Mesajı Okuyun
Old 27-05-2013, 16:30   #11
cinequanon

 
Varsayılan

müvekkil 1967 yılından babasından bedelini ödeyerek bir taşınmaz satın alıyor fakat taşınmazda yapılması gereken bazı tasarruflardan dolayı tapusu devralamıyor. Mesele şu ki taşınmazın fiili hali ile kayıtlarda görülen hali arasında farklılık olduğundan önce taşınmazın yanındaki başka bir taşınmaz ile tevhid edilmesi sonra ifraz görerek parçalardan birinin müvekkile tapuda devredilmesi gerekiyor. Fakat bu işlemler için aradan 34 yıl geçiyor. Bu arada müvekkil sınırları belli taşınmaz içine ev yapıyor ve 1988 yılında buradan kadastro geçerken evin müvekkile ait olduğuna ilişkin beyanlar hanesine şerh veriliyor. 2001 yılında ise önce tevhid sonra ifraz yapılarak müvekkil taşınmazı tapuda satın alıyor. 2013 yılında babanın ölümü sonrası mirasa ilişkin ihtilaf çıkınca müvekkil aleyhine muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davası açılıyor. Davada 2001 yılında müvekkilin bu yeri satın alacak gücü olmadığından keza satışın bedelsiz olduğundan bahsediliyor. Zira müvekkil ödemeyi 1967 de yapıyor yani tapu devrinde değil. Ayrıca ev meselesi kafamı karıştırıyor. Davacı evin murisçe yapıldığını kullanım hakkının müvekkil eşi lehine beyan verildiğini söylüyor. Ama evin sahibi görünen eşi dava etmediğine göre müvekkil evin eşi tarafından yapıldığını da ispata çalışmalı mıdır? Ama eş aleyhine dava da ihbar da yok. Davadan haricen haberdar olan eşin böyle bu şerhe rağmen aidiyete ilişkin ayrı bir dava açması gerekir mi?