Mesajı Okuyun
Old 08-03-2004, 19:23   #5
Merhaba

 
Varsayılan Güncel Basında Kadın

Bu gün dünya kadınlar günü... biz erkeklerin kadınlar için, inançtan uzak yalan söylevler vereceğimiz, onlar için mehdiyeler sıralayacağımız bir gün. Onları bu gün, yalnızca bu gün seveceğiz, ya da sevdiğimizi söyleyeceğiz...onların erkeklerden ayırımsız birey olduklarını... insan haklarının onlar için de olduğunu... sözde onları kutsayacağız... yalnız bu gün. Yarın 9 mart, bir dahaki 7 marta kadar 364 gün biz erkeklerin günü. Onlara her türlü şiddeti uygulamak için çok zamanımız var. Bu güne katlanalım, bu günü öyle ya da böyle savalım...bitmesine az kaldı.

İşte gerçekler...


KADIN OLMAK ZOR...

Kadınların büyük bölümü, dünyada ve Türkiye’de şiddete maruz kalmaya devam ediyor, cinsiyet ayrımcılığı da tüm hızıyla sürüyor.

Ankara NTVMSNBC
AA



8 Mart 2004 — ABD’de her yıl 4 bin kadın dövülerek öldürülüyor, 4 milyon kadın eşinden dayak yiyor, her 15 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor. Pakistan’da ev kadınlarının yüzde 99’u, çalışan kadınların yüzde 77’si dayak yiyor. Fransa’da şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 95. Türkiye’de, evliliklerinin ilk 3 yılında üniversiteli kadınların yüzde 73’ü, gecekondu ve kırsal kesimde yaşayan kadınların yüzde 90’ı şiddetle tanışıyor.


Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği (KASAİD) Başkanı Canan Güllü, kadınların, tüm dünyada eğitimden yoksun bırakılarak yasal ve geleneksel engellerle eve mahkum edildiğini, çalışma yaşamında ise haksız ve cinsiyet ayrımcı uygulamalarla karşılaştığını, şiddet ve cinsel tacize maruz kaldıklarını söyledi. İşyerinde cinsel şiddete maruz kalan kadınların işten atılma ve dışlanma korkusuyla sessiz kaldıklarını belirten Güllü, bu konulara toplu sözleşmelerde de gereken önemin verilmediğini ifade etti.

KASAİD Başkanı Güllü’nün, çeşitli araştırmalara dayanarak verdiği bilgiye göre, Türkiye, dayak konusunda yüzde 58’lik oranla, Bangladeş (yüzde 47), Etiyopya (yüzde 45), Hindistan (yüzde 40) ve Mısır’ın (yüzde 34) önünde yer alıyor. Kadınlar için şiddetin merkezini kendi evleri oluşturuyor. Kocaları, babaları ya da erkek kardeşlerinden şiddet gören, dayak yiyen kadınların yaşamlarına da yine ya kocaları ya babaları ya da erkek kardeşleri son veriyor. Kadınların yüzde 79’u fiziksel şiddete, yüzde 52’si sözel şiddete, yüzde 29’u duygusal şiddete, yüzde 18’i ekonomik şiddette maruz kalıyor. Türkiye’de evliliklerinin ilk 3 yılında üniversiteli kadınların yüzde 73’ü, gecekondu ve kırsal kesimde yaşayan kadınların yüzde 90’ı şiddetle tanışıyor.

ERKEKLER, DÖVME VE TECAVÜZÜ HAK GÖRÜYOR

Kadınlar, hukuki alanda birçok haklarını elde etmiş olmalarına rağmen, hala eşlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle dayak yiyor, eşlerinin tecavüzüne uğruyor. Türkiye’de erkeklerin yüzde 45’i, kadının kendisine itaat etmemesi halinde “dövme hakkı” bulunduğuna inanırken, yüzde 23’ü de eşine “tecavüz” ediyor. Son 1 yılda karısını döven erkeklerin sayısı 1.5 milyonu geçerken, kadınların büyük çoğunluğu yemek pişirme, temizlik yapma, çocuk bakma gibi görevleri üstleniyor. Bu işlerde sorumluluk yüklenen erkeklerin oranı ise yüzde 20’lerde kalıyor.

COĞRAFİ BÖLGELERE GÖRE DURUM

Türkiye’de kadın olmanın zorluk derecesi de bölgelere göre değişiyor. Kent ve kırsal yaşamda kadınlar arası eşitsizlik oranı oldukça yüksek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 19 ilde yapılan araştırmada, kadınların yüzde 45.8’inin hiç eğitim almadığı, yüzde 4.3’ünün ilkokul eğitimini yarıda bıraktığı, yüzde 33.5’nin 5 yıllık ilkokul eğitimin tam alamadığı, eğitim alanların yüzde 81’inin ortaokul, yüzde 5.8’inin lise, yüzde 2.6’sının da yüksekokul mezunu olduğu belirlendi. Türkiye genelinde lise ve daha üstü eğitimli 15-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6’sı işsiz. Kentli kadınlarda bu oran yüzde 37.4, kırsal alandaki kadınlarda yüzde 45.3.

SAĞLIK VE EĞİTİMDE KADIN

Kadınların, sadece yüzde 29.7’si işgücüne katılırken, sağlık sektöründe çalışanların yüzde 65.6’sını, avukatların yüzde 65.4’ünü, eğitim ve öğretim hizmetlerinde çalışanların ise yüzde 43.4’ünü kadınlar oluşturuyor. Kamudaki kadınların yüzde 37.2’si ise genel idari hizmetler sınıfında çalışıyor. Kamuda çalışan 100 kadından 57’si, 24-35 yaş grubunda yoğunlaşıyor ve yüzde 44 ile ilk sırayı lise mezunları oluşturuyor. İkinci sırayı yüzde 15.2 ile iki yıllık yükseköğrenim mezunları alıyor.

ÖĞRETİM ELEMANLARININ YÜZDE 33.1’İ KADIN

Üniversite ve diğer yüksek eğitim kurumlarında görev yapan 53 bin 805 öğretim elemanının 17 bin 828’i kadın. Kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarına oranı yüzde 33.1. Kadın öğretim elemanlarının yüzde 8.5’i profesör, yüzde 6.5’i doçent, yüzde 10.7’si yardımcı doçent, yüzde 12.4’ü de öğretim görevlisi. Diğer kademelerde görevli kadınlar ise toplam öğretim elemanlarının yüzde 61.9’unu oluşturuyor. Akademik personelin yüzde 33’ünü oluşturan kadınlar; rektörlük, dekanlık, bölüm başkanlığı gibi yönetici kadrolarda da yer alıyor.

ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN

Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların yüzde 65-70’i sivil işgücü içinde yer alıyor. Çalışabilir kadınlardan ancak üçte biri istihdam edilebilirken, kadın işçiler en çok tekstil, tarım ve gıda sektörleri ile atölye ve ev işlerinde çalışıyor. Toplam 5 milyon sigortalının yüzde 12’si (600 bin kadın sigortalı) kadın işçilerden oluşurken, toplam 2.5 milyon sendikalı işçinin yüzde 12’si de (300 bin) kadınlardan oluşuyor.

SİYASAL KATILIMDA KADIN

Kadınlar, ilk olarak 1933 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını kazandı. 1935 ara seçimleri, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk seçim oldu. Bu dönemde 24 kadın TBMM’ye girerken, 1939’daki seçimlerde, 400 milletvekili arasında 15 de kadın yer aldı.
Kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Türkiye, kadınların parlamentoda ve karar mekanizmalarında temsil oranı açısından hala çok gerilerde yer alıyor. TBMM’deki kadın milletvekili oranı, yüzde 4.4. Bu rakam Uganda’da yüzde 17.4, Güney Afrika’da yüzde 25, Meksika’da yüzde 14, İsveç’te 40.4, Polonya’da yüzde 13, Mozambik’te ise yüzde 25. Kadınlar, seçme ve seçilme hakkını, Fransa’da 1944’de, İtalya’da 1945’te, Yunanistan’da 1952’de, İsviçre’de ise 1971 yılında elde etti.

DÜNYADA KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Dünya kadınlarının durumu da Türkiye’dekinden farklı değil. Güney Afrika’da her 6 kadından biri, “eşi tarafından düzenli olarak tecavüze uğruyor”. Bu olayların yüzde 46’sında erkek, çocuğuna da tacizde bulunuyor. Pakistan’da ev kadınlarının yüzde 99’u, çalışan kadınların yüzde 77’si kocalarından dayak yerken, Fransa’da şiddete maruz kalan kadınların oranı ise yüzde 95. ABD’de her yıl 4 bin kadın dövülerek yaşamını yitiriyor, yılda 4 milyon kadın da eşinden dayak yiyor. Aynı ülkede her 15 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor.