Mesajı Okuyun
Old 22-10-2006, 04:11   #14
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Kanun Çikarmak Mi Kanunun Uygulanmasi Mi Adaletİ Saglar?

Sayın Isıl'a katılıyorum;

Neden olayı "olması gereken hukuk ve olan hukuk"açısından düşünmüyoruz?

İsterseniz en iyi yasayı yapın uygulayıcı onu anlamadıktan sonra ne işe yarar?

Diğer bir örnek:
Biz 141-142 yi italyan ceza yasasından almıştık. Bu maddeler italyada 2. dünya savaşından sonra hiç kullanılmadı. Bizde en çok kullanılan maddelerdi!

Başka bir örnek daha vereyim:

Bankalar yasaı:

Bu yasayı okuyan arkadaşlar BİR YASANIN NASIL YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ görecekler. Yasanın tekniğine, ifade biçimine baktığınızda (bakabilirseniz) ne kadar saçma sapan bir şey olduğunu anlayacaksınız.

Burada yasa ile hedef alınan kişileri korumak gibi bir derdim yok. ama yasa genel kuraldır ve "özel olarak çıkardığınız bu yasa toplumsal sisteme ciddi zararlar verebilir" bu çerçevede yasa belki sizin istediğinizden farklı sonuçlar doğurabilir.

dün yasada değişiklik yapılarak hırsızlı suçları tutuklama kapsamına alındı. Ama Ankara'da 1-2 yıldır hırsızlı suçu ile yargılananlar en az bir duruşma yatıyorlardı. Hem de 6 yıl kuralının kapsamı dışında kalmasına rağmen.

Hukuk kuralları toplumsal gelişmeyi yönlendirmek konusunda ciddi bir araçtır. Hiç bir ceza yasasında anayasayı ihlal etmek suçu yoktur. Kalkışmak suçu vardır. Çünkü anayasayı ihlal eden kendi yasasını kuracaktır. Bu yasaya göre de yapılan eylem suç olmayacaktır. Ama kuşkusuz ki bu, yeni anaasayı veya yasayı değiştirmeye kalkışmak suç olacaktır. Bu yasaların toplumsal sistemi, kurulmuş olan uzlaşmayı korumaya yönelik fonksiyonunun bir örneğidir. Uzlaşmanın zorla veya anlaşma ile kurulmasının önemi yoktur. Bu sadece bir güç dengesidir.

Diğer bir örnek bizim hukukumuzda yer alan "kan gütme saiki ile adam öldürme suçu"dur. Burada da hukukun toplumu yönlendirme fonksiyonu ile karşı karşıyayız. İnsanlar yüz yıllardır bu gelenekle yaşamışlar ve bunu (kan davalısını öldürmeyi) bir hak hatta görev olarak algılamışlar. Öldürmeyen kınanır. Bu geleneğe rağmen devlet idam cezası vererek bu geleneğin önüne geçmeye uğraşmıştır. Bu da toplumu değiştirme aracı olarak kullanılmasının bir örneğidir.

Köleci toplumda insanların satılması, feodal toplumda da serflerin toprakla beraber devredilmedi adildir.

Sonuç olarak adalet kavramı insana ve topluma ilişkin bir kavramdır.

Hukuk ise hakları korur. Hakların ne olduğu ise toplumsal ilişkilere göre belirlenir.

bu çerçevede adaletle yasa çıkarma kavramının arasında hiç bir ilişki yoktur. En iyi yasa kötü kullanıcılar elinde en kötü yasa haline gelebilir. Yani hukuk ne koyduğu kurallar ile ne de uygulaması ile tek başına adaleti gerçekleştiremez. Kuralların toplumun ihtiyacına uygun olarak konulması ve bu şekilde uygulanması belki hukuk ile adalet duygusunu biraz yakınlaştırabilir.

Sygılarımla