Mesajı Okuyun
Old 06-06-2012, 00:05   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

1- 4734 sayılı KİK m.4'e göre: "...Ortak girişim: İhaleye katılmak üzere birden fazla gerçek veya tüzel kişinin aralarında yaptıkları anlaşma ile oluşturulan iş ortaklığı veya konsorsiyumları... ifade eder"

2- İş ortaklığı ve konsorsiyum için bkz:
4734 sayılı KİK m.14-4735 sayılı KİSK m.18:
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=6419
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=6382

3- Ortak girişim, BK m.520 anlamında adi şirkettir:
Yargıtay 11 HD, 07.07.2005 T., E: 2004/10494, K: 2005/7310: "...biraya gelip kurdukları ortak girişimin, hukuki niteliği BK.nun 520 nci vd. madde hükümlerinde düzenlenen adi ortaklık olup, adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığa karşı açılacak davaların konusunu taşınır ve taşınmaz malların oluşturması halinde, aynı Kanun'un 534 ncü madde hükmü nedeniyle davanın aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan tüm ortaklara karşı açılması gerekir ise de, davanın konusu para alacağı ise, ortaklardan her biri borçtan müteselsil sorumlu olduklarından, alacaklı müteselsil borçlulardan birini dahi tercih edebilir..."

4- BK m.533 mucibince "...Kendisine idare vazifesi tahmil edilen şerik şirketi ve bütün şerikleri üçüncü şahıslara karşı temsil etmek hakkını haiz sayılır.":

Yargıtay 12 HD, 11.01.2010 T., E: 2009/18175, K: 2010/28: "...Adi ortaklığın ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler diğer ortakları bağlar. İdareci ortağın statüsü Borçlar Kanunu'nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer bir nitelik taşır. Aynı kanunun 450. maddesi gereğince de, ticari mümessilin ( Borçlar Kanunu'nun 388. maddesi gereğince özel bir yetki aranmaksızın ) kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin olduğunun kabulü zorunludur. Nitekim, dairemiz ile ilgili Hukuk Genel Kurulu önüne gelen bir uyuşmazlıkta ( 2008/12-825 E., 2009/32 K. 28.01.2009 tarihli HGK. kararı ) yukarıda açıklanan kurallar aynen benimsenmiştir.

Hal böyle olunca;somut olayda adi ortaklığı temsil yetkisi olan temsilcinin, imzaladığı çekten doğan borçtan dolayı diğer ortaklarda müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir."

5- Çekler için TTK m.692: "Çek... çeki çeken kimsenin (keşidecinin) imzasını; ihtiva eder." düzenlemesi ile paralel bonolar hakkındaki düzenleme: TTK m.688 :"Bono... senedi tanzim edenin imzasını; ihtiva eder." Yani bonoda da keşidecinin imzasının bulunması yeterlidir.

Yargıtay 12 HD, 18.04.2002 T., E: 2002/7221, K: 2002/8061: "...TTK' nun 692. maddesinde çekin unsurları arasında, çeki keşide eden kimsenin imzasının bulunması yeterli olup, keşidecinin adının yazılması şart değildir.

Kaldı ki, takip konusu çekte N____ Tekstil San. ve Tic. şeklinde kayıt da bulunmaktadır. Ünvanın eksik yazılması şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Takipte, bu ünvanlı Ltd. Şti. hakkında yapılmıştır. Takip dayanağı belge, çek vasfındadır. Borçlunun sair itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir."

Yargıtay 12 HD, 23.11.2006 T., E: 2006/18236, K: 2006/21972: "...TTK'nun 692/6. maddesinde, çek keşidecisinin imzası yeterli görülmüş olup, ayrıca ad ve soyadının veya şirket ünvanının açık yazılması zorunlu unsur değildir. Bu durumda mahkemece, şirket ünvanı ile ilgili şikayetin reddi ile borçlunun diğer itirazları incelenerek, olumlu veya olumsuz bir karar vermek gerekirken, ünvan yokluğu sebebiyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir..."

Saygılar...