Mesajı Okuyun
Old 11-03-2010, 11:26   #66
crnky

 
Varsayılan

Özel üniversitelerle ilgili yazdıklarım aşırı tepki topladığı için toplu bir cevap yazma gereği duydum. Yazdıklarım yalnızca bana özgü değil aslında, çoğu kişi aynı durumdan şikayetçi aslında.

Bir öss maratonundan bahsedilmiş. Ben bunu doğru bulmuyorum çünkü hukuk fakültesine eşit ağırlık puanıyla giriliyor. Bu da matematikten iyi bir net çıkarmaktan ibaret bir öss demek aslında. Bunun çok zor olduğunu söylüyorlar, oysa ki lise hayatı boyunca düzenli çalışarak ve belirli gayret göstererek hukuk fakültesine rahatlıkla girilebilir. Gerçek anlamda çalışkan ve zeki bir öğrenci için engel teşkil eden bir sistem sözkonusu değil. Zaten bu düzeyde çalışmayan bir insan istanbul üniversitesi, ankara üniversitesi gibi gayet bitirmesi zor, gayret gerektiren okulları da o çalışmayla bitiremeyecektir. Lise hayatı boyunca yeterli çalışmayan biri birden üniversitede çalışmaya başlamaz, bu çok istisnai bir şeydir, çalışacaksa zaten össye bir yıl daha hazırlanır ve üniversiteyi kazanır. Ben öss yi bir gerekçe olarak görmüyorum, çok imkansız bir sınav değil. Sayısal bölümler için ancak bir neden kabul edilebilir çünkü onlarda 1 soru bile sizin doğru düzgün bir yeri kazanmanıza neden olmaktadır.

Bunun dışında özel üniversitelerde soruların daha yapılabilir olduğunu bana kimse söylemedi, ben kendim bizzat soruları karşılaştırdığımda bu sonuca vardım. Kendi hocamız bizzat bize bir vakıf üniversitesinde kanun açık sınav yaptığını söylemişti. Oysa bize çok daha zor soruları kanun kapalı biçimde sorabiliyorlar. Bir hoca bize bir sınavda meclis tasarısı inceletiyorken, özel üniversitede yalnızca metin sorusu sorabiliyor ya da basit bir pratik çalışmayla yetiniyor, hatta bizde en yüksek not 60ken sözkonusu üniversitede 80 70 gibi notlar alınıyor. Bu durum yalnızca hukuk için geçerli değil mühendislik bölümlerinde de çoğu öğrencinin hiçbir gerçek proje yapmadan okulu bitirdiklerini görebilirsiniz.

Ayrıca "özel üniversitedeki hocalar bize ders anlatıp gidiyorlar, emek harcamıyorlar bu yüzden verdikleri kadarını istiyorlar", diyen bir arkadaşımız vardı. Buna anlam veremedim. İstanbul Üniversitesi açısından bakıldığında, hocalar verdiklerinden "fazlasını" bizim anlayıp öğrenmemizi, çalışmamazı bekliyorlar. Ve bize de ders anlatıp gidiyorlar, ekstra bir şey yapmıyoruz hatta çok daha kalabalık sınıflarda ders görüyoruz.

Bütün bunları kenara bıraksak bile, özel üniversitelerin şu Türkiye şartlarında olmaması gerektiğini düşünüyorum. En azından hukuk alanında bu yeterliliğe sahip değilken, öğretim üyeleri ancak 4-5 üniversiteye yetebilecekken, özel üniversitelerin kendi öğretim üyelerini yetiştirmeyip devlet üniversitelerinden öğretim üyesi nakletmelerinin hukuk eğitimine bence bir faydası yok. Hatta devlet üniversitelerinin de kalitesini düşürüyor. Vakıf üniversitelerinin de yüksek lisansa devlet üniversiteleri gibi hak edeni burslu olarak alması gerekirken, yüksek lisansı bir para kazanma yolu olarak görmeleri de bunun bariz bir örneği. Çünkü akademik çalışma paranızın olmasıyla değil yeterliliğinizin olmasıyla ilgili bir durumken, bir vakıf üniversitesinden ne kadar iyi olursanız olun burs talep ettiğinizde, çoğu vakıf üni. yüksek lisansta öğretim üyesi bursunun pek mümkün olmadığını söyleyerek sizi geri çeviriyorlar.

Soruna kendi açımızdan bakmak yerine, genel bir hukuk eğitimi kalitesi açısından bakmak gerektiği görüşündeyim. Sorun, isteyen herkesin hukuk okuyabilmesi değildir, bu açıdan bakıldığından tabii ki vakıf üniversiteleri bize gerekli görünür. Ancak bence bizim asıl amacımız, gerçekten bunun için büyük gayret sarfetmiş insanların kaliteli bir şekilde okuyabilmeleridir, hukuk gerçek anlamda çalışmaktan geçen bir bölümdür ve girişi de okuması da zor olmalıdır zaten, köklü devlet üniversiteleri bile yetersizken, o aşamaya gelememiş yeni ve yalnızca mali kaynaklarla inşa edilmiş vakıf üniversitelerinin hukuk eğitimine gerçekten faydası olduğunu düşünmüyorum.

Ayrıca vakıf üniversitelerinden de tabii ki iyi hukukçular çıkıyor ancak bu çoğunluğun yeterli olmadığı sonucunu değiştirmiyor, hatta devlet üniversitesinden mezun ama yetersiz bir arkadaşımız bile, vakıf üniversitelerinin vasat bir öğrencisinden çok daha nitelikli oluyor.

Eleştirilerinize saygı duyuyor ve teşekkür ediyorum ancak ben hala aynı şekilde düşünüyorum.

Sonuç olarak hukuk eğitimiyle ilgili bu başlık konusunun yukarıdaki hususları da kapsadığını düşünüyorum. Diğer hususlarda ise; hukuk eğitiminin yetersizliği, pratik olarak değil yoğunlukla teorik olarak bir şeyler vermekten ibaret olduğu, ezbere dayalı ve pozitivist hukukçular yetiştirmeyi amaçladığı, çoğu öğrenci için asıl amacından ziyade öncelikle iyi para kazanılacak bir meslek olarak görülmesi gibi yönler de başka eleştirilecek ve geliştirilmesi gereken yönler bence. Bir arkadaşımız bizi sınava yönelik hazırladıklarını belirtmiş. Mutlak olarak olmasa da bazı hocalar açısından doğru kabul edilebilecek bir yargı. Bazı derslerde yalnızca sınav için çalışmamamız için gerçekten gayret sarfeden profesörler olduğu gibi, tam tersi kendisinden hiçbir şey alamadığınız yalnızca bir takım ezberler yaptığınız hocalarımız da var. Ki bu da kendimizi geliştiremeden mesleğe atılmamıza ve aslında çok basit konularda bile hata yapmamıza neden oluyor. Bizi daha çok okumaya ve araştırmaya yönlendirecekleri bir çalışma sistemi çok daha faydalı olacaktır.