Mesajı Okuyun
Old 13-12-2013, 16:41   #7
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Malumunuz, ilgili yönetmelik madde 6/1 uyarınca:

Alıntı:
(1) Soruşturma evresinde görev yapan müdafi veya vekil, engel bulunmadığı takdirde kovuşturma evresinde de öncelikle görevlendirilir.

Aynı yönetmelik madde 7/1-a:

Alıntı:
a) Soruşturma evresinde; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, yetkisizlik veya görevsizlik kararı, kamu davası açılması hâlinde ise iddianamenin kabulü kararı verilmesi,

denmektedir. Soruşturma evresinde görevlendirilmiş olmak, kovuşturma evresinde de görevlendirilmiş olmayı zorunlu kılmıyor. Avukat, kovuşturma evresi için ayrıca görevlendirilmeli ya da vekalet ilişkisi kurulmalı.

Benzer bir dosya bende de mevcuttu. Soruşturma evresinde görevlendirildim ve kovuşturma evresine geçildi. Tebliğ edilmedi ancak UYAP'tan gidişatı görebiliyorum. Mahkeme, mağdur vekili olarak Baro'dan bir avukatın görevlendirilmesini istedi(Soruşturma aşamasındaki mağdur vekilinin bilgilerini belirterek). Sanık için ise görevlendirme talep etmedi çünkü şartlar oluşmuyordu. Eğer şartlar oluşsaydı, benim adımı belirterek sanık için de görevlendirme istenecekti.

Sizin olayınızda, tebliğ edildikten sonra mahkemeye, kovuşturma evresinde görevlendirilmediğinizi belirtir bir beyan sunsaydınız, sanırım daha iyi olurdu. Görevsizlik kararına itirazınız ile vekaletnamesiz işlem yaptığınızı düşünüyorum.

Mahkeme sizden vekaletname sunmanızı istemelidir. Aksi takdirde itirazınızın görüşülmemesi gerekir.

Bence siz bir dilekçe ile mahkemeye başvurup, kovuşturma aşamasında görevlendirilmediğinizi ve kararın tebliğinin usulsüz olduğunu belirtin. Şartlar oluşmuşsa mahkeme bir avukatın görevlendirilmesini Baro'dan talep edecektir.

Bir de görevsizlik kararına itiraz etmenin zorunlu olmadığı kanaatindeyim. Bu, avukatın takdiridir diye düşünüyorum.