli yazılı kira sözleşmesi resmi mercilerce düzenlenmediği gibi, bu sözleşme resmi kurumlara ibraz edildiği de belli değildir. Bu niteliği ile sözleşme sadece taraflarını bağlar. Üçüncü kişileri etkilemez. Davacı taraf sözleşmenin geçerli sayılmayacağını, kazadan sonra dahi düzenlenmiş olabileceğini öne sürmüştür. Aracın işletmesinin İETT idaresinin yönetim ve denetimi altında olduğu düşünülerek devire ait sözleşmeye İETT Genel Müdürlüğü'nün muvafakati alınıp alınmadığının İEIT Genel Müdürlüğü'nden sorulması, her türlü vergi, harç yükümlülüğü konusunda ilgili vergi dairesine gerekli beyanın yapılıp yapılmadığının araştırılması, toplanacak delil durumuna göre devir işleminin geçerli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Keza ihbar edilen M'nin ölüm tarihi aile nüfus kayıt tablosu ile belirlenerek sözleşme tarihi ile birlikte değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Kabule göre; davacı vekili yararına eksik hesaplanan vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 05.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.