Mesajı Okuyun
Old 27-04-2012, 19:32   #2
av m bayraktar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1995/2320
Karar No.
1995/4196
Tarihi
24.04.1995


İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/126/128/133/392


KAVRAMLAR
ZAMANAŞIMI
ALACAĞIN MUACCEL OLDUĞU TARİH
VEKALET AKDİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİ


ÖZET
VEKALET AKDİNDEN DOĞAN BÜTÜN DAVALAR BEŞ YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİNE TABİDİR. ZAMANAŞIMI ALACAĞIN MUACCEL OLDUĞU TARİHTEN BAŞLAR.


DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Sadık Şenoğlu gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR : Davacı, Fransa’da çalışırken Türkiye’deki mali, adli ve idari işlerinin yürütülmesi için davalıların miras bırakanları Alaaddin Güneri’ye umumi vekaletname verdiğini, vekil olan miras bırakanın vekaletnameye istinaden adına kayıtlı dairesini muvafakatı dışında vekaleti kötüye kullanarak üçüncü kişiye 2.000.000 TL.na sattığını satış bedelini de bu güne kadar ödemediğini öne sürerek taşınmazın gerçek değeri 150.000.000 TL.nın davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, kaldı ki miras bırakan Alaaddin Güneri’nin davacıya ait taşınmazı davacının istemi üzerine sattığını ve parasını da yine kendisinin talimatı gereği iş ortağı Güray Aksakaloğlu’na verdiğini, vekaletin kötüye kullanılmasının sözkonusu olmadığını savunmuş davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile davalıların miras bırakanları arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. B.K.nun 126/4 maddesi gereğince vekalet akdinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yine aynı yasanın 128. maddesine göre zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar. Davalılar miras bırakanı davacının vermiş olduğu vekalete istinaden taşınmazı 12.1.1988 tarihinde Veysel Turan’a satmıştır. Davacı vekili 17.3.1988 tarihinde azletmiş ve bu tarihte satıştan haberdar olduğu belirlenmiştir. Davacı yapılan satışın vekille satın alan Veysel Turan’ın danışıklı olarak kendisini zararlandırma amacı ile yapıldığını iddia ederek 14.12.1988 tarihinde Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/1 esasında kayden tapu iptali tescil davası ikame etmiş, bu dava kanıtlanamaması nedeniyle redde mahkum olmuştur. Davacı belirtilen azil tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan tapu iptali ve tescil davası dava açma hakkını kullanmıştır. O nedenle bu davanın B.K.nun 133/2 maddesi gereğince zamanaşımını kestiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığının kabulü zorunludur. Davacı vekilin yetkisiz hareketine dayanarak taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerini istemiştir. Oysa vekilin dayandığı vekaletname içeriği vekilin satım yetkisine sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Bu durumda davacının bu iddiası dayanaksız kalmıştır. Ne var ki davalıların miras bırakanları vekili B.K.nun 392 maddesi uyarınca hesap verme yükümlülüğü altındadır. O nedenle vekil taşınmaz malı özen borcu gereği gerçeğe en uygun bir fiyatla satmakla yükümlüdür.

Az yukarıda açıklanan Aydın l. Asliye Hukuk Mahkemesinin tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sırasında taşınmazın satım tarihindeki gerçek değeri ll.404.800 TL. olarak uzman bilirkişi aracılığı ile saptanmış olup davacı ve davalıların miras bırakanı bu tesbite itiraz etmemişlerdir. Hal böyle olunca davalılar miras bırakanlarının halefleri olarak ll.404.800 TL. üzerinden davacıya hesap vermekle yükümlüdürler. Hal böyle olunca davalıların ödemeye ilişkin savunmaları ve delilleri buna karşılık da davacının delilleri toplanmalı, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde davacının vekilinden isteyebileceği bir hakkının olup olmadığı aydınlığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Şu durum karşısında mahkemece zamanaşımı başlangıcının tayininde yanlışlığa düşülmek suretiyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiği gerekçesi ile davanın zamanaşımından reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1992/6942
Karar No.
1992/6933
Tarihi
24.09.1992


İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/392/398
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/293


KAVRAMLAR
AKRABALIK
GENEL OLARAK
VEKALET
FAİZ VEKALET AKTİ
HAKİMLERE KARŞI TAZMİNAT DAVASINDA DAVA AÇILMASI
TANIK
YAZILI DELİL
ALACAK DAVASI
VEKALET GÖREVİ
KARDEŞLER ARASINDAKİ HUKUKİ İLİŞKİ


ÖZET
DAVA, HUKUKİ NİTELİKÇE BK.NUN 398 İNCİ MADDESİ HÜKMÜ İLE TANZİM EDİLEN VEKİLİN HESAP VERME BORCUNDAN KAYNAKLANDIĞINA,VEKİL EDENLE VEKİL OLAN KARDEŞ OLDUKLARINDAN, DAVALININ SAVUNMASINI ŞAHİTLE KANITLAMA HAKKI VARDIR.


DAVA : Davacı, müteveffa Ş.B.’un tek evladı ve mirasçısı olduğunu, annesinin yaşlı ve hasta olduğundan yararlanan kardeşi davalının aldığı vekaletname ile Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı mevkiinde, pafta 126, ada 1935 ve 18 parseldeki taşınmazı Merkez Kur’an Kursu yaptırma ve yaşatma derneğine 30.000.000.-TL.’sı peşin kalanı 5.000.000’ar TL.’lık 12 adet bono karşılığı 90.000.000.-TL.nına sattığını, davalının annesine hesap vermediğini öne sürerek 90.000.000.-TL.sının faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.

Davalı; davacının annesi H. ile davacıyı evlat edinen ölü Ş. ve kardeşinin üç kızkardeş olduklarını Ş.’ye hastalığında evinde baktığını, doktor, hastahane ve ilaç giderlerini karşılayamadığını evinin satılması için müteveffanın vekaletname verdiğini, taşınmazını 30.000.000.- T. peşin ve vadeli 5.000.000’er liralık 12 bono karşılığı 90.000.000.- TL. satıp müvekkilesi kardeşine hesap verdiğini, onun talimatı dairesinde 9.000.000.- TL.sını, kızkardeşi H.’ye, bonolardan 2 adedini kendisine, 4 adedini evinde barındıran, yedirme, içirme temizlik hizmetini gören yeğeni G.’ye, ikişer adedini yeğenleri T. ve T.’ye birer adedinin de okul çağındaki yeğenleri Ü. ve B.’ye verildiğini savunmuş davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; müvekkile Ş.B.’nin arzusu ile taşınmazın satım parasının davalı tarafından yakınlarına verildiğine ilişkin savunmanın ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceği kabul edilmiş, 65.000.000.-TL."sının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 1992/1161 E, ve 3485 K. sayılı 13/04/1992 günlü ilamı ile mahkeme kararını onamış davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

KARAR : Dava hukuki nitelikçe Bk. 392 maddesine uygun verilen "hesap verme borcu"ndan kaynaklanmaktadır. Davalı az yukarda geniş açıklanan savunması ile müvekkilesi kardeşine sağlığında ve onun arzu ve talimatı tahtında işlem yapmak suretiyle hesap verdiğini bildirmiştir. Vekil eden ile davalı vekil kardeştir. Usulün 293. maddesince kardeşler arasındaki hukuki muameleler miktar veya değerine bakılmaksızın tanık ile ispat edilebilir. O nedenle davalının savunması yönünden davalının tanıkları dinlenmeli davacının karşı delilleri alınmalı, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.

Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden gözden kaçma sonucu verilen dairemizin onama kararı kaldırılmalıdır.

SONUÇ : Davalının karar düzeltme istemi biraz yukarda belirtilen nedenlere hasren kabulüne, dairemizin 13/04/1992 günlü onama kararının kaldırılmasına ve kararın BOZULMASINA, peşin harç ile evvelce alınan onama harcının ödeme halinde iadesine, 24.09.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1984/7354
Karar No.
1984/8203
Tarihi
25.12.1984


İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/392


KAVRAMLAR
GENEL OLARAK
VEKALET
FAİZ VEKALET AKTİ


ÖZET
VEKİLİN YAPMIŞ OLDUĞU GİDERLERİ, BORCUNA MAHSUP ETTİRMESİNİ İSTEMEHAKKI BULUNMAKTADIR.


DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı yurt dışında bulunduğu sırada davalıya evini kiraya verdiğini ve aynı zamanda vekil tayin ederek diğer kiracılarından kira paralarının toplayıp kendisine göndermesini istediğini, kiracısı davalının evinde oturduğu halde 26.000 TL. kira parasını ve diğer kiracılarından tahsil ettiği 80.000 TL. sını ödemediğini ayrıca davalıya borç olarak 10.044 TL. sı gönderdiğini evde yaptığı hor kullanma hasarı 3000 TL. sı ve 4.258 TL. tesbit gideri de birlikte hesap edildiğinde davalıdan alacağı olduğunu belirtip, bu miktarın davalıdan faizi ile tahsilini istemiştir.

Davalı, davacıdan borç para, kiracılarından kira parası almadığını, ayrıca davacı adına harcamalar yaptığını, borcu olmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 - Davacı, davalının vekil sıfatiyle kiracılardan toplamış olduğu seksenbin lira kira parasını istemiştir. Davalı, istenilen kadar kira parası toplamadığını savunarak, kiracılardan toplandığı kira paralarını gösteren belgeler ibraz etmiştir. Davacıdan bu belgelere karşı diyeceği sorulmamıştır. Davacı, bu belgeleri kabul etmediği takdirde, imzası bulunmayan bu belgeler kendisini bağlamaz. Öyle ise, bu belgere karşı diyeceği sorulmak, kabul etmediği takdirde, davalının vekil olarak ne kadar kira parası toplamış olduğu kendisine isbat ettirilmelidir.

3 - Davalı, davacıya ait taşınmaz mal'a vekil sıfatıyle giderler yaptığını savunarak, belgeleri ibraz etmiştir. Vekilin yapmış olduğu giderleri, borcuna mahsup ettirmesini isteme hakkı vardır. Öyle ise, davalının ibraz ettiği gider belgelerini kabul edip etmediği davacıdan sorulmalı, kabul ettiği takdirde aynen; kabul etmediği takdirde, davalıya yapmış olduğu giderler isbat ettirilmeli ve bulunacak bedel alacaktan mahsup edilmelidir.

4 - Dava açılmadan önce alınmış olan tesbit delail dosyası için yapılan giderlerin yargılama giderleri yerine müddeabihe katılmış olması da kabul biçimi bakımından yanlıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda I ve II nci bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 25.12.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.

umarım işinize yarar iyi çalışmalar