Merhabalar Sayın meslektaşlarım,

T.C. vatandaşı baba, yurtdışında evlilik birliği dışında doğan kızını Avusturya Devleti Nüfus İdaresinde tanıyor. Bu tanıma karaı Türk kayıtlarına intikal etmeden baba vefat ediyor. Kızı reşit.

İşbu tanıma beyanının tespiti amacıyla Türk mahkemesinde açmış olduğumuz dava kabul ediliyor, karar kesinleşiyor. Kararda davacının babası tarafından öz kızı olarak tanındığının tespitine hükmolunuyor.

Davacının dahil olmadığı mirasçılık belgesinin iptali ve düzeltilmesi istemli olarak hasımlı olarak açmış olduğumuz davada davalı yan baba hanesine kayıt gerekir diye savunma yapıyor. Çifte vatandaşlık ile ilgili bürokratik işlemler nedeniyle şu anda nüfusta baba hanesine kayıt yapılamadı.

Bu durumda;

1. Mirasçılık Belgesinin(veraset ilamı) iptali bakımından , nüfus kaydında yazılı olmak bir önşart mı dır?

"...Nüfusta kaydı olmayan bir kişi için de veraset belgesi istenebileceği, davanın her türlü delille ispatlanabileceğine dair emsal (YHGK, 1999/2-58 E. 1999/53 K) karar olmasına rağmen, aksine bir argüman kabul edilebilir mi?

2. Mirasçılık belgesinin (veraset ilamı) iptali davalarında, murisin nüfus hanesine kayıt beklenir mi?

"Mirasçılık belgesinin verilmesinde, hareketli nüfus kayıtları, mahkeme ilamları, tapu ve vergi kayıtları, iskan belgeleri, muhtarlık belgeleri, askerlik kayıtları, tanık ifadelerinden delil olarak yararlanılır." (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 30.06.2015 tarihli ve 2015/2061 E., 2015/7260 K. )

Bu karardan da görüleceği üzere hasımlı bu davada nüfus kayıtları delillerden yalnızca biridir.

3. Elimizde bulunan ve kesinleşmiş (tashihi karardan geçmiş) tanıma beyanının tespitine dair ilam, bu davada kesin delil değil midir? Ayrıca nufus kaydı veya ekstra delil aramak uygun mudur?

Teşekkür Ederim