Mesajı Okuyun
Old 16-01-2015, 11:37   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/12821
Karar: 2013/13236
Karar Tarihi: 03.10.2013


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - DAVALILAR YARARINA NİSPİ VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ - FARKLI TASARRUFLAR İÇİN TEK VEKALET ÜCRETİNDEN TÜM DAVALILARIN BİRLİKTE SORUMLU TUTULMALARININ İSABETSİZ OLMASI - KARARIN BOZULMASI

ÖZET: Somut olayda davacının delillerin toplanmasından sonra adı geçen davalılar hakkındaki davadan feragat etmesi nedeniyle yine adı geçen davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalının kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için ayrı vekalet ücretine hükmedilip davacı ve davalıların sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken farklı tasarruflar için tek vekalet ücretinden tüm davalıların birlikte sorumlu tutulmaları doğru değildir.

(2004 S. K. m. 277) (1136 S. K. m. 164)

Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı M. O. (S.) ve Y. S. A. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı M. O.’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazları diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı M. O. cevap vermemiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın davalılar M. O. (S.) ve C. D. yönünden feragat nedeniyle, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından davanın esasına ilişkin olarak ve davalılar M. O. (S.) ve Y. S. A. vekilleri yönünden ise vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.

1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava İİK. nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davacı alacaklı Hatay 2. icra müdürlüğünün 2006/2787 sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş takibin dayanağı olarak 14.06.2002 tarihli ipotek akit tablosunu göstermiş olup davaya konu edilen taşınmazlar ise borçlu tarafından diğer davalılara 27.01.2003 ve 27.02.2003 tarihinde satılmıştır. Davacı alacaklı ile borçlu davalı M. O. arasında ilk hukuki ilişki davacının borçlu davalının bankadan almış olduğu kredi nedeniyle kendisine kefil olduğu 14.06.2002 tarihinde başlamış olup bu kredi borcunun asıl borçlu Mehmet tarafından ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından ödenmiş olduğu, daha sonrada yapılan bu ödemeler nedeniyle borçlu davalı M. O. aleyhine icra takibine başlandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Böylece davacının alacağı dava dışı banka ile 2002 yılında imzalanan kredi sözleşmesi ile doğmuş olup bu tarihten sonraki borçlu tasarrufları için iptal davası açılması mümkündür. Bu durumda mahkemece borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olduğunun kabulü ile işin esasına girerek tarafların delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken yazılı olduğu üzere davacının davasının reddine karar vermesi doğru bulunmamıştır.

2) Davalı M. O.'ın temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK. nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup mahkemece davalılar M. O. ve C. D. yönünden davacının feragati nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 6. maddesi uyarınca vekalet ücreti, anlaşmazlık davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedeniyle delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmedileceği ön görülmüştür. Bu durumda somut olayda davacının delillerin toplanmasından sonra adı geçen davalılar hakkındaki davadan feragat etmesi nedeniyle yine adı geçen davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalının kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için ayrı vekalet ücretine hükmedilip davacı ve davalıların sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken farklı tasarruflar için tek vekalet ücretinden tüm davalıların birlikte sorumlu tutulmaları doğru değildir.

Sonuç: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M. O. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Yıldız S. (Arslan) vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar M. O. (S.) ve Y. S. A.'a geri verilmesine 03.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı