Mesajı Okuyun
Old 28-11-2006, 21:16   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Ayşe Hanım,
Acaba bu kastedilmiş olabilir mi, anayasal faiz ile?

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4316
K. 2002/5258
T. 15.3.2002
• KAMULAŞTIRMA BEDELİ ( Anayasa 46. Madde Değişikliği - Kamu Alacakları İçin 17.10.2001 Tarihinden İtibaren En Yüksek Faiz Uygulanması )
• KAMU ALACAKLARI ( Kamulaştırma Bedeli/17.10.2001 Tarihinden İtibaren En Yüksek Faiz Uygulanması - Anayasa 46. Madde Değişikliği )
• FAİZ ( Anayasa 46. Madde Değişikliği - Kamu Alacakları İçin 17.10.2001 Tarihinden İtibaren En Yüksek Faiz Uygulanması )
2709/m.46
3095/m.1
ÖZET : Kamu alacakları için en yüksek faiz uygulanacağını öngören ve yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınan 4709 sayılı Yasa, 17.10.2001 yayım tarihi itibariyle hüküm ifade eder. Bu nedenle alacaklının 4.1.2002 tarihli takip talebine konu alacağından ancak, kamulaştırma bedelini oluşturan kısmına, 17.10.2001 tarihinden itibaren en yüksek faiz uygulanmasını isteme hakkı vardır.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Takip konusu alacağa ilamda belirlenen tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Nitekim alacaklı da takip talepnamesinde bu ilama göre %60 yasal faiz oranını belirleyerek takip yapmıştır. Daha sonra 3.10.2001 tarih 4709-18 sayılı Kanunla Anayasanın 46. maddesi değiştirilerek kamu alacakları için en yüksek faiz uygulanacağı hükmü getirilmiştir. 4709 sayılı Kanunun 35. madde hükmünde ise, bu kanunun yayım tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Hal böyle olunca 17.10.2001 yayım tarihi itibariyle anılan yasa hüküm ifade edeceğinden alacaklının 4.1.2002 tarihli talebi ancak takip konusu alacağın kamulaştırma bedelini oluşturan kısmına 17.10.2001 tarihinden sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanmasını talep hakkı verir. Merciin 4.1.2002 tarihinde düzenlenen icra müdürlüğü muhtırasını bu kurallar doğrultusunda denetleyerek oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, faiz ile ilgili bu değişikliğin ilamda belirlenen oranın aşılması sonucunu doğuracağı gerekçesi ile muhtıranın tümden iptali isabetsizdir.

Kabule göre de Mercice muhtıranın iptaline karar verdiği halde gerekçe ile bağdaşmayan biçimde hüküm fıkrasının 2. bendinde mahkemece hesaplanan masraf kalemlerine yönelik faiz uygulanmasına ilişkin borçlu talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, şikayet kısmen kabul edildiği halde kabul ve ret oranına göre yargılama giderine karar verilmeksizin bu giderlerin şikayetçi üzerinde bırakılması ve ücreti vekalet yönünden de olumlu olumsuz karar verilmemesi de kabul yönünden isabetsizdir.

SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 15.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.