Mesajı Okuyun
Old 23-03-2008, 13:48   #17
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Eser'in bahsettiği karar aşağıda olmakla birlikte pek de emsal niteliği yoktur. Ardından gelen HGK kararı işinize yarayabilir.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/13778
Karar: 2004/17777
Karar Tarihi: 05.07.2004
ÖZET: Somut olayda tarafların sıfatları nazara alındığında; sözü edilen Kanunlarda öngörülen faiz oranlarının olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
(4833 S. K. m. 50) (5027 S. K. m. 49)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 4833 Sayılı, 2003 yılı Mali Bütçe Kanununun 50/t maddesi ile 5027 sayılı, 2004 yılı Bütçe Kanununun 49/o maddesindeki faiz oranları genel bütçeye dahil Dairelerle, katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları için uygulanabileceğinden, somut olayda tarafların sıfatları nazara alındığında; sözü edilen Kanunlarda öngörülen faiz oranlarının olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece kıdem tazminatı dışındaki alacaklar için 31.12.2003-24.03.2004 ve yargılama giderleri için 09.03.2004-24.03.2004 dönemlerinde faiz oranının 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenip uygulanması yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2007/10-42
Karar: 2007/63
Karar Tarihi: 07.02.2007
ÖZET: Bilirkişi tarafından hesaplamaya, yerel mahkemece hükme esas alınan yasal faiz oranlarının, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranlarını belirleyen 17.5.2002, 14.6.2003, 8.10.2003 ve 15.6.2004 tarihli TC Merkez Bankası Tebliğlerine uygun bulunduğun anlaşılmış olması karşısında, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

(5018 S. K. m. 12) (5502 S. K. m. 1) (4833 S. K. m. 51) (5027 S. K. m. 49) (Anayasa Mahkemesi 22.01.2004 T. 2003/41 E. 2004/4 K.) (Anayasa Mahkemesi 07.06.2005 T. 2004/12 E. 2005/35 K.)
Dava: Taraflar arasındaki <faiz alacağı> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 20.07.2005 gün ve 825-711 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 01.12.2005 gün ve 9459-12527 sayılı ilamıyla;
(...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava konusu faiz alacağının 25.05.2001 - 30.06.2002 dönemi yönünden %60, 01.07.2002 - 31.03.2003 dönemi yönünden %55, 01.04.2003 - 31.12.2003 dönemi yönünden %30 ve 01.01.2004 - 25.11.2004 dönemi yönünden %15 oranı esas alınarak belirlenmesi gerekirken, Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yukarıda anılan oranları gözetmeksizin hesaplama yapan bilirkişice düzenlenen raporun hükme dayanak kılınarak fazla faiz alacağının hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, süresinde ödenmeyen yaşlılık aylıkları nedeniyle oluşan yasal faiz alacağı istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, istemin kabulüne karar verilirken, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan faiz oranlarına itibar edilmiştir.
Yüksek Dairece verilen ve yukarıda yazılı bulunan bozma kararında, 2003-2004 dönemde uygulanması gereken yasal faiz oranlarının hatalı belirlenmiş olduğu belirtilmiş, yerel mahkemece, hükme esas alınan faiz oranlarının 3095 sayılı Kanuna uygun bulunduğu, Anayasa Mahkemesince dayanak maddelerinin iptaline karar verilen Bütçe Kanunlarınca belirlenen faiz oranlarının somut olaya uygulanma olanağının bulunmadığı nedeniyle direnme kararı verilmiştir.
Faiz; <alacaklının nakdinden bir süre için yoksun kalması sebebiyle ile, nakdin kullanılması olanağını borçluya bırakması karşılığında elde ettiği, para borçları bakımından özel olarak düzenlenen, tahsili için zararın ve kusurun varlığı şart olmayan bir tür tazminat, bir medeni semere> şeklinde tanımlanabilmektedir (Doç. Dr. Mehmet Helvacı, Para Borçlarında Faiz Kavramı, Beta, 1. Baskı, s;65).
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun yasal faizin düzenlendiği 1.maddesinde; faiz ödenmesi gereken ancak, miktarı sözleşme ile tespit edilmemiş hallerde faiz oranlarının nasıl belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun (4489 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik) 1. maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden yapılacağı, söz konusu reeskont oranının, 30 Haziran günü uygulanan reeskont oranından beş puan veya daha çok farklı ise, yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olacağı; 21.4.2005 gün ve 5335 sayılı Kanunun 14.maddesiyle değişik düzenlemesinde ise, yasal faiz oranının %12 olduğu, Bakanlar Kurulunun, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkili bulunduğu ifade edilmiştir.
4833 sayılı 2003 Mali Yılı Bütçe Kanununun 51/t maddesinde; İlgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranı, 1.4.2003 tarihinden itibaren aylık % 2,5 olarak; 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49/o maddesi ise aylık % 1,25 olarak uygulanacağını hükme bağlamıştır.
Uyuşmazlık; Bağ-Kur'un taraf olduğu ve yaşlılık aylığının geç ödenmesi nedeniyle yoksun kalınan faiz alacağı istemine ilişkin davalarda, Bütçe Kanunlarında belirlenen faiz oranlarının hüküm ifade edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bütçe Kanunlarında, sadece genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlanmış borçlarıyla sınırlı bir düzenleme getirilmiş olup, bu nitelikte olmayan borçlar kapsam dışında tutulmuş, Kanunun gerekçesinde bu yön açıkça vurgulanmış olmakla, somut uyuşmazlıkta; davalı Kurumun ve faiz alacağının belirtilen tanıma uygun olup olmadığı önem taşımaktadır.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 1.maddesinde; kurum, kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tâbi bulunduğu,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 12.maddesinde; Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan ve bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesi; Sosyal güvenlik kurumu bütçesi ise, sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesi olarak tanımlanmıştır.
Belirtilen yasal düzenlemeler ve ekli listeler ile uyuşmazlığa konu alacağın niteliği dikkate alındığında, davalı Kurumun genel bütçeye dahil idare, yaşlılık aylığının geç ödenmesinden kaynaklanan yasal faiz alacağının da <ilama bağlanmış borç> olarak tanımlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Kaldı ki; 4833 Sayılı 2003 yılı Mali Bütçe Kanununun 51/t maddesi Anayasa Mahkemesinin 22.01.2004 tarih ve 2003/41 Esas, 2004/4 sayılı Kararı ile; 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49/o maddesi ise, 7.6.2005 gün ve 2004/12 Esas, 2005/35 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. Elde bulunan ve uyuşmazlığın sürdüğü davalarda iptal kararının geriye yürümemesi kuralı uygulanamayacağından, 2003 ve 2004 yıllarında yürürlükte bulunan ve 3095 Sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen faiz oranlarının somut uyuşmazlıkta gözetilmesi yasal zorunluluktur.
Bilirkişi tarafından hesaplamaya, yerel mahkemece hükme esas alınan yasal faiz oranlarının, (uyuşmazlık konusu devrede yürürlükte bulunan 3095 sayılı Kanunun 4489 sayılı Kanunla değişik 1. maddesi ile TC Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont faiz oranlarına yapılan atıf nedeniyle) reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranlarını belirleyen 17.5.2002, 14.6.2003, 8.10.2003 ve 15.6.2004 tarihli TC Merkez Bankası Tebliğlerine uygun bulunduğun anlaşılmış olması karşısında, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 07.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)