Mesajı Okuyun
Old 12-05-2008, 21:49   #1
Adli Tip

 
Varsayılan İş Kanunu 21. Maddedeki süreler

İş Kanunumuzun 21. Maddesinin 1. cümlesinde, feshin geçersizliğine karar verildiğinde işveren işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundandır yazıyor.

Sadece bu cümleyi okuyan bir işçi, "bana yarayacak kısmı okudum diyerek" karar duruşmasından çıktığı gibi doğruca işverenin kapısına dayanabilir.

Yine sadece bu cümleyi okuyan bir işveren de, işçinin yakasına yapışıp, "hadi işe başla" diyebilir. İşçi, ben çalışmak istemiyorum, başka iş buldum, bu ay olmaz önümüzdeki ay başlayım dediğinde, işveren; "ben seni bir ay içinde işe başlatmak zorundayım, yasa bana bunu emretti" diyebilir....

3. fıkrada denen de şu : "Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. "

Bunu okuyan işveren, "dava 1 yıl sonunda aleyhime çıktı, işçiyi hemen işe başlatayım da, karar kesinleşene kadar çalıştırılmadığı süreden sorumlu olmayayım" da diyebilir zira karar yokken kesinleşmesi için geçen süre de olamaz

Sonraki cümleyi okuyanlar, "bir aylık" süreden haberdar olacak, 5. fıkraya kadar gelenler de 10 işgünlük süreden.

Buraya kadar ki yazılanlar için "normal, orta zekalı bir vatandaş böyle düşünmez" diyebilirsiniz

Yukarıda yazılanlar "benim aklımdaki" cevapsız sorular değil. Lakin benim de anlamakta güçlük çektiğim kısımlar var:

Yasaya göre, işe başlamak için başvurma süresi, kesinleşmiş mahkeme ya da hakem kararının işçiye tebliğiyle başlıyor: işçi karar kesinleşip, işçiye tebliğ edilmeden başvurursa bu başvuru süresinde midir?(başvuru sırasında, kararın kesinleşmiş olduğunu ancak işçinin de kesinleşmeden haberinin olmadığını varsayın.)

İşçi kesinleşmiş mahkeme kararını tebliğ aldığı gün, işverene başvursunu postaya verir de, tebligat 40 gün sonra gerçekleşirse ne olur?

İşçinin süresi içinde yaptığı başvuruya cevaben, işveren işe davetini 10. günde yapar da aynı gün postaya verilen bu davet işçiye 40. gün tebliğ edilebilirse ne olur?