Mesajı Okuyun
Old 27-12-2016, 14:08   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
tebliğ talep edilmediği için kararın bir süre sonra kendi kendine kesinleşmesi gibi "olağanüstü" bir durum söz konusu mudur?

Sayın meslektaşım böyle bir şey mümkün değildir. Usulde böyle bir düzenleme yoktur.


10 ay sonra da gerekçeli kararın tebliği istenebilir. Üstelik Türk Yargı sisteminin içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde, 10 ay bana göre çok uzun bir süre de değil.

Bu durum ancak TMK m.2 kapsamında "dürüstlük kuralına aykırı davranış" olarak değerlendirilerek bazı dava türlerinde (boşanma gibi) , temyiz değerlendirmesinde sonuca etki edecek bir etken olarak dikkate alınabilir. Bununla ilgili bir karar okuduğumu hatırlıyorum. (Hatta bu arada kararı da buldum paylaşayım. )

YARGITAY 2. Hukuk Dairesi

E:2014/5585 K:2014/10949 T: 12.05.2014

Boşanma Davası

Gerekçeli Kararın Uzun Zaman Sonra Tebliğe Çıkarılması

Dürüstlük Kuralı


Özet: Davacı kadın tarafından açılan dava sonunda tarafların boşanmalarına karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararının, aradan 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması ile. davalı süresi içerisinde kararı temyiz etmiştir.

Aradan uzun bir süre geçtikten sonra kararın tebliğe çıkarılması dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi, davalının temyiz dilekçesinde, boşanma kararından sonra eşi ile barışıp birlikte yaşadıklarını, evliliklerinin bu tarihe kadar fiilen devam ettiğini ileri sürmesi, davacı kadının boşanma iradesinden vazgeçtiğini ve tarafların birbirlerini affettiklerini göstereceğinden, mahkemece bu yön üzerinde durularak ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir.


(4721 s. MK m. 166, 2)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı kadın tarafından açılan dava sonunda 07.12.2009 tarihinde tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararı, aradan 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılmış olup, kararın 14.01.2014 tarihinde davalı kocaya tebliğ edilmesi üzerine, davalı süresi içerisinde kararı temyiz etmiştir. Davalı koca temyiz dilekçesinde, boşanma kararından sonra eşi ile barışıp 2010 yılı Temmuz ayından 2013 yılı Kasım ayına kadar eski müşterek hanelerinde birlikte yaşadıklarını, evliliklerinin bu tarihe kadar fiilen devam ettiğini ileri sürmüştür. Kararın 4 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğunu göstermesi yanında, bu süre içinde tarafların birlikte yaşamaya devam etmesi davacı kadının boşanma iradesinden vazgeçtiğini ve tarafların geçmiş hadiseleri de karşılıklı olarak affettiklerinin kabulünü gerektirir. Bu bakımdan kararın oluşmasından sonra uzun süre tarafların birlikte yaşamaya devam etmeleri olgusu, hükmün sonucuna etkilidir. O halde, mahkemece bu yön üzerinde durulması ve ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan sebeple kararın bozulması gerekir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Ancak bu kararda göreceğiniz üzere, geç tebliğin , birlikte yaşama faktörü ile birlikte getirdiği farklı sonuçlarından söz ediliyor. Onun dışında doğurduğu bir sonuç yoktur.


Şunu da belirteyim 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun, 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 'Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez' biçimindeki ikinci tümcesi, Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmeden önceki dönem, tebliğ konusu çok daha büyük bir garabetti.

Çünkü kararı tebliğe çıkarttırmak isteyen tarafın bakiye ilam ve karar harcı ödemesi gerekiyordu. Aksi takdirde kararlar tebliğe çıkarılmıyordu. Böyle olunca, siz karar lehinize olan taraf da olsanız yüzlerce, binlerce liralık harcı ödemek zorunda kalabiliyordunuz. Parası olmadığı için kararı tebliğe çıkarttıramayan müvekkil biliyorum... Daha sonra Anayasa Mahkemesi kararı ile bu madde iptal edildi de süreç biraz daha normale döndü. Şimdi en azından talep edince tebliğe çıkıyor, kıymetini bilmek lazım.