Mesajı Okuyun
Old 02-10-2009, 22:04   #154
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
BURSA 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DURUŞMA TUTANAĞI
TALİMAT NO : 2009/138
DURUŞMA TARİHİ : 11/09/2009
CELSE NO :2

BAŞKAN ...
ÜYE ...
ÜYE ...
KATİP...

Belli gün ve saatte celse açıldı, sanık Ömer Kavili ile Bursa Barosuna yazılan müzekkere doğrultusunda sanık müdafi olarak atanan Av. Fecri Şengür geldi, yerlerine alındılar. Açık duruşmaya devam olundu
Baro yazısı okundu
G-D. Baro yazısına istinaden Bursa Barosu Avukatlarından Av. Fecri Şengüfün sanık müdafi olarak duruşmaya kabulüne karar verildi açıklandı açık duruşmaya devam olundu.
Tanık yoklaması yapıldı, tanığın hazır olduğu anlaşıldı.
Sanık Ömer Kavili, müdafısi ile birlikte müdafilerin bulunduğu yerde oturmuş olmalarına rağmen sanık müdafi usule ilişkin olarak söz istedi,
Sanık müdafi» CMK.nun 149/3. Gereği savunmasını yaptığım sanık ile benim aynı yerde oturduğumun zapta geçirilmesini istiyoruz dedi.
Bir önceki paragrafta sanık ve müdafısinin yan yana sanık müdafmin bulunduğu yerde oturmaları nedeniyle bu konuda yeniden herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı söylendi.
Sanık müdafi yeniden söz istedi, tanık dinlenirken yemin ve esas hüküm dışında sanık ve müdafi olarak bizim oturarak beyanda bulunmamız sağlansın ve bu hususun zapta geçmesini istiyoruz dedi.
Sanık müdafısinin bu beyanı ile ilgili olarak biraz önce sanık müdafıinin müdafıliğine karar verilirken gereği düşünüldü şeklindeki ara kararmda sanık ve müdafısinin ayağa kalkmaları konusunda mahkememizce herhangi bir uyarıda bulunulmadığı konusunda kendilerine beyanda bulunuldu.
Hazir olan tanık huzura alındı.
TANİK A. A. Y., ... oğlu, .. doğumlu, ... adresinde oturur, sanığı olay nedeniyle tanır manî hali yok,
iddianame okundu, Tanığa CMK. Nun 53/1 maddesindeki tanıklığın önemine ilişkin konular ile CMK. Nun 54. maddesine göre gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklıktan hakkında işlem yapılacağı bildirilmekle, CMK. Nun 55* maddesine göre yemini yaptırıldı, bilgi ve görgüsü soruldu:
TANIK İFADESİNDE : Ben daha önce Kadıköy L Asliye Ceza Mahkemesinde mübaşir olarak görev yapıyordum, iddianamede belirtilen olayın suç tarihi itibariyle bir buçuk yıla yakın bir zaman geçmiştir, bu nedenle söz konusu olayın ne şekilde meydana geldiğini, bu olay sırasmda sanık tarafından ne gibi sözlerin söylendiğini hatırlamıyorum, zaten ben söz konusu kurumdan ayrıldım, şimdi .... çalışmaktayım, tanık olarak daha önce bu konuda C Savcısına ifade vermiştim o ifademin okunmasını istiyorum dedi.

Tanığın olayın üzerinden bir buçuk yılı askın sürenin geçmiş olması ve olayı tam olarak hatırlayamadığını belirtmesi üzerine iddianamedeki olaylar okunarak tanıktan olayı tekrar hatırlayıp hatırlamadığı ve olay sırasında geçen sözleri ve hareketleri hatırlayıp hatırlamadığı tekrar soruldu.
Tanık, hatırlayabildiğim kadarıyla bildiklerimi su şekilde belirtmek İstiyorum, zannedersem söz konusu olayın meydana geldiği dosya ile İlgili olarak duruşma saat 10. Da başlamıştı, müşteki tarafla ilgili vekil yerine gelmişti, sanık müdafi de gelmişti, duruşma başlamadan önce sanık müdafi olan sanık Av. Ömer Bey mahkeme heyetine daha gelecek arkadaşlar var diyerek uyanda bulundu, bu sırada müşteki vekili başka duruşmaları olduğunu söyleyerek bekleyemeyeceğini belirtti, bunun üzerine mahkeme hakimide duruşmaya başlayacağım söylemesi üzerine mahkeme hakimi tarafları ve gelenleri yazmaya başladı, duruşma salonu küçüktü, gelenlerde kalabalıktı, mahkeme hakimi duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırıyordu, bu sırada bayan avukat ismini söylediğinde hakim konuşan ayağa kalksın diye bir beyanı oldu, bayan avukat ayağa kalktı, bunun üzerine Av. Ömer Bey hakime hitaben "avukatın ayağa kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, kendilerinin ayağa kalkması gerekiyorsa C Savcısınmda ayağa kalkması gerektiği" şeklinde beyanda bulundu, bu sırada ben arada sırada mübaşir olmam nedeniyle duruşma salonu dışma çıkarak gelenler varsa salona alıyordum, tekrar içeri geldiğimde duruşma hakiminin Yargıtay ilamına karşı taraflara beyanlarını sorduğunda Ömer Bey Yargıtay ilamına karşı beyanlarından önce başka talepleri olduğunu söyledi, bu konuşmada kısa bir süre tartışma şeklinde sürdü, ben tekrar bir ara dışarı çıkıp içeri girdiğimde Ömer Bey'in kürsüye doğru gelerek işaret parmağı ile "siz bana ne biçim avukatsınız" diyemezsiniz şeklinde bir beyanda bulundu, benim olayla ilgili hatırlayabildiklerim bundan ibarettir dedi.
Tanığın 28.11.2007 tarihinde C .Savcısına vermiş olduğu ifadesi okundu, C. Savcısına yerdiğim ifadem doğrudur, olaydan sonra ifadem alınmıştı, olaydan kısa bir süre sonra verildiği için o ifadem doğrudur yalnız o ifademdeki şu husus düzeltmek isterim her ne kadar Ömer Beyin mahkeme heyetine karşı el kol hareketi yaptığına ilişkin beyanımı sadece Ömer Beyin yüksek sesle ve elinin işaret parmağını hareket ettirmek suretiyle konuşuyor seklinde düzeltmek isterim dedi.
Sanık müdafısinin talebi üzerine "söyleneni duruşma hakimi aynen yazdırıyordu" şeklindeki beyanından kendisinin monitöremi baktığı yönündeki sorusu karşısında soruldu:
tanık, ben monitöre bakmıyordum zaten tek monitör vardı, ancak tartışmadan sonra avukat bey söylediklerini direk olarak katibe geçiyordu, katipte zapta geçiyordu dedi.
Sanık müdafısi tekrar tanığa "söylediklerimi aynen yazdırmıyorsunuz" diye söyledikten sonra avukatın monitöre bakıp bakmadığı hususu soruldu,
Tanık, avukat bey monitöre bakarak söylediklerinin zapta geçirilip geçrilmediğini kontrol etti dedi.
Sanık müdafısinin talebi üzerine "Yargıtay ilamına beyanından önce başka beyanları olduğu şeklindeki" beyanına karşı soruldu,
Tanık, avukat bey Yargıtay ilamından önce dosyadaki evraklarla ilgili her birine ayrı numara verilmesi yönünde bir beyanı olmuştu dedi.
Sanık müdafısinin duruşmadan önce "sanığın duruşma hakimine dosyayı İncelemek için İstediğinde hakimin ha Cemil'in dosyası mı duruşmaya sen mî gireceksin" diye bir beyanı duyup duymadığı hususu sorulsun dedi.
Tanık, ben böyle bir beyan duymadım dedi.
Sanığın bizzat tanıktan "dosyayı İncelemek için istediğinde salona girip çıkma gibi bir durumu olup olmadığı" sorulsun dedi,
Tanıktan soruldu, ben dışarıdayken içende avukat beyle hakimin ne konuştuğunu duymam mümkün değildir, duymadığım şeyi hatırlamamda mümkün değildir dedi.
Sanık söz istedi* ben mahkeme hakimine kalem yönetmeliği avukatlara dosya ile ilgili dosyadaki belgelerin sıra numarası verildikten sonra fotokopisinin ilgili avukatlara verilmesi ile ilgili hususta hakimle konuşmamı duyup duymadığı duymuşsa ne kadarını hatırladığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, ben biraz önce Avukat Ömer Bey'in beyan ettiği hususla ilgili anlattığı şekilde duymadım, biraz önce ifademde belirttiğim şekildeki beyanını duydum.
Sanık Ömer Kavili tekrar tanıktan "biz mahkeme hakimine Yargıtay ilamına karpı diyeceklerimizi bildirmeden önce dosya ile ilgili fotokopi isteğimiz usule ilişkindir, 27 gün boyunca dosyadaki evraklarla ilgili fotokopi isteğimize cevap vermediniz ve bu kondaki talebimizi karara bağlamadınız, hukukun temel ilkesi olarak usul esastan önce gelir, fotokopi isteğimiz karara bağlandıktan sonra dosyayı inceleyip beyanda bulunacağız" şeklindeki beyanımız olmuştu, tanık bu beyanımızla ilgili ne kadarını duymuştur veya hatırlayabiliyor dedi.
Tanıktan soruldu : Duruşma zaten uzun sürdü, sayfalarca duruşma zaptı olduğunu hatırlıyorum, hangi arada hangi konuşmalar olduğunu şimdi tam olarak hatırlayamıyorum, ben o şekilde beyanda bulunduğunu duymadım dedi.
Sanık Ömer tanıktan benim hakim ve C Savcısına karşı hukuk ve kanuni kelimeler dışında herhangi bir küfür, hakaret niteliğinde en ufak bir sözümü duyup duymadığı sorulsun dedi
Tanıktan soruldu, ben sanığın kanuni ve hukuki uyarı cümleleri dışında hakim ve C Savcısına karşı hakaret edici veya küçük düşürücü bir cümle kullandığını duymadım, yalnız sanığın bu hukuki ve kanuni sözleri ve hitap şekli yüksek sesle idi şu andaki mahkeme heyetinize yaptığı konuşma tonunda değildi dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığın biraz önceki beyanında belirtilen bir hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık tekrar söz istedi, tanıktan C Savcısına karşı dövme, sövme veya dövmek için C Savcısının üzerine yürüme gibi bir durumum olup olmadığı sorulsun dedi.
Tanıktan soruldu, sanığm biraz önceki beyanında belirtilen bîr hareketi ve davranışı C Savcısına karşı olmamıştır dedi.
Sanık Ömer'den soruldu, tanığın anlatımlarına karşı mahkemesinde beyanda bulunacağız ancak bizim Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi kanalıyla mahkemenize 30.06.2009 havale tarihli dilekçe göndermiştik bu dilekçenin mahkemenize ulaşıp ulaşmadığını ve bu konuda bir karar verilip verilmediği konusunda bilgi almak istiyoruz dedi.
Sanık Ömer Kavili, 30.06.2009 tarihli dilekçelerinin 27.07.2009 tarihinde mahkememize ulaştığı, dilekçeleriyle ilgili olarak talimatla duruşmada hazır bulunması istenen sanık müdafileri adına usulüne uygun çağrı kağıdının çıkartıldığı ancak görevli savunma avukatlarının mahkememize ulaşım, barınma, yemek giderleri ile ilgili olarak Suçüstü ödenekten ödeme yapılmasına karar verilmediği bu konuda karar verilmesini istiyoruz dedi.
G.D. Her ne kadar sanık Ömer Kavili 30.06-009 havale tarihli dilekçelerinde belirtilen talepleriyle ilgili karar verilmesini istemiş İsede, talimat evrakının incelenmesinde Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin Bursa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine yazmış olduğu talimatta tanık dinlenirken duruşma gününden önce sanık Ömer Kavili ile talimatta belirtilen sanık müdafi Avukatlar Suat Ergin, Ömer Yasa ve Kemal Aytaç'ında adına çağrı kağıdı çıkartılmasını istedikleri, nöbetçi ağır ceza mahkemesince yapılan tevzi sonucu mahkememize intikal eden talimat evrakının tensibinin 23.06.2009 tarihinde yapılmış olduğu, yapılan bu tensipte gerek tanık, gerekse talimat evrakında belirtilen sanık ve sanık müdafileri adına usulüne uygun duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı çıkartıldığı, çağrı kağıtlarında ayrıca tanık y'ın dinleneceği hususununda şerh verildiği, bu işlemlerden sonra sanık Ömer Kavili savunmanı Ömer Yasa tarafından 30.06.2009 havale tarihli dilekçenin geldiği, dilekçenin 27.07.2009 tarihinde havalesinin yapıldığı, zaten bu tarihten önce sanık ve müdafileri adına çağrı kağıtlarının çıkartılmış olduğunun görüldüğü, ayrıca çağrı kağıtlarına rağmen sanık müdafileri de duruşmaya gelmediklerinden sanık savunmanının 30.06.2009 tarihli dilekçelerinde talep etmiş oldukları hususların reddine karar verildi, açıklandı. Açık duruşmaya devam olundu.


Sanık tekrar söz istedi, bizim Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde savunma makamı olarak mahkemenizden talimatla dinlenecek tanığı sorguya çekme yetkimizi kullanmak üzere mahkemenizçe bize yapılan tebligat üzerine ve 1982 belgesi madde 90 uyarınca iç hukuk kuralı haline gelen AHİS 6-3-2 uyarınca teblgatların öncesi veya sonrasına bakılmaksızın hukukkaynağı olan bu kuralın yorumlanarak gerekçeli bir biçimde red veya kabul yönünde yeni bir karar verilmesini ve bu suretle uluslar arası hukuk düzeninin standardını oluşturan sözleşmeye açık aykırılığın önüne geçilmesini ve sanık ve müdafilerinin İstanbul'dan Bursa'ya gelmeleriyle ilgili giderlerin sözleşmeci hükümet nam ve hesabına C Savcılığı suç üstü ödeneğinden ödetilmesi konusunda yasal dayanakları ve gerekçeleri belirtilerek yeni bir karar verilmesini istiyoruz dedi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
l-Sanık Ömer Kavili'nin son paragrafla ilgili beyanı ile ilgili olarakmahkememizce daha önce karar verildiğinden bu konuda yeniden kararverilmesine yer olmadığına,
2-İşi biten talimatın görüldüsü yapıldıktan sonra ikmalen mahkemesine iadesine oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2009
Başkan 23101 Üye 28333 Üye 35123 Katip 55296