Mesajı Okuyun
Old 15-02-2012, 15:28   #2
emi_shn

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/20387
Karar: 2010/21401
Karar Tarihi: 20.12.2010
 
BO
ŞANMA DAVASI - ZİYNET EŞYALARININ İADESİ İSTEMİ - KAYINVALİDENİN DAVACI KADINA MÜDAHALESİ - KOCANIN KADINI AİLESİYLE BİRLİKTE YAŞAMAK DURUMUNDA BIRAKTIĞI - ORTAK HAYATIN TEMELİNDEN SARSILMIŞ OLDUĞU - DAVANIN KABULÜ GEREĞİ
ÖZET: Daval

ının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 166)
Dava: Taraflar aras
ındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1- Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
2- Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyizine gelince;
Toplanan delillerden; davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Davacı Emine, dava dilekçesinde, altın ziynet eşyalarının kocasında kaldığını ve kendisine iade edilmediğini ileri sürerek iade/alacak davası açmıştır. Altın ziynet takı eşyalarının kadına özgü ve kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait olduğu ve kural olarak kadın elinde olduğu ve kadın tarafından taşınacağı karinedir. Bir karinenin aksini ispat; karine lehine olmayan tarafa düşer. Davacı kadın evinden normal koşullarda ayrılmış, düğün için baba evine gelmiştir. Normal olan, normal koşullarda evden ayrılmış kadının ziynet takı eşyalarını yanında götürmesidir. Bu durumda davacı kadının ziynet takı eşyalarının koca tarafından elinden alınıp, iade edilmediğini kanıtlaması gerekir. Bu nedenle, ziynet, takı eşyası davası için ispat yükü davacı kadın üzerindedir. Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet takı eşyalarının evde kasada saklandığı ve kasa anahtarının kocada olduğundan hiç söz etmemiştir. Buna rağmen, tanıklardan birinin beyanında geçen ve duyuma dayanan ziynetlerin evde kasada saklandığı ve koca tarafından kadına iade edilmediği şeklindeki soyut sözlerine değer verilerek; dolaylı yoldan davada ispat yükünün davalı kocada olduğu ve kocanın iade edilmediğini ispat edemediğini, bu yüzden ziynetler yönünden davanın kabulü ile hükmün ziynetler yönünden bozulması gerektiği yolundaki, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. Davada, ziynetler yönünden ispat yükü kendi üzerinde olan davacı kadın iddiasını gösterdiği delillerle usulünce kanıtlayamamıştır. Boşanma isteği yönünden bozma görüşüne katılmakla birlikte; hükmün ziynetlere yönelik bölümünün onanması gerektiğini düşünüyorum. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı