Mesajı Okuyun
Old 22-04-2024, 05:48   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası, tüm tapu iptali ve tescil davalarında olduğu gibi,dava tarihi itibariyle tapudaki tapu maliki aleyhine açılır. (istina olarak, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı iptal ve tescil davalarının tapu maliki ile birlikte vekil aleyhine açılması gerektiğini yargıtay kabul etmektedir.)

2. Hakimin taraf değişikliği konusunda resen karar vermesi ancak ortada davaya dahil edilmesi gereken kamu kurumu niteliğnde yasal hasmın bulunması veya elbirliği mülkiyetinde olduğu gibi kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının olması halleri ile sınırlıdır.Sorudaki olayda bu şartlar oluşmamıştır. Ayrıca, HMK. 124/1'e göre , taraf değişikliği karşı tarafın açık rızası ile yapılabilir.İradi taraf değişikliğinin yapılabilmesi için HMK 124/2,3'de yazıldığı gibi,şartların oluşması ve öncelikle davacı tarafın talebinin bulunması gerekir. Hasım olarak gösterilen tapu malikinin davanın açılmasından sonra taşınmazı başkasına devr etmesi halinde, 125 m. göre seçimlik hakkını kullanacak kişi davacının kendisidir. Ortada talep olmadan hakimin taraf değişikliği konusunda resen hareket etmesi düşünülemez.

3.Bununla beraber, ara kararının yerine getirilmesi halinde verilecek dilekçede husumet yöneltilecek güncel tapu malikleri için “Davaya dahil edilen” yada “Dahili davalı” sözcükleri kullanılabilir.Soruda geçen ,uyuşmazlık konusu olan taşınmazlar başka başka kimselere ait bulunması halinde , taşınmaz malikleri arasında HMK'nın 57. maddesi gereği ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan dava tek bir dava olarak açılabilir.

4.Sonuç;

a) Davadan sonra tapuda el değiştirilmesi halinde, hakimin kararı uyarı kabul edilerek, HMK. 125. çerçevesinde seçimlik hak kullanılarak ,husumet güncel malike yöneltilebilir.

b)Bunun dışındaki durumlarda, iddianın değiştirilmesi aşaması geçerek ön inceleme aşamasına gelindiğinde, talep olmadan hakimin resen taraf değişikliği konusunda karar vermesinin ve bu ara kararına dayalı olarak davada hasım değiştirilmesinin bence yasal dayanağı bulunmamaktadır.Normal olanı, mevcut davanın "pasif dava ehliyeti" yönünden ret edilip, gerçek hasım aleyhine yeni bir dava açılması gerekirdi. Bununla beraber davaya dahil etme dilekçesi dava dilekçesi formu gibi yazılıp, dava değeri üzerinden nispi peşin harcı da yatırılırsa, işbu dilekçenin dava ekonomisi yönünden yeni açılıp mevcut dava ile birleştirilen davaya ait dava dilekçesi sayılması telep edilirse, belki nihai kararın hakimin belirtilen hatalı kararı yüzünden bozulması önlenebilir. Diye düşünüyorum.