Mesajı Okuyun
Old 26-02-2007, 11:40   #4
Av. O. TEKGUL

 
Varsayılan

Konu ile önceki meslektaşlarımın görüşlerini destekler Yargıtay kararı
Umarım sorularınıza cevap olur

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
E:2004/11828
K:2004/12136
T:27.10.2004
• VASİNİN DAVA AÇMASI
• VESAYET MAKAMINDAN İZİN ALMAK ZORUNLULUĞU
• DAVA AÇMAYA İZİN
ÖZET :Vasinin dava açarken vesayet makamından izin alması gereklidir. Ancak, anılan iznin dava aşamasında da alınmak suretiyle noksanlığın giderilmesi mümkündür.
Vasiye vesayet makamından izin alınması konusunda süre tanınması temsile ilişkin eksikliğin giderilmesi, ondan sonra işin esastan karara bağlanması gerekir.
(4721 s. kanun m. 462/8)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden vesayet altına alınan Hafize'ye ait bulunan 1007 parsel sayılı taşınmaza davalının ekim yapmak suretiyle elattığını ileri sürüp elatmanın önlenmesiyle tahliye isteğinde bulunmuştur.
Davalı, vasinin husumet izni kararı olmadığını, vesayetin kaldırılması yönünde açtığı davanın derdest olduğunu, vesayet altına alınanın annesi olup, onun izniyle araziyi kullandığını ve annesinin ehliyetsiz olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının sadece vasi tayin edildiği, dava açmak için izin olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi Sevinç Türközmen'in raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, vasinin husumete izin alınmadan dava açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, kısıtlı kişiler haklarını yasal temsilciler eliyle kullanırlar. Kısıtlı davacıya da vasi tayin edilmiştir. Medeni Kanunun 462. maddesinin 8. fıkrası gereğince vasinin dava açarken vesayet makamından izin alması gereklidir. Ancak, anılan iznin dava aşamasında da alınmak suretiyle noksanlığın giderilmesi mümkündür.
O halde, vasiye vesayet makamından izin alınması konusunda süre tanınması temsile ilişkin eksikliğin giderilmesi, ondan sonra işin esastan karara bağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.