Mesajı Okuyun
Old 01-04-2008, 12:54   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın avukat esra,
Makbuz karşılığı yapılan ödemelerde Bk 88. madde hükmü uygulanmaktadır.Ancak banka havalesi makbuz hükmünde olup olmayacağının araştırılması için,alacaklının makbuzlara karşı aldığı tavır açısından değerlendirilmesi gerektiğnii düşünüyorum.
Arda arda devam eden makbuz tarihleri ve kira bedeli birbirlerini tutuyor ise ve yine yenilenen kira akti ile bu makbuz bedelleri birbirleriyle örtüşüyor ise,banka havale makbuzunun daha önceki kira bedellerine mahsuben olduğu iddiasını alacaklı ispatlamalıdır.Özellikle eğer eski kira aktindeki miktar ile yeni kira aktindeki miktarların da gözönüne alınarak değerlendirme yapıldığında iddacı olan kiralayan iddiasını ispatlamalıdır.
Yine aşağıda sunmuş olduğm yargıtay kararı incelendiğinde,kira aktinin yeni ve yazılı bir sözleşme ile yenilenmesi halinde alacaklı olduğunu idda eden kiralayan,eski akitten kaynaklanan borcu mahbusen ödeme yapıldığını da ispatmaladır.Yani ispat yükü yer değiştirmez.
tutanakla anahtarın teslimi ve yeni kira sözleşmesinin tanzimi bana göreyazılı ayrı bir belge olmadıkça kira parasının ödendiğine karine sayılmalıdır.
Saygılarımla




T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/727

K. 2004/844

T. 17.2.2004

• KİRA SÖZLEŞMESİNİN YENİLENMESİ ( Önceki Dönem Kira Borcuna İlişkin Bir Şerh Düşülmemesi - Kira Borcunun Bulunmadığının Kabulü Gereği )

• KİRA BORCU ( Kira Sözleşmesinin Yenilenmesi - Önceki Dönem Kira Borcuna İlişkin Bir Şerh Düşülmemesi/Bulunmadığının Kabulü Gereği )

2004/m.68/a

ÖZET : Yenilenen kira sözleşmesine önceki dönem kira borcuna ilişkin bir şerh düşülmemesi halinde, önceki döneme ait kira borcunun bulunmadığının kabulü gerekir.
DAVA : Merciice verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar borçlu tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasında akdedilen 12.2.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini müteakiben 12.2.2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli ikinci bir sözleşme daha yapıldığına ve ikinci sözleşmede önceki döneme ilişkin kira borcu bulunduğuna dair sözleşmeye şerh düşülmediğine göre ikinci sözleşmenin başlangıcı olan 12.2.2000 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak kira borcunun bulunmadığının kabulü ile itirazın kısmen kaldırılması gerekirken, bundan zühul olunması hatalıdır.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Mercii kararının yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1990/12-146

K. 1990/248

T. 11.4.1990

• KİRANIN BANKAYA ÖDENMESİ ( Daha Önceki Borçların Ödendiği Anlamında Hukuki Sonuç Doğuramayacağı )

• BANKAYA ÖDENEN KİRA ( BK.nun 88.M.si Açısından Borçlu Yararına Hukuki Sonuç Doğuramayacağı )

818/m.88


ÖZET : Kira borçları ilke olarak düzenli aralarla ödenen borçlardan olup, önceki devreye taalluk eden borç ödenmeden sonraki devrenin ödenmeyeceği ve alacaklı yönünden de önceki devreye ilişkin borç ödenmeden sonraki döneme ilişkin makbuz verilemeyeceği hayatın olağan akışına uygun düşen bir davranıştır. Yine belirtmek gerekirki kiranın ödendiği Banka, alacaklı olmadığı gibi alacaklının temsilcisi de değildir. Bu itibarla tevdi yerine veya bir banka hesabına yapılan kira parası ödemelerinde alınan belge tediyenin vuku bulunduğunu gösterir bir delil sayılırsada, bu belge alacaklının iradesi yerine geçerek BK.nun 88. maddesi açısından borçlu yararına hukuki sonuçlar doğuramaz. Alacaklının tevdi yerinden veya bankadan parayı alırken ihtirazi kayıt dermeyan etmemiş bulunmaması halinde dahi sonuç değişmez. DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Elmalı İcra Tetkik Mercii )nce davanın reddine dair verilen 8.3.1988 gün ve 1987/34-1988/5 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesinin 20.12.1988 gün ve 4279-15776 sayılı ilamı ile; ( ...Borçlu sadece alacaklılardan Göksel ile kendi arasında kira aktinin varlığını kabul ederek ödediğinden bahisle itirazda bulunmuştur. Yazılı bir kira akdi mevcut olmadığına ve hukuki ilişki inkar edildiğine göre Göksel dışındaki alacaklılar yönünden itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür.
Göksel ile ilgili temyiz itirazına gelince; borçlu takip talepnamesinde yer alan, 1.10.1982-1.9.1985 arası kira bedeli tutarını ödediğine dair herhangi bir yazılı belge sunmamıştır. Daha sonraki aylara ait kira paralarının banka şubesine yatırılması ve bu paraların adı geçen alacaklı tarafından ihtirazi kayıt dermeyan edilmeden alınması, daha önceki döneme ait kira paralarının ödendiğine karine teşkil etmez. Zira, alacaklı tarafından imzalanarak verilmiş bir makbuzdan bahsedilemeyeceğine göre, BK.nun 88. maddesinin uygulanması söz konusu olamaz. Merciin aksine düşüncesinde isabet yoktur. O halde, tahliye kararı verilmek üzere merci kararı bozulmalıdır.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacılar vekili.
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, HGK'nun 12.2.1986 gün ve 1984/6-735 E, 1986/114 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, BK.nun 88. maddesi hükmünce borcu ödeyen borçlu, bir makbuz veya borcun tamamı tediye edilmiş ise senedin geri verilmesini veya iptalini istemek hakkını haizdir. Alacaklı tarafından borçluya veya ifada bulunan üçüncü kişiye verilen makbuz ifanın vuku bulduğunu belirten bir delildir. Yasa koyucu kira borcu gibi belirli zamanlarda ödenmesi gereken borçlarda verilen makbuzun doğuracağı hukuki sonuçlar konusunda özel bir düzenleme getirerek 88. maddesinde "faizden veya kira bedeli gibi muayyen zamanlarda ödenmesi lazım gelen sair borçlardan ihtirazi bir kayıt dermeyan etmeksizin bir taksit için makbuz veren alacaklının ondan evvelki taksitleri de tahsil etmiş sayılacağını" hükme bağlamıştır. Kira borçları ilke olarak düzenli aralarla ödenen borçlardan olup, önceki devreye taalluk eden borç ödenmeden sonraki devrenin ödenmeyeceği ve alacaklı yönünden de önceki devreye ilişkin borç ödenmeden sonraki döneme ilişkin makbuz verilemeyeceği hayatın olağan akışına uygun düşen bir davranıştır. Yine belirtmek gerekirki Banka, alacaklı olmadığı gibi alacaklının temsilcisi de değildir. Bu itibarla tevdi yerine veya bir banka hesabına yapılan kira parası ödemelerinde alınan belge tediyenin vuku bulunduğunu gösterir bir delil sayılırsada, bu belge alacaklının iradesi yerine geçerek BK.nun 88. maddesi açısından borçlu yararına hukuki sonuçlar doğuramaz. Alacaklının tevdi yerinden veya bankadan parayı alırken ihtirazi kayıt dermeyan etmemiş bulunmaması halinde dahi sonuç değişmez. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulun'ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, birinci görüşmede gerekli çoğunluk sağlanamadığından, 11.4.1990 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
İtiraz eden borçlu Tahsin gerek İcra Müdürlüğüne yaptığı itiraz dilekçesinde ve gerekse İcra Tetkik Merciindeki savunmasında itirazın kaldırılmasını isteyen kiralayana borçlu olmadığını savunmuştur. Borçlu bu savunmasını ispat için bankaya ödemeler yaptığını ve-bir süre de elden kira parasını tediye ettiğini açıklamıştır.
Her ne kadar icra tetkik merciinde ödemelerin yazılı delillerle ispat edilmesi gerekmekte ise de, bu somut olayda kim-neyi ispat etmelidir. İtiraz konusu olayda kiralayanın beş yıl gibi uzun bir zaman kira bedelini almadığını kabul, yaşamın olağan akışına aykırıdır. Öyleyse, ispat külfetinin kiracıda değil, kiralayanda olması gerekir. Bir an için aksi düşünce benimsense bile, kiracı iki yıldan fazla bir süre kira bedelini bankaya kiralayan adına ödemiş ve kiralayanda hiçbir ön koşul öne sürmeden her ay kira bedelini almıştır. BK.nun 88 inci maddesinde öngörülen makbuz kavramı dar biçimde yorumlanamaz. Alacaklı kiralayanın iki yılı aşkın bir süre kira bedelini bankadan alması ve bankaya karşı belge, vermesinin makbuz niteliğinde sayılması kanımızca BK.nun 88 inci maddesine aykırı değildir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve somut olayın özelliği de gözönünde tutulduğunda, borçlu kiracının, takip konusu kira bedelini ödediği anlaşıldığından, itirazın kaldırılması ve tahliye davasının reddine ilişki tetkik mercii kararı doğru olduğundan çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.
Gönen ERİŞ
11. Hukuk Dairesi Üyesi


T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/11101

K. 1989/5549

T. 13.6.1989

• KİRA ALACAĞI ( Banka Havalesi İle Ödenen Kiranın Alınıp Alınmaması )

• HAVALE İLE ÖDEME ( Kiranın Alınıp Alınmaması Alındıysa İhtirazi Kayıt Konulup Konuşmadığının Araştırılması )

• İHTİRAZİ KAYIT ( Banka Havalesi İle Ödenen Kira Parası )

• ÖNCEKİ KİRALARIN ÖDENDİĞİNE KARAR VERİLEMEMESİ ( Banka Havalesi İle Ödenen Kira Parasına İhtirazi Kayıt Konulup Konulmadığının Araştırılması )

818/m.88


ÖZET : Banka havalesi ile ödenen kiranın alınıp alınmadığı, alındıysa ihtirazi kayıt konulup konulmadığı araştırılmadan önceki kiraların ödendiğine karar verilemez. DAVA : Dava dilekçesinde 286.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının duruşma sırasındaki kabulü de dikkate alınarak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan kira alacağı 1987 yılı Ağustos Eylül ve Ekim aylarına ilişkindir.
Bu aylara ait kira paralarını da ödediğini savunan davalı bu savunmasını ispat etmek zorundadır.
Dosya arasında "Ekim 1987 kira teslimatı" ibaresi yazılı bir banka makbuzu mevcut ise de Ağustos ve Eylül ayları kira paralarının ödendiğine dair yazılı belge ibraz edilememiştir.
Mahkeme kararında hernekadar Ekim ayı kirasını kavdı ihtirazi ileri sürmeden kabul eden davacının, önceki aylara ait kira paralarını almış sayılacağı ileri sürülerek Ağustos ve Eylül aylarına ait istem red edilmişse de, sözü edilen Ekim 1987 kira teslimatına ait makbuz havale niteliğinde olup davacı tarafından alınıp alınmadığı araştırılmamış ve ayrıca bu suretle hesaba gönderilen bir havale için alıcısı tarafından bir kaydı ihtirazi ileri sürülmesine konu olup olmayacağı da tartışılmamıştır.
Davacının, Ekim 1987 ayına ait kira parasını elden alarak bir makbuz vermiş gibi kabul edilip bu suretle önceki aylara ait kira paralarını almış sayılması yukarıda belirtildiği gibi dosya içeriğine uymamaktadır. Çünkü sözü edilen banka makbuzu hesaba görderilen bir havaleye aittir.
Bu itibarla Ağustos ve Eylül 1987 aylarına ait kira paralarının ödendiği davalı tarafından isbat edilemediğinden bu aylara ait kira paralarına da hükmedilmesi gerekir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.