Mesajı Okuyun
Old 01-05-2002, 01:26   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yasama- Yargı - Yurttaş

YA
Yabana yollama, yoluna yolum. Yârim, yavuklum, yavrucuğum, yabanım, yoldaşım, yaratanım.
Yabankeçisi yabanmersinini yedi. Yabankedisi, yabanmaydanozunu. Yalnızca yasaları yemediler.
Yabanpazısı yazgısını yazdı. Yazdıklarını yadsımadı, yapayalnızlığını yadırgadı.
Yâd etti yarım yüreğiyle, yitirilmiş yılları. Yılların yenilenen yolları yoktu. Yollarda yitirilen yıllar, yorulmadı. Yürek yarım. Yorgun, yağışlı, yavaştı.
Yağcının yaktığı yağın yalazında yanan yüreklerden yükselen yakarışlar: Yargıya yardım...
Yağda yumurta. Yanında yufka. Yufkalaşmış yüzün yadsımadığı yıllar. Yanmış yanık yağ. Yürü ya Yaşar, yürü; yürüyüşünle yüreklensin yargı. Yaşlarını yaşayamadan yaşadı, yaşlanmadı, yassılaştı.
Yağdırıyor yağdıran. Ya yağmur, ya yargı. Yağhanede yargının yağı. Yoğun yağışta yavaşladı. Yargıya yardım. Yani yağlamadan. Yağız yargının yakası. Yakası yağlı yapımcı. Yağmurluk.
Yağmacılık, yalancılık; yaygılaşıyor, yorganlaşıyor. Yalanı yok, yaşadıklarını yazanın.
Yağmur yerine yağmacılık, yağcılık, yalan yağıyor. Yargı yalınayak. Yargıyı yanıltmakta yarışan yabanarıları.
Yağmurcu yağmurlarını yitirdi. Yağını yitirdi yağcı. Yollarda yağsız yarenlikler. Yabanpancarı, yabansümbülü yargıya yollandılar. Yol yoktu. Yargılanmadan yaşamaktalar.
Yağsız yemekler yemelisin. Yulaf ye, yoğurt ye. Yargıyı yeme.
Yahni yemekte yaşlı Yahudi. Yüreğini yakan yağmur. Yakala, yargıla. Yut. Yakacak. Yakalanacak, yakalayacak. Yakalama. Yanlış yapma. Yalın ol. Yakalandı. Yargılanacak!
Yahyalı’nın yolları. Yollarda Yahya’nın yakarışı. Yahya’nın yakını, yüksek yönetici. Yasadışı Yahya, yaptıkları yasalımsı.
Yakacık’ta yaşayan yağmurcu yasaya yakalanmadı, yağmura yakalandı. Yağlıboya yüzünü yadırgadı. Yağlıboya yüzü yağmurda yüzüldü. Yüzüne yabancılaştı.
Yakarışları yağmurlaştı yatağında.
Yakışıklı yakıağacı yandı ya, yaratana yalvardı da, yani Yasemin’in yoluna yayılınca.
Yaktı yalnızlığını, yıldızlara yolladı yargıç. Yıldızlaştı. Yapıbilim yalnızlığını yapılandırıyor.
Yaladı, yuttu, yedi. Yedi yalan yargıya yapıştı. Yapış yapış yargı. Yapracık yüreği yalnız.
Yalancıdolmayı yalansız yuttu. Yalanı yasallaştırana yalınkılıç yürüdü yengeç.
Yalancının yaygarası, yalancıktan.
Yalandan yakardı yaratana. Yaylı yatağında yalnız yatmakta yıllardır. Yüzü yıllarla yamanmış.
Yalanı yadsımadı yakutun yüzü.
Yalanladı yönetici, yengecin yazdıklarını. Yalanlama yalandı, Yargı yutmadı. Yargıç, yalansız yargıladı.
Yalıncak yargı. Yalıngaç yargı. Yallah yargı.
Yalısında yalelli. Yüzde yüz yerli. Yüznumaracı.
Yalnızlığa yedi, yüzsüzlüğe yüznumara. Yüzünün yüzölçümü yok.
Yalova’da yalnız yaşayan, yalnızlığını Yehova’ya yazdı. Yanıt yok. Yazmakta yine.
Yalpalayan yalvaç. Yargıya yalvarış. Yargının yalvarışı. Yargıya yamanan. Yampiri yürüyen yumurtacı. Yanardağın yamacında yürü, yüreğin yansın. Yargıya yandaş. Yola yoldaş. Ya yoksa yargı... Yandık.
Yalvacın yanılsamaları.
Yalvaç Yusuf’un yalvarışını yılanlar yanıtladı.
Yamalı yargıyı yutan yılan, yalansız yargıyı yaldızladı. Yalapşap yazılmış yazılar.
Yamandır yargının yankısı, yankılanır yüzyıllardan yüzyıllara; yasasıyla, yargıcıyla, yargısıyla. Yasası yasa, yargısı yargı, yargıcı yargıçsa; yankılanır yurdunda yurttaşın, yeryüzünde.
Yamyamlar yasalarını yememişlerdir. Yüreği yamyam, yalvaç yüzlünün yasası, yasa yemek.
Yanalım. Yanak yanağa yatalım. Yargıyı yalpalatan. Yasalarına yabancı yurttaş. Yasa yapan. Yargıda yangın. Yağmur yağsa. Yağ yağ yağmur. Yargısal yanılgı. Yangıncıya yangın. Yandığının yaygarası yanılgısı. Yanılgıyı yargıya yükledi, yüklü yargıyı yankesici yürüttü.
Yanardöner, yalan yazar, yalancıktan yargıyı yazar. Yazdıkları yalapşap. Yalnızlığı yaman. Yalıçapkını yalnızlığına yanık. Yakut yüzükleşti. Yaşam yolunda yusyuvarlaklaştı.
Yanık yemenisini yollarda yitirdi.
Yanılsama. Yasama, Yargı.
Yanlış yüzyılda, yanlış yerde yanlışlıkla yaşanmışçasına.
Yanlışlıkla yaşamını yitirdi. Yanlışlar yaparak yaşamıştı.
Yanmış yıkılmış. Yüzülmüş.
Yapıbilimci! Yargıyı yapılandır.
Yapıbilimci! Yasamayı yapılandır.
Yaptırımını yitiren yargı yaralı. Yaramaz yasacı yargıyı yaraladı. Yoksul yargı yargıdan yararlanamadı. Yararı yok. Yağmur yağmazsa yakında. Yok yaratıcısı yargının.
Yaptırtma. Yap yuvasını yargıyı yoranların, yolanların, yolsuzlaştıranların, yorgunlaştıranların. Yap yuvasını. Yap, yaşa, yaşat.
Yâr yaralı yüreğim, yasak yollardan yorgun. Yastığımdaki yüzünden.
Yaratık yortuda yuhalandı. Yaratana yalvardı, yalvaçsız.
Yarbayın yasası, yabandomuzu yasağı. Yabanarısı, yabanasmasına yuvalanamadı.
Yardımcısıyla yardımlaşarak yasadışı yiyicilere yol yaptılar. Yollu yardımseverler.
Yardımlaşarak yaptılar yollarını.
Yarenlik; yurttan, yurttaştan.
Yargı yeniden yapılanmalı. Yeniden yapılan yargıda, “yargılanamazlar” yargılanmalı.
Yargı yılında yaşlı, yaslı yürekler. Yargı; yurttaşa yargısal yıldırımsavar. Yargıya yıldırımlar.
Yargı yolları yamuk yumuk. Yağma yok. Yok ya! Yağmalama yorgunu. Yargı yurdunda yabancı. Yalancı. Yargısal yadımlama. Yadırgama yargıyı. Yadsıma. Yargıya yamanmış yafta. Yafta yağlı. Yunus’a yanık yavuklusu. Yağcı yürüyor yağmurda. Yanakları yağlı yağmur.
Yargı, yargıcındır. Yargıtay yargının yargıcıdır. Yargıcın yargısı, Yargıtay’da yargılanır. Yüreklerinde yurttaşların.
Yargıcın yokluğunda yargılama yapılamaz.
Yargıevinde yazman, yargıcın yargısını yazıyor; yaşamsal.
Yargıevinin yanındaki yufkacının yiğit yamağı yumurtaları yiyince, yalnız yumruk yemedi yufkacıdan, yargılanmakta. Yenilen yumurtalara yatılacak yıllar.
Yargılama yetkisi... Yargıcının yetkisi ... Yargılanan yargıç yargıya yalvardı. Yargının yarısı. Yarımada. Yasa yasta. Yaşamı yasalaştıran Yasama. Yürütme. Yol yok. Yasal yalan. Yardakçı yasamaya yamandı. Yasa yaptı. Yasaya yaslandı. Yasa yassılaştı. Yargıyı yavanlaştıran.
Yargılandı. Yeniden yargılandı. Yargılı. Yargılanan yaşamları yazıyor: Yasaksız, yalansız, yalın.
Yargılanmış yorgun yüzüyle yatağına yayıldı. Yüzünü yastıkta yitirdi. Yüzlü yastık.
Yargılayıcı yargıyı yargılayamadı. Yargılanamayan yargıya yılanlar yuva yaptı.
Yargının yankısı yok. Yasacının yanıtı yok.
Yargının yavuklusu Yasamadır. Yasama, Yargıya yakınlaşamamaktadır.
Yargının yengisi. Yengecin yengesi. Yerinde yerinen. Yargıyı yetkisizleştiren yetkili. Yargıyı yıkayalım. Yargı yetkileri, yetkilileri yıkar. Yargıda yığılma. Yersizlik. Yargıya yardımın yolu. Yargıya yakınlaşan yıkımcı. Yıkımcıya yıkılacak yapı. Yangıncıya yangın. Yargıya yasa. Yasaya yurttaş. Yurttaşa yasa. Yaşam yasa. Yaşa yaşa.
Yargının yönü. Yaşamla yöndeş. Yaşamaya yönelelim, yaşamaya yazıklanmadan.
Yargısal yardımlaşma. Yargıya yama yapmalı. Yamacı. Yama yapıyor. Yargıç yalnız. Yakınlaş. Yok yaklaşma. Yakınlaşacakmışçasına yavaşça yürü. Yolumda yakıntı. Yüreğimden. Yakınma yargının yavaşlığından. Yavaşlatan, yağ yemekte. Yüzü yağ içinde. Yavrusu yargıya yürümekte. Yağlı yollarda.
Yargısında yalnız yargıç, yargısıyla yüceleşir.
Yargıtay, Yüce Yargı, Yargı Yolları, Yargıcı ....
Yargıya yakıştırılan yapılar. Yapılaşmış yasalarda yaşam. Yaşamsal yaklaşımla yargıya yardım.
Yargıya yalan, yılana yular.
Yargıya yalanla yaklaşma, yanarsın.
Yargıya yazık. Yasamaya yazık. Yurttaşa yazık.
Yargıya yılgınlık, yıkıntı yakışmaz. Yargıyı yozlaştıran yargılanacak.
Yargıyı yabalayan yurduna yabancılaşmış yurttaş, yabasını yitirdi. Yabandefnesini yoldular. Yabanenginarı, yabaneşeği, yabangülü yan yollarda yabankazını yağladılar. Yaşamı yabanileştirenler; yabanhavucu yoksa, yabanilahana, yabaniıspanak, yabaninciri yemeli, yabaniyasemini yolmalılar. Yasayı yolmadan, yargıyı yakmadan, yasamayı yutmadan. Yabanikimyon yakalanıp yargılandı. Yaşasın Yargı!
Yargıyı yalayıp yutan. Yargısal yelkovan. Yelkenlinin yalvardığı yel. Yargının yitirdiği yollar. Yargı yollarında yitirilen yaşamlar.
Yargıyı yıldıramadı. Yıldız yağmuru yılgınlığı yıkadı. Yılışık yağmurcu yıldı yalnızca.
Yargıyı yüzüstü bırakan. Yüzükoyun yatırıp yüzen. Yüznumaracının yüzölçümü.
Yargıyla yumruklaşan, yuhalayan, yaşamı yataktan yöneten yöntemsiz yönetici. Yugoslavya’da, Yunanistan’da, yurdumun yaylasında Yaylaçiçeği.
Yarımca’da yarımgün yarım yamalak yarenlik, yordu yağmuru. Yarımkürede yarımkanatlıların yaşamı; yarısı yaşam, yarısı yarısaydam.
Yarınki yaşamı yaratacak, yıldızlara yol yapacak yasacı; yarımadada yarım yapıda yaşıyor.
Yasa, yazıldığında yenilenmeye yazgılıdır. Yenileştirilemeyen yasalar, yaşama yenilirler.
Yasa, yurttaşla yaşar. Yaşar, yasayla yargılanır. Yurttaşların yasasıyla.
Yasacı, yasakçı, yüncü yan yana yattılar. Yargı yaslı, yatmadı.
Yasadışı yaşam, yerkabuğunu yaramadı, yargıyı yıpratmakta. Yasacı, yargıya yasa yap. Yargılasın.
Yasadışı yurttaşa yasa yok, yaşamı yayla. Yaşamı yasal yurttaşa yaşam yokuş.
Yasalar yalınlaştırılmalı. Yargıya yaklaşımdaki yöntemsizlik yadsınmamalı. Yurttaş yargının yargısını yadırgıyor. Yurttaşı yargıya yadırgatan, yadırgayışı yalanlıyor.
Yasama yemliktir, yargısı yanlıştır. Yasama, yurttaşın yüreğidir. Yüreğinde yılanları yaşatma.
Yasamadaki yolsuzluklar yargılanamazsa, yurttaşın yüreği yasaya, yasamaya, yargıya yakınlaşamaz.
Yasamayı yöneten yönetici, yasa yapanlardandır.
Yasanın yazdığı yurttaş yaşamda yok. Yaşamdaki yurttaş yasada yok. Yurttaşa, yaşama, yasaya yabancı yasacı, yaşamı yazıyor, yasa yapıyor.
Yasayı yargıç yorumlar, yaşamı yurttaş. Yargıcın yanlış yorumuyla yitiren yurttaşın yolu, Yargıtay’dır. Yargıtay’ın, Yargılıkların Yasası yeniden yazılmalı.
Yaslansa yaslı yürek yüreğine, yastığına, yorganına, yatağına. Yazlasa yüreğinde.
Yaslı yüncü yasaları yargıladı.
Yaşam, yumurtadır.
Yaşamak. Yakılmadan, yıkılmadan, yorulmadan, yılmadan.
Yaşamamışın yalanı yoktur.
Yaşamı yasadışıydı; yasadışı yaşamını yasalaştırdı, yüzünü yitirdi yalnızca. Yaşamına yasa yaptırtan yüzsüz.
Yaşamı yaşa, yazılmışı yineleme. Yaşanmışlıkları yaşayarak yazsana. Yarısaydam yaşamında yardakçı, yardakçılık yarışında.
Yaşamı yorucu, yolgeçen yüreğinde yalnız. Yolunmuş yonca.
Yaşamın yörüngesi; yurttaş, yasama, yargı.
Yaşamını yalvaçlaştıran yalancı, yargıya yalvaracak.
Yaşamla yüzleşmek yürekliliktir. Yüzsüzler yüzleşemez. Yüzgörümlüğü yükümlülüğünden yıldı; yavuklusu yüzüstü yattı.
Yaşamları yarıştıran yaratan. Yorumcu yasayı yorumladı; yaşamı yasalaştıran, yorumunu yazdı. Yayılan yalan, yayanı yuttu. Yardımsever yüzlü, yarımasalak, yarınki yalanlarını yazmakta.
Yaşamları yönetmeye yeltenen yetenek yoksunu yönetmen, yoğun yurttaş yağmuruna yakalandı.
Yaşlılık, yassılaşan yaşam.
Yatsıya yakın yakarışları yazıp, yaratana yollamalısın.
Yaya yurttaşın yaşantısı yokuşumsudur.
Yayan yapıldak. Yazar yapayalnız, yazar yargıyı. Yazmaya yargılı. Yaralı.
Yaygın yanlış. Yanlışı yaygınlaştırmak. Yanlışı yasalaştırmak. Yasamaya yaslanıp yasaları yadsımak.
Yayımcı yazılanları yayınevinde yaktı. Yazarını yobazlar yakmıştı ya.
Yaylandı yağmurda yaprak. Yasemin yoğurt yerken, yoğruldu yüreğinde yalnızlık.
Yaz! Yazmalısın, yazmalıyız. Yazışmalıyız. Yaşamalıyız: Yaşamı, yazdıklarımızı. Yaşadıklarımızı yazmalılar. Yazarlar.
Yazanı yazdıkları yatıştırır, yarıştırır. Yalvaçları yarıştırıyorlar yazdıklarıyla.
Yazdıklarını yırttı yalvaç. Yazgısı yalnızlıktı. Yalnızlığını yorumladı, yargılayamadı yaratanı. Yargısını yasa yaptı. Yoğurdu yasaları, yorulmadan. Yoğurdu. Yoğun yağmur yollara yoldaş.
Yazıhane yazılaşan yaşanmışlık. Yargıya yolcu. Yazan.
Yazıhanede...
Yazmak, yazışmak.
Yazmanın yazdığı yalansız: Yarışı yitiren yarışçının yellendiğini yazdı. Yazık yarışları yitirip, yaşamda yosunlaşanlara. Yorgancı yorulmadı.
Yontucu yaratanla yarışmakta.

Hulusi Metin