Mesajı Okuyun
Old 20-03-2017, 12:35   #3
Av.ŞAKAKLI

 
Varsayılan

Alıntıdır:


6100 sayılı HMK.’nun 114/2. Maddesi, diğer kanunlarda da dava şartlarının düzenlenebileceğini hükme bağlamıştır. Buna göre başka kanunlarca düzenlenmiş “özel dava şartı” noksanlığından da davanın reddine karar verilebilecektir. 2918 sayılı KTK.’nun 97. maddesinde zarar görenin sigortacıya, dava açmadan veya alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurmadan evvel, başvurması gerektiğini düzenleyerek özel dava şartı getirmiştir. KTK.’nun 97. maddesinin başlığı, “doğrudan dava hakkı” olmakla birlikte, 14/4/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde madde içeriğiyle başlığı arasında açık çelişki doğmuştur. Yapılan yasal değişikliklere gerekli özenin gösterilmediği anlaşılmaktadır.

Sigortacıya başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi durumunda ise, 6100 sayılı HMK.'nun 115. Maddenin 2. Fıkrasında, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde ve eksikliğin sonradan tamamlanabilecek olması durumunda hâkimin, dava şartının tamamlanması için süre vereceği düzenlenmiştir .

Konuya ilişkin henüz Yargıtay veya Bölge Adliye Mahkemesi içtihadı oluşmamakla birlikte, hukukumuzda emsal birçok örnek mevcuttur.

Örneğin; İİK.'nun 277. Maddesinde düzenlenen "Tasarrufun İptali Davası"nda, "kesin aciz vesikası" dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava açarken elinde kesin aciz vesikası bulunmayan tarafa ise Yargıtay içtihatları gereği ve HMK. m. 115/2 doğrultusunda dava şartının tamamlanması için süre verilir.

Bir diğer örnek de; 11.9.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesiyle 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 3. fıkrada, 5510 Sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları sebebiyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti istemleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulmasının zorunlu olduğu, diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya 60 gün içinde Kurumca cevap verilmediği takdirde talebin reddedilmiş sayılacağı" düzenlemesi ile getirilen SGK.'na başvuru şartının "dava şartı" olarak düzenlenmesi karşısında Yargıtay ekte sunulan içtihatlarında aynen; "düzenleme yürürlüğe girdiği tarihten itibaren anılan koşul yerine getirilmeksizin dava açılamayacağı belirgin ise de söz konusu şart eksikliğinin yargılama aşamasında giderilmesi olanaklı bulunduğundan ve özellikle 6100 Sayılı Kanun'un “Usûl ekonomisi ilkesi” başlığını taşıyan 30. maddesinde yer alan, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki hüküm de dikkate alındığında bu dava koşulunun tamamlanması için süre verilmeli, mahkemece bu kapsamda Kuruma başvuruda bulunması için davacı tarafa kesin süre tanınıp elde edilecek sonuca göre ve gerektiğinde yargılama sürdürülerek karar verilmelidir."

Görüldüğü üzere gerek kanun hükümleri, gerekse Yargıtay içtihatları açıkça, sonradan tamamlanabilir nitelikteki dava şartının tamamlanması için hâkimin, makul bir süre vermesi gerektiğini düzenlemiştir. SGK.'na başvuru şartına ilişkin yukarıda bahsedilen düzenlemeler ise KTK.'nun m.97'deki başvuruya ilişkin düzenleme ile Usul Hukuku açısından birebir emsal niteliğindedir.

Not: Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yüksek Lisans ödev konusu makale olarak hazırlanmış yazının bir bölümüdür.