Mesajı Okuyun
Old 15-11-2009, 22:32   #19
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Konuyla ilgili olabilecek 2 karar ekliyorum. Faydalı olmasını dilerim.

Saygılarımla.

T.C. Danistay
6.Dairesi

Esas: 2002/6968
Karar: 2004/944
Karar Tarihi: 20.02.2004

ÖZET: 3194 sayılı Yasada imar planlarının belediye meclislerince onaylanarak yürürlüğe gireceği, bu planların onay tarihinden itibaren bir ay süre ile ilan edileceği, bir aylık ilan süresi içinde yapılan itirazların belediye meclislerince 15 gün içinde incelenerek kesin karara bağlanacağı, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerde de aynı usullere uyulacağı hükümlerine yer verilmiştir.Dolayısıyla yetkisiz olan Belediye başkanlığının tesis ettiği işlemin reddedilmesi gerekir. Öte yandan,2577 sayılı Yasa uyarınca ilgilisi tarafından imar planı değişikliği istemiyle yapılan başvurunun yetkili organlarca reddi üzerine dava açma süresi içerisinde hem imar planı değişikliği isteminin reddi işlemine hem de imar planı değişikliği istemine konu imar planına karşı birlikte dava açılması durumunda her iki işlemin birlikte incelenerek karara bağlanması mümkündür. İmar planı değişikliği isteminin yetkili organlarca görüşülerek karara bağlanmaması halinde ise ilk planın açılan bu davada incelenmesi olanaklı değildir. Ancak yetkisiz organca tesis edilen işlemin yargı yerince iptali sonrasında plan değişikliğinin yetkili organ tarafından karara bağlanması üzerine açılacak davada bu işlemle birlikte imar planı değişikliği istemine konu olan imar planının esasının incelenebileceği de açıktır.

(2577 S. K. m. 10) (3194 S. K. m. 8-b)

İstemin Özeti: İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 27.9.2002 günlü, E: 2001/399, K:2002/1139 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi: 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesinde, imar planlarının, değişikliklerinin ve bunlara yapılan itirazların belediye meclislerince incelenerek bir karara bağlanacağı kuralına yer verildiğinden, davacının plan değişikliği isteminin belediye meclisinde görüşülmeksizin belediye başkanlığı işlemi ile reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, davacıya ait taşınmazın ilköğretim tesisi alanından çıkarılması yolundaki başvurunun belediye meclisince incelenmesi sırasında mevcut plan ve değişiklik istemi birlikte değerlendirilerek bir karar verileceğinden bu aşamada ilk plan hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerekmektedir.

Bu durumda, belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden karar verilmek üzere İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, ..., ..., 22 pafta, 2908 sayılı parselin ilköğretim tesis alanı olarak belirlenmesine ilişkin 6.10.2000 günlü belediye meclisi kararı ile bu planda değişiklik yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 19.2.2001 günlü, 326 sayılı belediye başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yeralan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/1000 ölçekli imar planının 1/5000 ölçekli nazım imar planına, anılan planın da 1/25.000 ölçekli plana uygun olduğu, bununla birlikte planın dava konusu parsele getirilmiş olan fonksiyonların ilişkileri itibariyle şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun bulunmadığı, bu durumda aynı taşınmaz için tesis edilen 19.2.2001 günlü işlemin de hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden,belediye meclisinin 6.10.2000 günlü kararıyla onanarak ilan edilen imar planında davacıya ait taşınmazın bir kısmının ilköğretim alanında kaldığı, son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılmadığı, anılan planın bir uygulama işleminin de bulunmadığı ancak davacının taşınmazının imar planında ilköğretim alanı ile yolda kaldığından bahisle plan değişikliği istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 19.2.2001 günlü, 326 sayılı belediye başkanlığı işlemi üzerine bu işlemin ve anılan taşınmazı ilköğretim tesisi alanı olarak belirleyen ve 6.10.2000 günlü belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli imar planının iptali istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.

3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin (b) fıkrasında, imar planlarının belediye meclislerince onaylanarak yürürlüğe gireceği, bu planların onay tarihinden itibaren bir ay süre ile ilan edileceği, bir aylık ilan süresi içinde yapılan itirazların belediye meclislerince 15 gün içinde incelenerek kesin karara bağlanacağı, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerde de aynı usullere uyulacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Bu durumda, davacının plan değişikliği isteminin belediye meclisince incelenmesi suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, belediye başkanlığı işlemi ile reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, uyuşmazlığın 6.10.2000 günlü belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilişkin kısmına gelince;

2577 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca ilgilisi tarafından imar planı değişikliği istemiyle yapılan başvurunun yetkili organlarca reddi üzerine dava açma süresi içerisinde hem imar planı değişikliği isteminin reddi işlemine hem de imar planı değişikliği istemine konu imar planına karşı birlikte dava açılması durumunda her iki işlemin birlikte incelenerek karara bağlanması mümkündür. Diğer taraftan, imar planı değişikliği isteminin yetkili organlarca görüşülerek karara bağlanmaması halinde ise ilk planın açılan bu davada incelenmesi olanaklı değildir. Ancak yetkisiz organca tesis edilen işlemin yargı yerince iptali sonrasında plan değişikliğinin yetkili organ tarafından karara bağlanması üzerine açılacak davada bu işlemle birlikte imar planı değişikliği istemine konu olan imar planının esasının incelenebileceği de açıktır.

Olayda, imar planında değişiklik yapılması isteminin yetkisiz organca reddi nedeniyle 6.10.2000 onanlı imar planı hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerektiğinden iptale ilişkin mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.

Diğer taraftan, dava konusu planda değişiklik yapılması istemini içeren davacı başvurusunun yetkili organ olan belediye meclisince incelenmesi sırasında, dava konusu imar planı ve bu planda değişiklik yapılması isteminin birlikte değerlendirilmesi suretiyle karar verileceği de açıktır.

Buna göre, anılan hususlar gözönünde bulundurularak İdare Mahkemesince uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 27.9.2002 günlü, E: 2001/399, K: 2002/1139 sayılı kararının bozulmasına, 10.120.000.- Lira karar harcı ile fazla yatırılan 7.530.000.- Lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 20.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


T.C. Danistay
6.Dairesi

Esas: 2005/3170
Karar: 2005/4538
Karar Tarihi: 07.10.2005

ÖZET: Uyuşmazlık konusu olayda, prefabrik dükkanların üzerinde inşa edildiği yolun yaya yolu olduğu gerekçe gösterilerek dükkanların yapımının durdurulamayacağına ilişkin işlemin genel düzenleyici bir işlem olan imar planının uygulanmasına yönelik bir işlem özelliğinde bulunması nedeniyle, bu işlemin tebliği üzerine genel düzenleyici işleme süresinde dava açıldığı sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla, İdare Mahkemesince, dava konusu imar planının esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.

(2577 S. K. m. 7)

İstemin Özeti: Eskişehir İdare Mahkemesinin 4.3.2005 günlü, E:2004/1845, K:2005/219 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ö. Şimşek'in Düşüncesi: Dava konusu olayda, imar planında uyuşmazlık konusu yolun yaya yolu olduğundan bahisle yol üzerinde inşaasına başlanılan dükkanların yapımının durdurulamayacağına ilişkin 10.8.2004 günlü, 1583 sayılı işlem düzenleyici bir işlem olan imar planının uygulanması niteliğinde olduğuna göre, bu işlemin tebliği üzerine imar planının iptali istemiyle dava açılabileceği açıktır.

Bu durumda, dava konusu imar planının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın süreaşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı T. Özgenç'in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Karar: Dava, Bilecik-Merkez, ... Mahallesi, ... Sokak, ... pafta, ... ada, ... sayılı parselin bulunduğu alanda yapılan ve 19.2.1990 günlü, 2/19 sayılı belediye meclisi kararıyla onanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 19.2.1990 günlü, 2/19 sayılı belediye meclisi kararının bir ay süreyle ilan edilmesi üzerine yapılan itirazların 5.4.1990 günlü, 3/22 sayılı belediye meclisi kararı ile görüşülüp karara bağlandığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın belediye hizmet alanı olarak belirlendiği anılan plana karşı davacının askı süresi içinde itirazda bulunmadığı ve anılan tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açmadığı anlaşıldığından, aradan uzun bir zaman geçtikten sonra 26.8.2004 tarihinde açılan davanın süreaşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, dördüncü fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı kurum tarafından 6.8.2004 tarihinde belediye başkanlığına başvuruda bulunularak kuruma ait ambarın bulunduğu ... Sokak üzerinde yapılmaya başlanılan dükkan inşaatlarının mal şevkini engellediğinden bahisle kaldırılmasının istenildiği, anılan başvurunun 10.8.2004 günlü, 1583 sayılı işlemle; ... Sokağın belediyenin bünyesinde trafiğe kapalı yol olduğunun ileri sürülmesi suretiyle reddedildiği, davacının yol üzerine dükkan yapılmasına dayanak gösterilen ve anılan sokağı yaya yolu olarak belirleyen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle 26.8.2004 tarihinde bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, prefabrik dükkanların üzerinde inşa edildiği yolun yaya yolu olduğu gerekçe gösterilerek dükkanların yapımının durdurulamayacağına ilişkin 10.8.2004 günlü, 1583 sayılı işlemin genel düzenleyici bir işlem olan imar planının uygulanmasına yönelik bir işlem özelliğinde bulunması nedeniyle, bu işlemin tebliği üzerine genel düzenleyici işleme süresinde dava açıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince, dava konusu imar planının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, imar planına karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Eskişehir İdare Mahkemesinin 4.3.2005 günlü, E: 2004/1845, K: 2005/219 sayılı kararının bozulmasına, 21,70 YTL karar harcı ile yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden 18,20 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 07.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları