Mesajı Okuyun
Old 26-08-2019, 10:41   #10
mertdemir

 
Varsayılan

Aslında Kanun hükmü açık şekilde davanın çocuk adına açılacağını belirtiyor:

Madde 329- Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Yargıtay'ın da esas olarak görüşü bu yönde:

Yargıtay 3. HD. E.2016/11924 K.2017/1443 T.15.02.2017 kararında “Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. Dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarının incelenmesinde; tarafların müşterek çocuğu 01.01.2001 doğumlu ... ...'un velayetinin davacı babaya verildiği görülmüştür. Bilindiği üzere, iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına ve yararına istenilmektedir. İştirak nafakasında asıl hak sahibi reşid olmayan çocuktur, dava tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan müşterek çocuk adına velayeten dava açan davacının iştirak nafakasını talep ve tahsil etme hak ve sıfatına haiz olmasına rağmen, dava dilekçesinin aktif sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Şu durumda mahkemece; velayeti kendisinde bulunan müşterek çocuk adına iştirak nafakası talebinde bulunan davacının, davada davacı olma sıfatının eş deyişle aktif husumet ehliyetinin var olduğu
gözetilerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.”
denilmiştir.

Yine Yargıtay dava dilekçesinde "velayeten" ibaresi olmasa bile içerik itibariyle davanın çocuk adına açıldığını kabul etmektedir.

Yargıtay 3. HD. 2015/15208 K.2015/20401 T.16.12.2015 kararında: “Mahkemece; davacının lehine iştirak nafakası hükmedilen çocuk adına dava açmadığı, bizzat dava açtığı, böylelikle de davacının münferiden davada aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve davacının kendi adına dava açamayacağı gerekçesi ile davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Ancak, TMK.nun 327.maddesinin 1.fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1. maddesinde" ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1 maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır. Çocuğa bakan anne veya baba doğrudan, çocuk için evlilik içinde tedbir, boşanma sonrasında ise iştirak nafakası davası açabilir. Dava dilekçesinde velayeten kelimesinin yazılması şart değildir.

Somut olayda; taraflar arasındaki boşanma davasında müşterek çocuğun velayeti davacı anneye verilmiş, dava dilekçesi içeriğinde de bu husus belirtilerek, müşterek çocuk lehine nafakanın arttırımı talep edilmiştir. O halde mahkemece; müşterek çocuğun davacı anne yanında olup olmadığı, anne tarafından bakılıp bakılmadığı araştırılarak sonucuna göre, iştirak nafakasının esasına ilişkin bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.”
denilmiştir.

Ayrıntılı bilgi için: Enver Aydemir, Türk Yargı Kararları Işığında İştirak Nafakası, 2018, Yüksek Lisans Tezi