Mesajı Okuyun
Old 04-03-2013, 13:07   #10
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

EDAŞ ların hepsi özel sektör değil. Halen özelleştirilmeyen dağıtım şirketi var. Sorulan sorudan net anlayabilmiş değilim. Ancak bahsettiğim bilgi ile ilgili İdare Mahkemesi kararları ve Danıştay kararları var. Bu konuda birçok karar var. Örnek olarak aşağıda eklediğim karar okunduğunda açıkça anlaşılacaktır.

T.C. Danıstay

8.Dairesi
Esas: 1997/185
Karar: 1997/2229
Karar Tarihi: 23.06.1997


ÖZET: Doğal gaz abonelik şartlarının idarece düzenlenmesi, kamu hukuku alanında kaldığından abone olma koşullarına ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle açılan davalarda idari yargının görevlidir.

(4325 S. K. m. 1) (2577 S. K. m. 1, 14, 15)

Temyiz İsteminde Bulunan: ...

Karşı Taraf: ... Genel Müdürlüğü

Vekili: Av. ...

İstemin Özeti: ... Genel Müdürlüğü İdare Encümeninin, doğalgaz abone olma şartlarını düzenleyen 7.5.1996 gün ve 96/212 sayılı kararı ile bu karar uyarınca davacıdan 300 USA Dolar abonelik ücreti istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; ...'nün kuruluşuna ilişkin 4325 sayılı Kanunun 1. maddesinde, kurumun hususi hukuk hükümlerine göre idare edildiğinin belirtildiği, doğalgaz kullanımı ile ilgili olarak her abonenin davalı idareyle özel hukuk hükümlerine tabi abone sözleşmesi yaptığı, abonelik kurallarının bu sözleşme esaslarına göre yürütüldüğü, kullanılan doğalgaz bedelinin ve abone ücretinin davalı idarece belirlenen tarifeye göre ödendiği, davalı idarenin gerek sözleşmenin yapılması ve gerekse yürütülmesi sırasında tek taraflı yaptırım gücünün olmadığı, doğalgaz satın alarak abonelere satmak durumunda olan davalı idarenin belirlediği yeni satış koşullarının hukuka uygun olup olmadığının ve davacının başvuru tarihine göre kazanılmış hakkı bulunup bulunmadığının araştırılmasının özel hukuk hükümlerine ve sözleşme esaslarına göre yapılacağından, davanın görümü ve çözümünün adlı yargı mercilerinin görev dahilinde olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddeden Ankara 8. İdare Mahkemesinin 24.9.1996 gün ve 577 sayılı kararının, ... Genel Müdürlüğünün tek taraflı olarak sözleşme şartlarını belirlediği, kamu gücünü kullanarak işlem tesis ettiği, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Nazmiye Kılıç'ın Düşüncesi Uyuşmazlık idari yargının görevine girdiğinden, idare mahkemesinin görev ret kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Yücel Irmak'ın Düşüncesi: Dava; ... Genel Müdürlüğünün doğalgaz abonelik koşullarını düzenleyen 7.5.1996 gün ve 96/212 sayılı İdare Encümeni kararı ile, bu karar uyarınca davacıdan 300 dolar abonelik ücreti istenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare mahkemesince: ... Genel Müdürlüğünün özel hukuk hükümlerine bağlı bir kuruluş olduğu, doğalgaz kullanımı ile ilgili özel hukuk sözleşmesinden (abone sözleşmesi) doğan uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Olayda, abonelik sözleşmesinin yapılması ve uygulanmasından doğan bir uyuşmazlık söz konusu değildir. İdarece abonelik koşulları ve sözleşmenin konuları, kamu gücüne dayanılarak, tek yanlı olarak idare encümeni kararı ile belirlenmiştir.

O halde davanın idare mahkemesinde çözümü gerekirken, davanın görev yönünden reddedilmesi, usul ve hukuka aykırıdır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık; ... Genel Müdürlüğünün doğalgaz abonelik koşullarını düzenleyen 7.5.1996 gün ve 96/212 sayılı İdare Encümeni kararı ile bu karar uyarınca davacıdan abonelik tesis ücreti olarak 300 dolar istenilmesine ilişkin işlemin iptali isteminden doğmuştur.

İdare mahkemesince, doğalgaz kullanımı ile ilgili olarak her abonenin davalı idareyle özel hukuk hükümlerine tabi abone sözleşmesi yaptığı, abonelik kurallarının bu sözleşme esaslarına göre yürütüldüğü, davalı idarenin gerek sözleşmenin yapılması ve gerekse yürütülmesi sırasında tek taraflı yaptırım gücünün olmadığı, bu nedenle özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait olduğu gerekçesiyle dava görev yönünden reddedilmiştir.

Olayda .... Genel Müdürlüğü, İdare Encümeninin 7.5.1996 günlü kararı ile, doğalgaz altyapı çalışmalarının devam etmesi, sayaçlarda ön ödemeli elektronik kartlı sisteme geçilmesi ve yeni aboneliklere bundan böyle kartlı sayaç takılması, doğalgaz alımlarının peşinata dönüşmesi üzerine güvence alımına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle abone olma şartları yeniden belirlenmiş ve yeni abone olan bütün abonelerden her bağımsız daire ve dükkanlar için daire sayısı belli olmayan kurum, işyeri, kuruluş, han, hamam, fırın, iş merkezi gibi abonelerden 300 USA Dolar abonelik ücretinin alınmasına karar verilmiş ve bu karar uyarınca da davacıdan belirtilen miktarda abonelik ücreti istenilmiştir.

Elektrik, su ve doğalgaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinden abonman sözleşmesi ile faydalanılır. Bu sözleşmeler belirli bir konuyu, şartları, karşılıklı hakları ve borçları belirler. Sözleşmedeki şartların yerine getirilmemesi halinde, idare de kendi yükümlülüklerinden (kamu hizmetinin ifasından) kaçınır, hatta gerekirse sözleşmenin cezai şart hükümleri de uygulanır. Bu sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların adli yargıda görüleceği tartışmasızdır.

Bu sözleşmeler idare tarafından yazılı şekilde hizmetten faydalanmak isteyenlere sunulmakta ve onlarda sözleşmeyi kabul ve imza ederek akde katılmaktadır.

Abonman sözleşmelerinin konusu ve kapsamı tarafların serbest iradelerinin ürünü olmadığı gibi, bu sözleşmeyi hazırlayan idare bile bunu (bir şirket gibi) serbestçe hazırlamak yetkisine sahip değildir; bunlar da diğer kamu hizmetleri ve kamu hukuku kuralları gibi düzenleyici işlemlerle hazırlanır ve kural işlem niteliğindedir ve aboneyi olduğu gibi idareyi de bağlar. Bu nedenle meydana getirdiği durumda genel bir hukuki durumdur ve sübjektif sözleşmelerle bu kurullar değiştirilemeyeceğinden, sübjektif, kişisel ve akdi durum ancak görünürde vardır.

Bu nedenledir ki, abonman sözleşmesi süresince idare yine düzenleyici tasarruflarla, kamu hizmetinin bedelini indirir veya çıkarır; bu değişikler belirli bir süreyle akdedilmiş ve halen devam etmekte olan abonman sözleşmelerine de etki eder. Çünkü bu sözleşmeler tam anlamıyla özel hukuk sözleşmeleri olmayıp, köken bakımından imtiyaz sözleşmesine ve şartnamelere benzer. Şartnameler, tamamen düzenleyici bir tasarruf niteliğindedir, hizmeti ve dolayısıyla bu hizmeti düzenleyen sözleşmeyi objektif hukuk kuralı saymak gerekir. Bu nedenle tarifelerdeki değişiklikleri, objektif hukuk kuralında yapılan değişiklik saymak gerekir. Sözleşmenin kendisi de hizmetin objektif kaidelerini, statüsünü kapsayan kurallardır. İdare de bu objektif kurallara tabidir. Hizmetten yararlanacaklara sunulan bu kurallar aslında bir statünün kurallarıdır. İdare de bu statünün kurallarını belirlemede irade serbestliğine sahip olmayıp, kamu hukuku kuralları ile bağlıdır.

Bu nedenle bu tür kamu hizmetlerinin ifası sırasında idare ile kamu hizmetinden yararlananlar arasındaki sözleşme yapılmadan önce sözleşme şartlarının tek taraflı olarak idarece, sunulan kamu hizmetinin niteliği, özellikleri ve günün koşulları göz önüne alınarak belirlenmesi ve hizmete ilişkin tarifelerin düzenlenmesinde idarenin kamu gücünü kullanarak idari tasarrufta bulunduğunu kabul etmek gerekir.

Aksi takdirde, yukarıda belirtildiği gibi kamu hizmetinin ifasındaki bazı koşulları düzenleyen tarife vs. değişikliklerin daha önceden yapılan abonman sözleşmelerine uygulanmaması gerekir. Bunun da süreklilik arzeden ve günün koşullarına göre maliyeti değişen kamu hizmetlerinde kabulünün imkansız olduğu açıktır.

Elektrik, su ve doğal gaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinde, bu kamu hizmetlerinden yararlanmak için öngörülen koşulların idarece tek taraflı olarak düzenlenmesi, sözleşmenin uygulanması anlamına gelmeyeceğinden, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu düşünülemez.

İdarenin tek taraflı olarak kamu gücüne dayanarak belirlediği abone olma ve sözleşme koşullarından doğan uyuşmazlıkta idari yargı yerleri görevlidir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 23.06.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı