Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 14:04   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.pınar
merhabalar,

anonim şirket te sigortalı çalışan bir avukat olarak , anonim şirketin bir şubesine karşı açılmış olan takibe karşı merkezden çıkan genel vekaletnamemle dava açtım. Ancak karşı taraf vekilinin vekaletnamemin şubeyi kapsamadığını ve bu nedenle de geçerli olmadığından bahisle davanın reddi ile karşı karşıyayım.
Kural olarak , şubelerin tüzel kişilikleri yoktur ve merkez ticaret ünvanı ile birlikte ticari hayatta iş yaparlar. Merkezde sigoratalı avukatın genel vekaletnemesi, de o şirketin ve şubelerinin temsilini kapsar diye düşünüyorum.
duruşmaya sadece dört gün var ve hakimi ikna edemiyorum. Konu ile ilgili yargıtay kararı ya da başka fikri olan var mı ?

Sayın av.pınar,

Kazancı'da yaptığım araştırmada olayınıza tıpatıp benzeyen bir karar bulamadım. Ancak yukarıya 4 adet karar aktardım. Bu kararların işe yarayıp yaramayacağını tartışabiliriz.

1 no.lu kararda
Alıntı:
Ancak sözü edilen şubenin TTK.nun 42/3, 4. maddelerinde öngörülen biçimde müstakil sermayesi, müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi olmadığı halde kendi başına ticari muamele yapan ve ayrıca bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edilen nitelikte bir yer olması gerekir.
denilmekteyse de, Yargıtay 2002 yılından sonra verdiği benzer kararlarda kalıplaşmış bir gerekçe kullanmaktadır:
Alıntı:
Kaldı ki, günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubeler de dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliğinin belirlenmesi noktasında muhasebe işlemlerin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz.

Kanaatimce, icra takibi faturaya veya senede dayalı olarak yapılmıştır. Sizin şubenin borçlu olarak gösterilmesine bir itirazınız olmadığına göre şube tek başına ticari muameleler yapabilmektedir.Dolayısıyla merkezden ayrı bir vekaletname gerekir, diye düşünmekteyim.Bu konuda TTK 14 ve 42 inci maddeleri inceleyebilirsiniz.

Bence asıl sorun buna rağmen dava red edilmeli midir? Yukarıda 3 ve 4 numaralı kararlara bakılınca(Ki bu yönde bir çok karar mevcuttur)vekaletnamesiz dava açabilmek mümkündür. Sorun hakimin size şube vekaletnamesi için mehil verip vermeyeceğidir.Müstacel hallerde hakimin bu izni vereceği HUMK 67 inci madde ve Yargıtay kararlarıyla hüküm altına alınmıştır. Benim başımdan geçen bir olayda, davacı vekili şirket yerine asilin vekaletnamesi ile dava açmıştı.67 inci maddeyi anımsattım ama hakim kesin süre dahi vermedi. Asıl vekaletname ibraz edildi ve dava hala derdesttir.

Son karara dikkatinizi çekerim.
Alıntı:
Anılan madde içeriğinde vekaletnamenin ibrazı için gerekli sürenin verilmesi hakimin takdirine bırakılmıştır. "Bu takdir hakkın kayıtsız, gerekçeye dayanmayan, halin özelliğine uymayan bir şekilde kullanılmamak gerekir. Aksi halde bu hükmün diğer esaslarla birlikte beliren amacına aykırı bir sonuç doğar ve bu sonuç hukuk düzenince asla benimsenemez. ( 4.HD. 6.3.1967 tarih, 10654/1995- B.Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C-1 Sh. 820 ).

Bence bu karar işinize yarayabilir.Davayı açarken şirket merkezinin verdiği vekaletnamenin yeterli olduğunu düşündüğünüz için sözkonusu vekaletname ile dava açmış oldunuz. herhangi bir kötüniyetiniz bulunmamaktadır. O halde şubenin vekaletnemesini ibraz etmek için mehil talep etmeniz mantıklı olacaktır.

Değişik görüş veya Yargıtay kararı sunacak olursa ben de sevinirim.

Saygılarımla