Mesajı Okuyun
Old 07-04-2002, 23:47   #6
seyyah

 
Varsayılan

merhaba,
kefaletin geçerliliği BK'nun 484. maddesi uyarınca yazılı olması ve belirli bir miktar belirtilmesine bağlıdır. eğer kefalet sözleşmesi yazılı değilse ve/veya sözleşmede belirli bir miktar gösterilmemişse kefalet geçersizdir. gerek kredi kartı sözleşmeleri ve gerekse diğer tüm sözleşmeler bakımından kefalet genel hatları ile böyle değerlendirilmelidir. bu husus yargıtay tarafından bulunmuş değil yasal bir gerekliliktir. yargıtay ancak bu yasal gerekliliğe temas eden bir karar verebilir.
ancak yargıtay, son kararıyla, kredi kartı sözleşmelerinde sırf arkadaşına yardım olsun diye kefalette bulunanlara bankaların bir ali cengiz oyunu oynamalarının önüne geçti. bankalar, son zamanlarda bu kabil sözleşmelere kefil sıfatıyla imza atanlara garantörlük sözleşmesi imzalatıyordu. garantörlük bu konuda taahhüdde bulunan bakımından, kefaletten daha ağır hükümleri olan bir hukuksal durumdur. yargıtay, kredi kartı sözleşmelerinde arkadaşının aldığı krediden herhangi bir çıkarı bulunmayan, sırf insani nedenlerle kefil olma arzusu içerisinde bu kabil sözleşmelere imza koyan kişilerin garantör değil, kefil olarak kabulü gerektiğini, garantör sözleşmelerinde belli bir limit de bulunmadığından, bunların kefalet sözleşmesi olarak dahi kabul edilemeyeceğini ve taahhütte bulunanın borçtan herhangi bir sorumluluğu olmadığını içtihat etti. ve bence de isabet buyurdu.
sorunun kısa -yoksa uzun mu?- karşılığı budur.
saygılarımla