Mesajı Okuyun
Old 27-06-2007, 21:55   #11
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Eski genelev çalışanının adaylık mücadelesi

Ayşe Tükrükçü’nün İl Seçim Kurulu kararına itirazını görüşen YSK, fuhuşun yüz kızartıcı suç kapsamında olmadığını vurguladı.

--------------------------------------------------------------------------------

Yüksek Seçim Kurulu, eski genelev çalışanı Ayşe Tükrükçü’nün bağımsız milletvekili adayı olabileceğine karar verdi.

Eski hayat kadını olduğu belirtilen ve İstanbul İkinci Bölgeden bağımsız aday olan Ayşe Tükrükçü, “yüz kızartıcı suç işlediği” gerekçesiyle aday olamayacağına ilişkin İstanbul İl Seçim Kurulu kararına itiraz etti.

İtirazı görüşen YSK, Tükrükçü’nün, eski TCK’nın “alenen hayasızca vaz’u harekette bulunmak” suçundan İslahiye Sulh Ceza Mahkemesince mahkum edildiğini saptadı. Tükrükçü’nün mahkum olduğu suçun Milletvekili Seçimi Kanunu’ndaki seçilmeye engel yüz kızartıcı suçlar arasında yer almadığını belirleyen YSK, İstanbul İl Seçim Kurulu kararının kaldırılmasına ve Tükrükçü’nün kesin aday listesinde yer almasına karar verdi.


‘Devletin seks kölelerine özür borcu var’

İki buçuk sene genelevde çalıştıktan sonra 22 Temmuz seçimlerinde İstanbul 2. bölgeden Bağımsız aday olan Ayşe Tükrükçü, seks kölelerine ve sesi duyulmayan cinsel istismar mağdurlarına toplumda bir kimlik kazandırabilme mücadelesi verecek.

9 yaşında tecavüze uğrayıp evlendiği eşi tarafından 240 YTL karşılığında geneleve satılan Ayşe Tükrükçü, “Günde 30-40 erkekle birlikte olan hayatsız kadınların hiçbirisi bunu zevkten yapmıyor. Toplumun horgördüğü bu insanları ekonomik, sosyal, ve psikolojik problemler buraya getiriyor” açıklamasında bulundu. Tükrükçü, milletvekili adayı olarak Türk siyasetinde ilk defa cinsel istismar mağdurlarının sesini duyurmak istiyor:

MEVCUT SİYASİ PARTİLER BİZİ TEMSİL ETMİYOR

“Ben oyuncaklarla oynamam gereken yaşta tecavüze uğradım, şiddete maruz kaldım. Eşi tarafından geneleve satılıp sonra kurşunlanan kadını da gördüm, 60 yaşında 3 YTL’ye kendini satmak zorunda kalan düşmüş kadını da. Şu andaki mevcut siyasi partilerin hiçbirisi toplumun en alt seviyesindeki hayatsız kadınları temsil etmiyor. CHP 52, AKP 62 kadın aday gösteriyor olabilir. Fakat bu kadınlar da toplum tarafından onaylanan kimlikler. Yani hiçbirisi toplumdan dışlanmış insanları temsil etmiyor. Çoğu siyasetçi bırakın destek vermeyi, isimleri kötüye çıkar diye bizimle konuşmuyor bile.”

ASIL DEMOKRASİ

“Diyoruz ki Türkiye son zamanlarda hızla demokratikleşiyor. Fakat toplumun her kesimine söz hakkı verilmiyorsa, demokrasi ne kadar gerçektir? Eşlerinin zoruyla satılan, devlet vesikası siciline işlendiği için ömür boyu namus lekesi taşıyan ve iş verilmeyen, geneleve girdiği andan itibaren dayak ve şiddetle orada tutulmaya zorlanan kadınların oy verme özgürlüğü olduğuna inanıyor musunuz? Bu demokratik hakkın farkına varabilmek için kadına değer verilmesi, eğitilmesi gerekmez mi? Genelevdeki kadınlar hayatları, kimlikleri ve gelecekleri çalınarak bir köle gibi orada tutulurken sandık başına gitme iznini elde edemez. Çünkü köleler oy veremez.”

LİDERLERİ DAVET ETTİK, BİZİ DİNLEYEN OLMADI

Bağımsız aday olduğumu açıkladıktan sonra siyasi liderleri geneleve davet ettim ki gelip şartlarımızı görsünler. Hiçbirisi gelmedi. Neden? Çünkü yanlış anlaşılır, çünkü bu namusa aykırı görünebilir. Bunun sebebi siyasetçilerimizin genelevlerin varlığıyla yüzleşmek istememeleri. Çünkü bu evlerin varlığı kendi ayıpları. Bu ülkenin kültüründe ‘erkek adam’ olsunlar diye babaları oğullarını geneleve götürüyor. Şimdi Meclis’te oturanlar da gitmedi mi? Yaptıkları ayıbı bildikleri için bizimle yüzleşmek istemiyorlar.”

KADINLARIN NAMUSU KORUNSUN DİYE BİZ HARCANALIM MI?

“Türkiye’de siyasetçiler bile genelevler açık kalmazsa tecavüz olayları artar zihniyetini güdüyor. Bu çok derin bir insanlık ayıbıdır. Yani siz diyorsunuz ki, bazı kadınların namusu korunabilsin diye, bazı kadınların namusları zorla ellerinden alınsın. Neden eğitim seviyesini yükseltip insana saygıyı aşılamıyorsunuz da genelevler açık kalsın diyorsunuz? Eğer randevu evlerindeki kadınlar bu toplumun iffet bekçiliğini yapıyorsa, sokakta yürüyen insandan devletin en başına kadar herkes bize özür borçludur.”

MECLİS’E GİREMESEM BİLE SESİMİ DUYURMUŞ OLACAĞIM

“Meclis’e giremesem bile cinsel istismara maruz kalan kadınların sesini duyurmuş olacağım. Bu ülkede resmi genelev sayısı 68, yaklaşık 3000 vesikalı hayat kadını var. Mağdurlar sadece çalışanlar değil, aynı zamanda aileleri. Böyle bir hesap yaptığınızda onbinlerce insanın sizden umut beklediğini anlıyorsunuz. Yolda yürürken beni kadını da erkeği de durduruyor, desteğini dile getiriyor. Çünkü biz toplumun onursuz olmakla suçladığı kadınların onurlu mücadelesini veriyoruz. Bize namussuz deseler de asıl namus mücadelesini biz veriyoruz.”

ntvmsnbc 17.06.2007,

http://www.haberx.com/n/1027285/eski...mucadelesi.htm