Mesajı Okuyun
Old 18-07-2006, 12:41   #33
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Konu gereksiz yere dallanıp budaklanmıs gördüğüm kadarıyla..Yine de her iki konuda aşağıdaki görüşlerimi eklemek isterim.

Özel Üniversite - Devlet Üniversitesi ayrımında, ( benimle birlikte sınava giren ve Özel Üniversitelerde Hukuk Fakültesini kazanan arkadaşlarım nedeni ile ) sahip olduğum önyargıdan, bir süredir işin pratiğini öğrenmek adına ofisimize gelen Özel Üniversite öğrencisi arkadaşımız sayesinde kurtuldum. Gördüğüm kadarıyla Özel Üniversiteler Devlet Üniversitesi mezunu arkadaşlarımın düşündüğünün aksine son derece iyi bir eğitim veriyorlar. Her ne kadar arkadaşım burslu ise de, sohbetlerimizden edindiğim izlenim, burslu olmayan öğrenciler arasından da bu işe emek ve gönül verenlerin olduğu. Dolayısıyla önemli olan Üniversitenin iyi eğitim verip vermediğidir, verileni almaksa, Devlet Üniversitesinde de Özel Üniversitede de öğrenciye kalmıştır. Günümüzde, bir ikisi hariç, Devlet Üniveristelerinin kadroları son derece yetersiz kaldığından Özel Üniversiteler tercih edilmelidir. Ve elbette bu durum Eğitim adına büyük bir sorun olup, ayrı bir tartışma konusudur.

Avukat - Hukukçu ayrımına gelince; kendi adıma Avukattan önce Hukukçu olarak anılmayı yeğlerim ve bunun için çaba harcıyorum.

Av. Yıldıray'ın da belirttiği gibi "her hukukçu avukat olamaz" Avukatlık ayrı bir yetenektir. İdeal olan Hukuk Fakültesi mezunlarının herşeyden önce iyi birer hukukçu olması, daha sonra Avukatlık mesleğininin inceliklerini öğrenerek, yetenekleri doğrultusunda yapmalarıdır. Ancak bugün en önemli sorunumuzun Barolarda Hukukçu olmayan, bunun için çaba harcamayan hatta Hukukçuluğu gereksiz gören binlerce Avukatın kayıtlı olmasıdır diye düşünüyorum.

Sonuç: Önce Hukukçu olmak adına emek harcayalım, bir Hukukçunun Avukatlık yeteneğine sahip olmaması neyse de, bir Avukatın Hukukçu kimliğine sahip olmaması komik durumlara düşmemize neden oluyor.

NOKTA