Mesajı Okuyun
Old 04-08-2011, 20:08   #12
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/15-625
K. 2005/736
T. 21.12.2005
• TASARRUFUN İPTALİ ( Taşınmazın Hacizle Yükümlü Olarak Satılması Bedelin Düşük Olarak Gösterilmesi ve Satışların Kısa Aralıklarla Yapılması Kötü Niyetin Varlığını Kabule Yeterli Sayılmadığı )
• KÖTÜNİYET ( Tasarrufun İptali - Taşınmazın Hacizle Yükümlü Olarak Satılması Bedelin Düşük Olarak Gösterilmesi ve Satışların Kısa Aralıklarla Yapılması Kötü Niyetin Varlığını Kabule Yeterli Sayılmadığı )
• TAŞINMAZIN HACİZLE YÜKÜMLÜ OLARAK SATILMASI ( Bedelin Düşük Olarak Gösterilmesi ve Satışların Kısa Aralıklarla Yapılması Kötü Niyetin Varlığını Kabule Yeterli Sayılmadığı - Tasarrufun İptali )
2004/m.277,278,280,283/II
ÖZET : Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Taşınmazın hacizle yükümlü olarak satılması, bedelin düşük olarak gösterilmesi ve satışların kısa aralıklarla yapılması kötü niyetin varlığını kabule yeterli sayılmamaktadır. Bu durumda mahkemece; davalı hakkında açılan davanın reddedilmesi, diğer davalılar hakkında açılan davanın da bedele dönüşmesi nedeni ile kabulü ile davacı alacağından fazla olmamak üzere ... TL. satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yasa maddelerine yanlış anlam verilerek ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki "tasarrufun iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.05.2001 gün ve 1999/1161-2001/540 sayılı kararın incelenmesi Davalı Tuncel Serdar Kırcı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 08.12.2003 gün ve 2003/5783-5869 sayılı ilamı ile;

( ... Dava ve birleşen dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece bedeller arasında pek fahiş fiyat farkı bulunduğu ve davalı dördüncü kişinin iyi niyetli olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.

Bedeller arasında pek fahiş fiyat farkı bulunması taşınmazı borçludan satın alan üçüncü kişi bakımından iptal nedeni sayılabilir. Bu durumda ise, taşınmazı borçludan satın alanın iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın iptal kararı verilir. Taşınmazı borçludan değil de borçlunun sattığı kişilerden satın alanlar hakkında iptal kararı verilebilmesi ancak kötü niyetli olmaları halinde mümkündür. Kötü niyetten maksat borçlunun durumunun satın alan kişi tarafından bilinmesi ve bilinebilecek durumda olmasıdır. Satın alan kişinin kötü niyetini kanıtlama yükü de davacı alacaklıya aittir.

Somut olayda, davalı Tuncel Serdar Kırcı taşınmazdaki payı borçludan değil, borçlunun satışta bulunduğu Metin Akın’dan satın almıştır. Bu nedenle bu davalı yönünden uyuşmazlığın İİK.nun 278.maddesine göre değil, 280.maddesine göre değerlendirilmesi gerekecektir. Başka bir anlatımla; adı geçen davalının kötü niyetli olduğunu,yani borçlunun aciz içinde olduğunu ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını gerçekten sattığını veya muvazaalı olarak devrettiğini bildiğini veya bilebilecek durumda olduğunu davacı banka ispatlamalıdır. Toplanan delillere göre davacı banka davalı dördüncü kişinin kötü niyetli olduğunu kanıtlamış değildir. Dairemizin uygulamasına göre; taşınmazın hacizle yükümlü olarak satılması, bedelin düşük olarak gösterilmesi ve satışların kısa aralıklarla yapılması kötü niyetin varlığını kabule yeterli sayılmamaktadır.

Bu durumda mahkemece; davalı Tuncel Serdar Kırcı hakkında açılan 1999/1237 esaslı davanın reddedilmesi, diğer davalılar hakkında açılan 1999/1161 esaslı davanın da İİK.md.283/II. Uyarınca bedele dönüşmesi nedeni ile kabulü ile davacı alacağından fazla olmamak üzere 36.697.385.550 TL. satış bedelinin davalı Metin Akın’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yasa maddelerine yanlış anlam verilerek ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup; Davacı/alacaklı banka tarafından davalılar borçlu Hayrettin Selçuk Turunç, lehine tasarrufta bulunulan Metin Akın ve birleşen dosyada da Metin Akın’ın lehine tasarrufta bulunduğu Tuncel Serdar Kırcı aleyhlerine açılmıştır.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; davalılardan Tuncel Serdar Kırcı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçelerle bu davalı yararına bozulmuştur.

1-Ön Sorun Ve Değerlendirmesi;

Bozma sonrası yapılan yargılamada; davadan ilanen tebligatla haberdar olan borçlu Hayrettin Selçuk Turunç verdiği 14.03.2005 tarihli dilekçe ile kendisi hakkındaki davanın reddini istemiş; bozmaya uyulup uyulmama yönünde açık bir beyanda bulunmamıştır. Davacı vekili bozmaya uyulmasını, ancak ibraz ettiği yeni delillerin toplanmasını; Davalı Metin Akın ve davalı Tuncel Serdar Kırcı vekilleri ise bozmaya uyulmasını istemişlerdir.

Mahkemece direnme kararı verilmiş; davalı Tuncel Serdar Kırcı vekili hükmü hem usul hem de esas yönünden temyiz etmiştir.

İşin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine girişilmezden evvel ön sorun olarak bu husus ele alınmış;

Tarafların bozma sonrasındaki yargılama evresinde yukarıda açıklanan beyanları gözetilerek direnme kararı verilmesinin olanaklı olup olmadığı hususu öncelikle irdelenmiş; davacı vekilinin delillerinin toplanması yönündeki beyanı, davalılardan Hayrettin Selçuk Turunç’un bozma ilamına uyulup uyulmama yönünden açık bir beyanda bulunmamış olması karşısında usulü kazanılmış hakkın varlığından söz edilemeyeceği ve bu durumda hakimin bozmaya uyup uymama konusunda takdir hakkını serbestçe kullanmasına yasal bir engel bulunmadığı gözetilerek ön sorun dolayısıyla da davalı Tuncel Serdar Kırcı vekilinin usule yönelik temyiz itirazlarının reddine oybirliği ile karar verilmiştir.

2-Davalı Tuncel Serdar Kırcı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : 1-Yukarıda ( 1 ).maddede açıklanan nedenlerle usule ilişkin temyiz itirazlarının oybirliğiyle REDDİNE;

2-Yukarıda ( 2 ).maddede açıklanan nedenlerle esasa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA; istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak : Kazancı