Mesajı Okuyun
Old 10-11-2007, 00:17   #7
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan Teşebbüs Özetle;

Teşebbüs;
Failin suç işlemek kastıyla hareket etmesine rağmen elinde olmayan nedenlerle suçu gerçekleştirememesi halinde teşebbüsün varlığından
bahsedilir. Ancak, teşebbüs derecesinde kalmış bir suçun cezalandırıp cezalandırılmayacağı ve eğer cezalandırılacaksa cezalandırılabilir bir teşebbüsün başlangıcını ve unsurlarını belirlemek önemlidir.
Suç, kural olarak belli aşamalardan geçerek gerçekleşmektedir. Suçun meydana gelinceye kadar geçtiği aşamaların bütününe suç yolu “itercriminis” denilmektedir.Her suçta söz konusu olmamakla beraber suç yolu; düşünce (suç işleme fikrinin ortaya çıkması), icra, tamamlanma ve son bulma aşamalarından oluşur.
Düşünce aşaması failin psişiğinde oluşmaktadır ve suç işleme kararında son şeklini almaktadır.Düşünce aşaması sadece kasıtlı suçlarda söz konusu olabilir zira sonucun istenmesi ancak kasıtlı suçlarda mümkün olabilir. Kişinin işlemeyi “istemediği” bir davranışı, dolayısıyla istemediği bir suçu işlemeyi psişiğinde oluşturması mümkün değildir. Hem bu nedenle hem de kanıtlanmasının neredeyse imkânsız olması nedeniyle suç işleme kararı tek başına cezalandırılmamaktadır.
Örneğin, işlemeyi planladığı bir fiilden yakalanması halinde memura rüşvet teklif etmeye karar verdiğini ifade eden kimse, sırf bu kararı nedeniyle cezalandırılmaz, çünkü bu karar henüz dışa yansımamış ve bir norm ihlâl edilmemiştir. Kararın somutlaştırılması, yani ihmalî ya da icraî bir davranışın işlenmesi halinde ise icra aşaması söz konusu olur. İcra aşaması, failin psişiğinde oluşan suç işleme kararının davranışlarla ortaya konulmasıdır. İrade alanında yani suçun manevî unsuru yönünden, tamamlanmış suç ile teşebbüs derecesinde kalmış suç arasında bir fark yoktur. Teşebbüs aşamasında kalmış suç sadece objektif yönden tamamlanamamıştır çünkü kanunun aradığı tipik fiil kısmen gerçekleşmiştir.Suçun kurucu unsurlarından biri olan manevî unsurun varlığı teşebbüste de söz konusudur ve teşebbüs aşamasında kalan bir suç da manevî unsur yönünden tamamlanmıştır.Ancak kasıtlı suçlarda suç işleme kararı söz konusu olabileceğinden sadece kasıtlı suçlarda teşebbüs kabul edilmiştir.
5237 sayılı TCK’nın “Suça teşebbüs” kenar başlıklı 35. maddesi, “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan
doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolay› sorumlu tutulur.” d
emek suretiyle teşebbüsün ancak kasıtlı suçlarda söz konusu olabileceğini vurgulamıştır. Kanun, kastedilen suçun elverişli hareketlerle icraya başlanıp da failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamaması halinde teşebbüsün varlığını kabul etmektedir. Bu durumda teşebbüsün maddî unsuru, kastedilen suçun icrasına elverişli hareketlerle başlanmış olmasıdır. Ancak kastedilen suçun tamamlamaması iki biçimde söz konusu olabilir. Birinci durumda suçu işlemeye yönelik hareketler (icra hareketleri) sonuna kadar götürülememiştir. teşebbüse özelliğini veren husus sonucun gerçekleşmemiş olması değildir. Teşebbüsün tamamlanmamış suç (tamamlanmam›ş sonuç) olduğu savunulmuşsa dabu formül sadece maddî (neticeli) suçlar açısından söz konusu olabilir ancak şeklî suçlar (sırf hareket suçları) açısından doğru değildir.Şeklî suçlarda sonuç olmadığı için bu suçlara teşebbüste eksik olan hareketin bir kısmıdır. Kanunda tanımlanan tipik fiil işlenmemişse failin cezalandırılması da mümkün değildir. Teşebbüs, özü itibariyle suç teşkil eden fiilin kısmen işlenmesidir.Bu durumda teşebbüsün cezalandırılmasını öngören hükümler, maddî unsuru tamamlanmamış ve kısmen gerçekleştirilmiş fiillerin de cezalandırılmasını sağladığından teşebbüse ilişkin hükümler ceza kurallarının uygulanma alanını genişletici niteliktedir.Teşebbüsün cezalandırılmasını öngören hükümler olmasaydı, suç işlemeye yönelmiş ancak tamamlanamam›ş hareketler de cezalandırılmazdı. Suçun işlenmesi için her zaman gerekli olmamakla beraber hazırlık hareketleri ile her suçta mutlaka gerekli olan icra aşaması vardır.Bu ayrımın belirlenmesinin önemi failin dışa yansıyan iradesinin hangi andan itibaren cezalandırılacağı, bir başka deyişle failin iradesinin hangi aşamadan itibaren cezalandırılabilir bir anti sosyalliğe ulaştığının saptanmasıdır.Bu nedenle cezalandırılabilir bir teşebbüsün belirlenmesinde temel sorun, suçun işlenmesi için gerekli hazırlık hareketleri ile icra hareketlerinin belirlenmesidir.Hazırlık ve icra hareketleri ayrımı nedeniyle ancak icra hareketleri aşamasına geçmesi halinde yani yapılan hareketlerin kastedilen suçu gerçekleştirebilecek boyutta olması halinde failin cezalandırılacağı kabul edilmiştir. hazırlık hareketleri bakımındanKural olarak hazırlık hareketlerinin cezalandırılmasının nedeni, failin iradesinin suç işlemeye yönelip yönelmediğinin tespit edilmesindeki zorluktur. Tek başına hazırlık hareketlerinin cezalandırılmamasının başlıca nedeni, dışa yansıyan iradenin tespiti meselesidir. aslına bu konu tam bir hukuki inceleme konusudur .....
saygılarımla...