Mesajı Okuyun
Old 19-06-2002, 13:27   #1
mayıs

 
Rahatsiz Emlak Komisyoncusu Tarafından Dolandırıldık

Merhaba

Son 3-4 aydır mailleri takip ediyorum. Gruba üyeliğim hukuki bir problemle karşılaşmam sonrası oldu. Karşılaştığım problemde öyle gelişmeler oldu ki Türk hukukuna ve hukukçularına inancımı kaybetmek üzereyim daha doğrusu hukuk sistemini anlamakta güçlük çekiyorum ve acaba ben nereyi yanlış anlıyorum diye düşünüyorum. Sorularım kısaca şunlar:

1. aşama
Evin gerçek sahibinden tapusu eşim üzerine olan bir daire satın aldık. Daha önce bir emlak komisyoncusu bize şu an satın almış olduğumuz dairenin bulunduğu apartmanın yan tarafındaki apartmanda başka bir daire göstermişti. Eşimin komisyoncuda imzaladığı tellallık sözleşmesinde gösterilen daire olarak da diğer daire (satın almadığımız) adresi bulunuyor. Zaten bize gösterilen daire o tarihte evin sahibi tarafından başkasına satılmış. O daireyi satın almadığımıza göre bence oluşmuş bir borç yok. Sizce de öyle değil mi?

Peki ne oldu?

2. aşama
Emlak komisyoncusu bizi icraya verdi (Örnek 49) . İcra tebligatı eve gelmedi (muhtara bırakılmış dolayısıyla hiç haberimiz olmadı ) ve bir anda icra ekibi eşyaların hacizi için eve geldi. Eşyalarımızı vermek istemediğimiz için, karşı tarafın avukatı eşime (haciz baskısı altında) borcu kabul ettiğine dair kağıt imzalattı. Biz de bulduğumuz bir avukat aracılığıyla usulsüz tebligata ve borca itiraz ettik. Tebligatın usülsüzlüğünü mahkeme de kabul etti. Böylece icra işlemi iptal edildi. Sizce usülsüz yapılan haciz esnasında imzaladığımız "borcu kabul ediyorum" ifadesinin geçerliliği ortadan kalkmadı mı?

3. aşama
Karşı tarafın avukatı icra esnasında "borcu kabul ettiğimiz" ve artık icradan da haberdar olduğumuz savıyla (tebligat yapılmış oldu diyerek) usülsüz tebligata itirazımıza itiraz ederek icrayı yeniden başlattı ve dosya üzerinde hacizi kesinleştirdi. 3. aşamada yapılan bu işlemden ne biz ne de avukatımız haberdar edilmedi ve parayı ödemek zorunda bırakıldık. Bu arada icra dosyasında eşimin komisyoncuda imzaladığı tellallık sözleşmesi yok. Yani tüm işlemler, usülsüz yapılan haciz esnasında imzaladığımız "borcu kabul ediyorum" ifadesi üzerinden yürütülüyor. Hiç kimse de borcun kaynağı doğru mudur diye bakmıyor. Bu nasıl hukuk ben hiç anlamadım?

Bir türlü anlayamadığım diğer hususlar da şunlar:

Küçükyalı'da oturuyor olmamıza rağmen tüm icra işlemleri sultanahmetten yürütülmüş. Yetki alanı dışında değil mi?
Avukatımız usulsüz tebligata ve borca itiraz etti, neden borcun gerçekliğini karşı taraf kanıtlamak zorunda kalmadı?
3. aşamada yapılan bu işlemden ne biz ne de avukatımız haberdar edilmedi ve parayı ödemek zorunda bırakıldık. Bu nasıl oldu?
Muhtemelen bizi icraya veren şirketin Türk ticaret sicilinde komisyonculuk yok, eğer gerçekten yoksa ne olacak?
Parayı ödediğimizde bize fatura vermeleri lazım değil mi?

Merak ediyorum, hukuki problemler hep böyle sorunun köküne inmeden kenarından kıyısından birşeyler bularak mı çözüme kavuşturuluyor
En kötüsü acaba sade vatandaşlar hep böyle hukukun dişli çarklarında öğütülüp kaybetmeye mahkum mu oluyorlar?

Saygılarımla


Not: Konuyla ilgilenenlerden acil cevap bekliyorum. Bize 3.750.000.000 TL borç çıkarttılar. parası da bir tarafa dolandırılmak beni kızdırıyor . Çünkü bu adamlar, biz onların ev sahibi ile temas kurmasını beklerken bize satılmış daireyi gösterip 1 hafta bizi oyalamışlardı.