Mesajı Okuyun
Old 05-10-2007, 11:39   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Nimet Çubukçu'dan kota açıklaması: Kotayı siyasi partiler koysun

Kotaya karşı olmak, eşitliği savunmama, eşitsizlikten yana olma olarak algılanmamalı ve böyle gösterilmeye çalışılmamalıdır

Birkaç gündür bazı basın yayın organlarında yer alan sayın Başbakan ile KA-DER Başkanı Hülya Gülbahar arasında geçen kota tartışması ve son olarak Radikal gazetesinin bugün (04.10.2007) manşetten okuyucularına duyurduğu "Başbakan yanlış biliyor" haberiyle ilgili aşağıdaki açıklama kadın hakları ve kota sisteminin doğru algılanması için yapılmıştır:
Her şeyden önce ülkemizde başta Anayasa olmak üzere tüm temel yasalarda kadın-erkek eşitliği güçlendirilmiştir. Başta Anayasa'nın 10., 90. maddeleri olmak üzere Türk Ceza Kanunu, İş Kanunu ve çeşitli kanunlarda kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik her türlü düzenleme 58. ve 59. hükümetlerimiz döneminde gerçekleştirilmiştir. Sayın Başbakan da kadın konusunu bir devlet politikası olarak benimsediğini yayımladığı 4 Temmuz 2007 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile tüm dünyaya göstermiş ve hükümet politikalarımızda kadın meselesi her zaman önemli bir noktada bulunmuştur. Ancak bütün yasal düzenlemelere ve uygulamaya dönük çalışmalarımıza rağmen, bugün haksız bir eleştiri ile karşı karşıya bulunmaktayız. Kadın derneklerinden birinin açıklaması olarak gazetede verilen ve sayın Başbakan'ı hedef alan 'Cehalet Diz Boyu' sözleri, hem saygı sınırlarını aşmış hem de yakışıksız, haksız bir benzetme olmuştur. Nitekim, söz konusu haberin kendi içinde çeliştiği de görülmektedir. 'Kotacı Ülkeler' başlığı altında verilen Fransa'nın yüzde 33 AB kritik eşiğinin altında kalan bir temsile sahip olması; sadece yüzde 12.1 ile kadın temsili olması nasıl açıklanabilir? Buna rağmen kota uygulamasına yer vermeyen İsveç'in yüzde 47 gibi yüksek bir temsil oranı ile parlamentosunda kadın vekile yer veriyor olması nasıl izah edilebilir?
Sayın Başbakan'ın verdiği Fransa örneği, bu açıdan önemlidir. Fransa'da kota uygulanmasına rağmen, yüzde 12'lik bir temsil olması kotanın başarılı bir proje olmadığını göstermektedir. Anayasasında kotaya yer vermeyen İsveç ise Avrupa'nın en yüksek kadın parlamenterine sahip ülkesidir. Kısaca, kota sistemi her zaman eşit bir temsile ulaşılmasını sağlamamaktadır.
Türkiye'de kota tartışması ne yazık ki Anayasa zemini üzerinden yapılmaktadır ki, tartışmanın zemini yanlıştır. KA-DER Başkanı Hülya Gülbahar da sayın Başbakan'dan kotanın Anayasa'da yer almasını talep etmektedir. Oysa, dileyen siyasi partiler içtüzüklerinde kota uygulamasına yer verebilmektedirler. Yasal anlamda Türkiye'de bu noktada bir sıkıntı yoktur. Siyasi partiler, kota uygulamasından yanaysalar bu tutumlarını içtüzüklerine yansıtarak gösterebilirler. Kotaya karşı olmak, kadın-erkek eşitliğini savunmama, eşitsizlikten yana olma olarak algılanmamalı ve böyle de gösterilmeye çalışılmamalıdır.
Kota, bir yöntem tartışmasıdır. Bu sistemin uygulanması bir gelişmişlik ya da geri kalmışlık göstergesi olarak algılanmamalıdır. Ekteki bilgi notunun incelenmesinden de görüleceği gibi, sistem farklı şekillerde uygulanmaktadır. Kimi zaman doğrudan devlet kotası (14 ülke), kimi zaman anayasa ve yasalarda yerel seçimleri de içerecek şekilde kadın vekillere kota (30 ülke), kimi zaman siyasi parti listelerinde kota (38 ülke), kimi zaman da seçim adayları için siyasi parti kotaları (73 ülke) uygulanmaktadır. Görüldüğü üzere siyasi partiler tarafından uygulanan kota, çok daha yaygın ve doğru bir sistemdir.
Bir ülkede, kadın-erkek eşitliğinin var olduğuna yönelik tek veri parlamentodaki kadın sayısı değildir. Nitekim Ruanda, Türkiye için bir demokratik toplum örneği hiçbir zaman olamaz.
Sayın Başbakan, kadınların sadece parlamentoda değil, siyasi parti mekanizmalarının her kademelerinde yer almalarını aynı ölçüde önemsemekte ve kotayı erkeğin ianesine bırakan bir yöntem olarak değerlendirmektedir.
Bugün en fazla kadın parlamenterin TBMM'de yer almasına AK Parti adına öncülük eden sayın Başbakan'a yöneltilen tüm bu eleştiriler, tarafımızdan birer politik tutum olarak değerlendirilmektedir.
60. hükümet olarak da siyasette kadın sayısının artması öncelikli amaçlarımızdan olacaktır.
Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Nimet Çubukçu: Devlet Bakanı

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=234855
05/10/2007 (