Mesajı Okuyun
Old 14-04-2011, 14:30   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sizin de isabetle belirttiğiniz gibi temsilcide hata ile hasımda hata farklı şeylerdir. Yargıtay bir çok kararında hasımda hatayı temsilcide hata olarak nitelendirmiştir. Ancak bazı kararlarında ise bu farkı (sizin vurguladığınız gibi) ortaya koymuştur.

"Bahsettiğiniz web sitesinde yanıltıcı biçimde davalıların unvanlarının yazılı olması nedeniyle yanıldığınızı, bunun temsilcide hata olduğunu" belirtmenizi öneririm. Aksi takdirde hasımda hata kabul edilirse davanız reddedilir ve (avukat ile temsil ediliyorsa davalı) vekalet ücretine mahkum olmanız da gerekebilir.

Temsilde hata/ temsilcide hata konusunda daha önce açılmış bir çok konu başlığı var, THS'de birçok tartışma yapıldı.Orada Yargıtay kararları da mevcut.

Saygılar,

Üstad THS'deki konu başlıklarını taradım. Özellikle Suat Bey'le anlaşamadığınız başlıkta konu hakkında detaylı bilgi var. Ancak konu bugün daha başka bir boyut daha kazandı ki artık ben bile bu işin içinden çıkamayacağımı düşünmeye başladım. Somut olayın hukuki yönü çözümsüzlüğe doğru gittiğinden açılmış davayı bırakıp, yeni bir dava açmayı (doğru hasımlara) düşünüyorum. Önce yeni gelişmeyi söyleyeyim.

İş kazasına dayanan tazminat davalarındaki pasif husumet konusundaki genel kural nedir; iş kazasına uğrayan işçi veya ölmüşse mirasçıları işveren yanında iş kazasının meydana gelmesinde kusurlu bulunan 3. kişilere karşı da maddi tazminat davasını yöneltebilir. Bu 3. kişiler çoğu kez işverenin BK 55 veya 100. maddesi anlamında yardımcısı olan fakat işveren vekili sayılmayan kişilerdir. Örneğin trafik kazalarında sürücü, işleten veya sigorta şirketi gibi. Bir de tabi işçi alt (aracı, taşeron) işveren işçisi ise asıl işverene de davayı yöneltebiliriz.

Somut olaydaki ceza dosyasında belediyeden alınmış YAPI RUHSATI sureti bulunmakta ve yapı ruhsatında YAPI SAHİBİ olarak 123 inşaat san. ve tic. a.ş. ve yapı müteahhidi olarak da 456 inşaat san. ve tic. a.ş. olarak görülmektedir. Bu bilgileri de yukarıdaki sorum ile harmanladığımda ortada 5-6 tane şirket, bir gerçek şahıs şüpheli (Ş) ve işçi müvekkil (M) bulunmaktadır. Bu arada işçinin işe giriş bildirgesine ulaştım ve işveren sicil numarasının 456 inşaat san. ve tic. a.ş. olduğunu (kuvvetle muhtemel üst işveren) olduğunu tespit ettim.

Tüm bu bilgilerden sonra açılan davayı müracaata bırakarak açılmamış sayılmasına karar verilmesini göze alıp, zaman kaybetmeden (derdestlik itirazının kabul görmeyeceğini düşündüğümden) davayı 456 inşaat san. ve tic. a.ş. ve klm inşaat san. ve tic. ltd. şti. aleyhine açmayı düşünüyorum. Zira diğer kusurlu prs inşaat ve bu şirketin çalışanı (Ş)'nin kusurları da toplanarak işverenlerin kusuru bulunacağından (dava neticesinde davalı işverenlerim diğer dava dışı kusurlulara rücu edebilirler) benim bir kaybım olmayacaktır, diyorum. Sizler ne dersiniz.