Mesajı Okuyun
Old 15-01-2024, 09:24   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatın aidiyeti iddiası ,ortaklığın giderilmesi hakkında karar verilinceye kadar ileriye sürülebilir.Yapının aidiyeti iddiası iddia ve savunmanın genişletilmesi kapsamında değerlendirilmez.Dolayısıyla, bu konudaki iddianın "iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı"na (HMK.141/1) tabi olmaksızın karar aşamasına kadar ortaklığın giderilmesi davasında ileriye sürülmesi imkanı bulunmaktadır.

Muhdesatın iddiası ileriye sürüldüğünde,hakim diğer paydaşlara/ortaklara iddiayı kabul edip etmediğini sorar. Tüm paydaşların/ortakların muvafakatini bildirmesi halinde ayrıca tespit davası açılmasına gerek kalmaz. Tüm paydaşların/ortakların muvafakati sağlanamadığı takdirde "muhdesatın aidiyetinin tespiti" davasının açılabilmesi için süre istenerek tespit davası Asliye Mahkemesinde açılır. Tespit davası ortaklığın giderilmesi davasında bekletici neden yapılır. Davalının evi hakkında da, bu davalının aidiyet yönünden bir savunması varsa kabul edilmediği açıklanmalıdır.

Muhdesatın aidiyeti iddiası tanık,vergi kaydı,yapımda kullanılan malzemelerin faturası ve mahallinde yapılacak keşif gibi her türlü delille ispat edilebilir. Özellikle tanık beyanı iddianın ispatında önem gösterir.Diye düşünüyorum.


YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2013/7380
Karar Numarası: 2013/8576
Karar Tarihi: 04.06.2013


Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.

Ancak taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesi gerekir. Eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde, o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165/2. maddesi uyarınca uygun süre verilmelidir. Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir

Somut olayda; davalı vekili dava konusu taşınmaz üzerindeki ahır (besihane), sundurma, elektrik hattı, pano ve derin kuyu pompa hattının müvekkiline ait olduğunu iddia edip dava açmak için süre talep etmiş ancak yerel mahkeme tarafından söz konusu talebin HMK'nın 141/1 son cümlesi kapsamında kaldığı belirtilip iddia ve savunmanın genişletip değiştirilmesi konusunda davacı vekilinin muvafakatı olmadığı gerekçesiyle süre verilmemiştir.

Mahkemece HMK'nın 165/2. maddesi uyarınca uygun süre verilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken davalının muhdesat iddiasının savunmanın genişletilmesi olarak nitelendirilip talebin HMK'nın 141/1 son cümlesi uyarınca reddedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'ın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.