Mesajı Okuyun
Old 11-11-2008, 15:56   #14
Nur Deniz

 
Varsayılan Nur'un Cesareti

Ben başlarım.

Az sonra yazacaklarım tamamen benim yaşadığım ve inandığım bir duygu üzerinedir.Tartışma ve eleştiriye açık olması bunu kabul edeceğim anlamına gelmez.

Cesaret;

Korku ile özdeşleştiremediğim bir duygudur. Çünkü bir adım ötesinde neler olabileceğini asla tahmin edemediğim bir duyguydu benim için.Deli cesareti ile Nur cesaretini zaman zaman ayırt edemediğim olmuştur.Öyleki şimdiye kadar ki yaşadığım hayata kendi gözümle baktığım zaman benim durumumda olan bir çok insanın başaramayacağı şekilde bir hayat yaşadığımı gözlemliyorum.

Cesaret plansız bir risktir bana göre. Sonucunu asla kestiremeyiz. Sonuçta hezeyan olursa adını tecrübe koyar teselli ederiz kendimizi, güzel olursa aferin çekeriz.

Cesaret için kendine güven olmazsa olmaz bir şeydir. Kendine güveni olmayan bir insanın cesareti balondur.En küçük sivri cisimde büyük bir gürültü ile elinizde patlar.

İlk cesur hareketimi 14 yaşımda yaptım. Çünkü istediğim şeyin beni mutlu edeceğine inanıyordum.Babam yatılı okula gitmeme izin vermedi Türkiye derecesi ile kurumlar sınavında kazandığım okula.Bir tane kızım v ar bizden ayrılmanı istemiyorum dedi. Bu günkü gibi aklımda ,Eğer gitmeme izin vermezseniz giderim, buna da engel olursanız hayatım boyunca sizi sevmeyeceğim demiştim.İnatlaştık. Kayıt için Son gün okuldan öğretmenler bahçe dışına çıkmışken yakaladık. Hayat bana hiç bilmediğim bir mesleği çok ama çok sevdirdi. Belki de ömrümün en güzel günlerini bu okulda yaşamışımdır. Cesaretti benim için babam da benim gibiydi çünkü, ya o beni sevmeseydi bu isyanıma sonradan düşündükçe güler olduk.

İkinci cesur hareketim devlet memurluğundan istifa etmekti.Yine derece ile atandım.2 yıl çok çalıştım, tayin istedim , çıkmadı. Müdürlüğe gittiğim bir gün alel acele dışarıda yazdığım dilekçeyi müdür beye verdim ve iş yerime döndüm.Hemen eşyalarımı topladım , baktım elimde bir miktar para var, hemen bir ev tuttum, eşyalarımı getirdim, yerleştim ve ailemi aradım, ben istifa ettim dedim. Nedense hiç konuşmadan kapattık. Kendime ait yine sevdiğim işimle ilgili bir yer açtım. Çok çalıştım baya kazandım. Yoruldum ve sıkıldım. Yine bir gün Ankara ya arkadaşımın düğününe gittiğimde bakanlığın önünden geçerken içeri girdim bir dosyaya dilekçe yazdım , kart yok, referans yok adıma açılmış bir telefon yok, kuru dilekçe ve ben...Personel şubeden şu an bile gülen yüzünü hatırladığım bir bayana vermemi söylediler. Hanım elinde dilekçe bana baktı, Henüz 20 yaşındaydım. Zor dedi. Güldüm. Biliyorum dedim .o söylemeden ben söyledim torpilim yok. Senin torpilin ben olayım mı dedi.Yine güldüm. İnanmıyordum çünkü çıkacağına.

Verdim ve Konya ya döndüm.

2 ay sonra tayinim çıktı.Meğer gönüllü torpilim personel atamadan şube şefiymiş.

Üçüncü cesaretim , işte bu tam bir delilikti, denklik yokken , aşık oldum ve evlendim.Sonuç hüsran ama mükemmel bir çocuğa sahibim.

Dördüncü cesaretim boşanma davası açmak. Hali hazırda 18 yürüyen dava var. Maddi anlamda tüm kazancımı kaybettim. Bunu yaparken ne birikmiş param vardı ne de bir kişi bile yardımcı. Sadece kendime güvendim. En zoru buydu.Eğer bir gün gerçekten çok mutlu olacağıma inanmasam asla içimdeki korkuyu yenemezdim.

Son günlerde yine bir atağım var.Ve bu sefer her şeyim risk. Sonucunu ben de merak ediyorum.

Ben eğer yatılı okula girmeseydim yine bir bölüm kazanır farklı bir meslek seçerdim.Eğer istifa etmeseydim emeğin ne olduğunu paranın bireysel olarak nasıl kazanıldığını asla anlayamazdım. Boşanma davası açmasaydım bir kez yaşayacağım ömrümü korkak geçirecektim.

Cesaret risk almaktır. Cesura göre risklerin boyutu değişir. Benim attğım her adım da her şey etkileniyor.

İyi ya da kötü yorumlanabilir . Ama şu var ki her şey bizimle beraber. Kaybetmeyi göze almadan hayatın tadı çıkmıyor. Kendime tavsiyemse asla bağlanma günün birinde atacağın adımlarda bağlı kalmak zorunda olmadır.

Bilmem anlatabildim mi?