Mesajı Okuyun
Old 14-12-2012, 22:28   #21
avukat 1071

 
Varsayılan 1 ve 2 yıllık sürelerin hesabı nasıl yapılıyor?

Aynı sorunu ben de yaşadım. Konu hakkında oldukça kıt malzeme var. Sayın Baki KURU'nun kitabını bulup okumak faydalı olur. Aşağıda sunacağım içtihat da bu soruna olduça net bir çözüm getirmektedir. Meslekdaşlarıma iyi çalışmalar diler selam ve hürmetlerimi sunarım.
Av. Mehmet Ali GÖLCÜKLÜ


T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 1995/7089
Karar: 1995/11415
Karar Tarihi: 19.12.1995

ÖZET: Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı Ziraat Bankasının satış ve bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine koydurduğu haczin varlığını devam ettirip ettirmediği konusundadır. Kanunumuzda haczin düşmesini önleyen satış isteme ve yeri aldıktan sonra, yenileme yetkisi müddetle sınırlandırılırken satış isteme süresine yeniden başlatan bir neden gösterilmemiştir. Bu durumda haciz tarihinden itibaren taşınmazlarda iki yıl içinde satışının istenmemesi halinde haczin düşeceği hükme bağlanırken bir kez satış istenmekle haczin sonsuza kadar geçerli kalacağının kabulü kanun koyucunun süreye ilişkin düzenleme yapmasındaki amacına aykırı olacaktır.

(2004 S. K. m. 100, 106, 107, 110)

Dava: Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, mahcuzların satıştan sonra sıra cetvelinin davalının alacaklı bulunduğu İstanbul 6.İcra Müdürlüğü'nün 1985/9493 sayılı dosyadan düzenlendiğini, müvekkilinin haczinin sıra cetveli düzenlenen dosyadaki haciz tarihinden önce olduğunu, buna rağmen satış bedelinin davalı bankaya ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı İş Bankası vekili cevabında, davacının haczinin 29.7.1993 tarihinde konulduğunu, bu tarihin müvekkilinin haczinden sonra olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Mercii Hakimliğince iddia, savunma ve toplanan delillere göre sıra cetveli düzenlenirken eksik araştırma yapıldığı, vergi dairesinin alacağı ile ilgili cevap alınmadığı, davacının haczi düşmediğinden ve davalı bankanın haczinden önce olduğundan sıra cetvelinin davacıya ait Şişli 3. İcra Müdürlüğünün 1985/3808 sayılı dosyasından düzenlenmesi gerektiğinden söz edilerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, karar davalı İş Bankası vekilince temyiz edilmiştir.

Satış ve paylaşıma konu taşınmaz davacı Ziraat Bankası tarafından 24.11.1986 tarihinde haczedilerek 21.7.1988 tarihinde satışı talep edilmiş, borçluya gayrimenkul satış ilanı tebliğ edilemediğinden 27.1.1988 tarihindeki satışın düşürülmesine karar verilmiştir. Davacı banka 13.6.1990 tarihinde kıymet takdir talebinde bulunmuş, taşınmaz daha sonra 14.5.1992 tarihinde davalı İş Bankasının talebi üzerine satılmıştır. Düzenlenen sıra cetvelinde İş Bankasının ipotekli alacağından arta kalan 87.020.500.-TL. aynın, bankanın 1985/9493 Esas sayılı dosyasına ayrılmıştır. Davacı banka haczinin İş Bankasının haczinden önce olduğunu, bu nedenle öncelikle kendisine ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetveline itiraz etmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı Ziraat Bankasının satış ve bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine koydurduğu 24.11.1986 tarihli haczin varlığını devam ettirip ettirmediği konusundadır. Kanunumuzda haczin düşmesini önleyen satış isteme ve yeri aldıktan sonra, yenileme yetkisi müddetle sınırlandırılırken (İİK. madde 106, 110) satış isteme süresine yeniden başlatan bir neden gösterilmemiştir. Bu durumda haciz tarihinden itibaren taşınmazlarda iki yıl içinde satışının istenmemesi halinde haczin düşeceği hükme bağlanırken bir kez satış istenmekle haczin sonsuza kadar geçerli kalacağının kabulü kanun koyucunun süreye ilişkin düzenleme yapmasındaki amacına aykırı olacaktır. Zira, bir kez satış istenmekle haczin düşmeyeceğinin kabulü borçlunun tazyik ve tehdit altında tutulmasına neden olabileceği gibi İİK. nun 106 ve 110. maddelerinde belirtilen kesin sürelerin belirsiz bir zaman uzaması sonucunu da doğuracaktır. Satış ve paylaşıma konu taşınmazın satılamadığı 27.1.1989 tarihinden itibaren davacı alacaklının iki yıl içinde tekrar satış istemesi gerekirdi. Davacı her ne kadar kıymet takdir talebinde bulunmuş ve kıymet takdir raporu düzenlenmişse de kıymet takdir talebinde bulunulması ve kıymet takdir raporu alınması satıştan önceki satışa hazırlık niteliğinde birer işlem olduğundan bu talep ve işlemler satış talebi olarak kabul edilemeyeceği gibi, haczin yenilenmesi olarak da kabul edilemez. Bu durumda süresinde satış istemeyen davacı alacaklının haczinin düştüğünden, sıra cetvelinin, haczin geçerliliğini koruyan icra dosyasından düzenlenmesi gerekir. Davalı İş Bankasının satış talebi üzerine taşınmaz paraya çevrilmiştir. İİK. nun 107. maddesinde her alacaklının mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabileceği öngörülmüştür. Maddenin uygulanması için aynı derecede yer alan alacaklılardan birinin satış talebinde bulunması gerekir. Alacaklıların aynı derecede yer alıp almadığı İİK. nun <hacze iştirak derecelerinin teşkili> başlığını taşıyan 100. maddesine göre belirlenir. Somut olayda davacı ve davalı alacaklıların takiplerinin dayanağı belgeler ve haciz tarihlerine göre aynı derece içinde bulunmadıklarından İİK. nun 107. maddesinin uygulama yeri yoktur.

Mercii hakimliğince bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.1995 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


T.