Mesajı Okuyun
Old 21-02-2007, 10:53   #1
Hekimbaşı

 
Varsayılan Adli Tıp raporları - Nasıl olsa ölecekti tahliyesi

Sn.Katılımcılar,

Konu, bugünkü gazeteden: bir vatandaş bir başka vatandaşa arabayla çarpmış, onu orada
öyle bırakarak kaçmış. 21 yıl hapis istemiyle yargılanırken, Adli Tıp dan 'nasıl olsa
ölecekti' raporu gelince, 11 ayda tahliye edilmiş.

Buradaki ifade yanlış yönlendirici, çünkü mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermiş olmalı,
ceza henüz kesinleşmediğine göre. Yanda rapor var ve raporun son cümlesi şöyle: '... daha erken
hastaneye getirilmiş olması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığına oy birliğiyle karar verildi'

Sanki 'sağlık hukuku' değil de 'ölüm hukuku' gibi görünse de, beni Adli Tıp raporlarının yapısı ve
içeriği ilgilendiriyor, çünkü onlar hem canlılar, hem ölüler için verilmekte. İlk soru, konu dışı
ama yine de yazdım. Asıl soru ikincisi ve bence vahim bir hata. Umarım kasıtlı değildir.

1. Şimdi bu cümleden dolayı yargıç nasıl oluyor da eylemin ölüme sebebiyet vermediği
sonucunu çıkartıyor, anlamadım. Eylem ölümle sonuçlanmış, çünkü adamcağız ölmüş. Bırakıp
kaçmış olması veya olmaması bu sonucu değiştirir mi?

Bir zamanlar trafik kazalarının 'kaza' olduğu, yani sürücünün kastı olmadan olayın
meydana geldiği gerekçesi ile farklı cezalar veriliyordu, bu hala devam mı ediyor?
Hala daha neyin kaza, neyin ihmal, neyin kasıt, neyin bilinçli kusur olduğunu ayırd
etmekten aciz miyiz biz? Meskun mahalde insana ölümüne neden olacak hızla çarpabilmek
mümkün mü? Adamın ölümüne neden olacak başka bir hastalığı yoksa, değil. Zaten bu nedenle
meskun mahalde hız üst sınırı 50 km. Dolayısıyla, sonucunu bile bile işlenmiş bir suç olduğu
açık. Adam hızlı gitmiş; hem trafik suçu işlemiş, hem de, belki kasıtsız ama, cinayet.

Öyle değilse, o zaman kızdığım birilerinin evinin önünde bekleyip, arabayla çarpayım bari!

2. Bu raporu, çok affedersiniz, hangi aklıevvel yazmış, anlayamadım. '... daha erken
hastaneye getirilmiş olması durumunda bile yaşayabileceğinin kuşkulu olduğuna oy birliğiyle
karar verildi' de denebilirdi. Ama buna ne gerek var? Ayrıca, ortada kesinlik bulunmayan bir
konuda Adli Tıp neden fikir beyan ediyor? Ölümün nedenini yazarsın, olur biter. Eğer ille de
birşey yazma ve yararlı olma ihtiyacı duyuyorsan; hastanın yaşı, fiziksel durumu, aracın
ağırlığı, yapısını dikkate alarak, saptanan hasara yol açacak minimum araç hızını yaz mesela.
İlahi işlere burnunu sokup kehanetlerde bulun diyen mi var sana? Tövbe tövbe, bunlar da
bilimin uygulayıcıları olacaklar. Onlar utanmayabilir, ama ben onlar adına utanıyorum.

Özetle:
1. Adli Tıp raporuna nesnel olmayan (yüzde, miktar, adet, görünüm, mikroskopi, tanı dışında)
görüş ve tahminler yazılabilir mi, yazılmalı mıdır?

2. Mahkemenin buna ilişkin soru sormuş olması durumunda bile nesnel cevap verilemiyorsa,
bu konuda birşey söylenemeyeceği yazılması gerekmez mi?

Saygılarımla,