Mesajı Okuyun
Old 27-02-2018, 03:24   #17
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yargitay

T.C.
YARGITAY
11. HD. E. 2016/2571, K. 2017/5023, T. 04.10.2017

DAVA : Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12/10/2015 tarih ve 2014/806-2015/632 Sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR :
Davacı vekili, müvekkilinin ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde 342297 numara ile kayıtlı ... İnşaat Gayrimenkul San. ve Tic. Ltd. Şti'nin hissedarı olduğunu, şirketin diğer ortağının ... olup, müvekkilinin ... ile... 2. Aile Mahkemesi kararıyla boşandığını ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin şirketin diğer ortağı ile bir araya gelip ortaklık hakkında karar alabilmesinin imkansız olduğunu, boşanma davasının açıldığı 2009 yılından beri telefonla dahi görüşmediklerini beyanla müvekkilin ortaklıktan çıkma talebinin kabulüne, şirket ortaklığının gerçek değerinin hesaplanarak ayrılma akçesinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin % 25 hissesinin davacıya, % 75 hissesinin ise dava dışı ...'a ait olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davası sebebiyle şirketin gayri faal duruma düştüğünü, 2006 yılından beri ticari faaliyeti olmadığını, şirketin bu hale gelmesinin sorumlusunun davacı olduğunu, davacının TTK'nin 638. maddesindeki ortaklıktan çıkma hakkını kötüye kullandığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, evlilik birliği içinde kurulan şirketin tarafların ayrılması sebebiyle varlığını devam ettirme imkanı bulunmadığı, ancak TTK hükümlerine göre asıl olanın şirketin varlığını devam ettirmesi olduğunu ve tek kişi tarafından şirket kurulmasına cevaz verilmesi göz önüne alındığında ve talebin şirkette çıkmaya dair olduğu da gözetildiğinde şirketin feshi ve tasfiyesine mahkeme kendiliğinde karar verme imkanı bulunmadığı, somut olayda şirketten çıkmaya dair haklı nedenin bulunduğu, öte yandan şirketin gayri faal olması sebebiyle çıkma halinde mali durumunun etkilenme olanağı da bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüyle yapılan hesaplamaya göre davacının çıkma payının 166.361,53 TL olduğu, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili talebine dair olup, mahkemece yukarda özetlenen gerekçe ile davanın kabulü kararı verilmiştir.

6102 Sayılı TTK 638/2 hükmü gereğince “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.

Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.”
Davacı iddiaları ve delilleri değerlendirildiğinde çıkma isteminin haklı sebebe dayandığı anlaşılmakla, davacı ortağın limited şirketten çıkma payının hesaplanması yoluna gidilmiştir.

Ancak,

6102 Sayılı TTK 641/1 maddesi hükmü “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” gereğince ortaklıktan çıkma payının, şirketin karar tarihine en yakın tarihteki mal varlığının gerçek değeri saptanarak buna göre belirlenmesi gerekirken, şirketin defter kayıtlarına göre bilanço esas değeri üzerinden davacı hissesine isabet eden miktarı belirleyen bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının istemi halinde temyiz edene iadesine, 04/10/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, Limited Şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir.
Limited Şirketin esas sermaye paylarını iktisabı, çıkma ve çıkarılma bakımından TTK m. 612/2'de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre şirketin çıkma ve çıkarılmada edineceği esas sermaye payı oranı % 20'dir. Böylece, Limited Şirketinin çıkma ve çıkarılmada % 20 oranından fazla esas sermaye payını edinme olanağı yoktur. Ayrıca, Limited Şirketten çıkma ve çıkarılmada ayrılma akçesinin ödeme koşulları yine TTK m. 642'de belirlenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, somut olaya gelindiğinde, davacının esas sermaye payının davalı şirket tarafından iktisabı ile ayrılma akçesinin davalı şirket tarafından ödenmesi anlamına gelecek şekilde hüküm verilmesine olanak sağlandığı TTK m. 612/2 ve 642'nın değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu şekilde hükmün oluşturulması için TTK m. 612/2ve 642'ye göre değerlendirilme yapılması zorunludur.
Tüm bu sebeplerle çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.

Kahve molası...