Mesajı Okuyun
Old 13-07-2010, 14:16   #6
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilkzerya
öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. söz konusu yargıtay kararını okudum. ancak benim olayımda başka bir meslektaşımız süresi geçtiği halde itirazın iptali davası açmış ve süreden davası rededilmiş. bu durumda red önümüze kesin hüküm olarak gelebilir mi? bence gelmemesi lazım. çünkü esasa ilişkin bir karar yok. bu konuda sizinde görüşünüzü almak isterim

Hak düşürücü süreye riayet edilmediği için dava süre yönünden reddedilmiştir. Maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Genel hükümlere göre alacak davası açılabilir veya dava kamilen ıslah edilerek tahsil davasına dönüştürülebilir.


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:1997/19-761
K:1997/999
T:26.11.1997

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI 'SÜRE

İİK.nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının, bir yıllık süre içinde açılmaması halinde, bu nedenle reddine karar verilmesi zorunludur. Bu davanın, davayı ıslah istemi olmaksızın, alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması, hukuken kabul edilemez

2004 s. İİK m. 67
1086 s. HUMK m. 74
YİBK, 28.11.1956 gün ve 15/15 s.

TaRaftar arasınbaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yarğılama sonunda; (Adana Asliye Tiçaret Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 27.12.1995 gün ve 1995/633-1098 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 20.6.1 996 gün ve 1996/3445-6376 sayılı ilamiyle; (...Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, bu konuda daha önce davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, davalının bu takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını ancak bu davanında takip edemedikleri için açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 21 .6.1995 tarihinde bu kararın kesinleştiğini beyanla yeniden aynı takibe karşı yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında, İİK.nun 67. maddesine göre itirazın iptali davasının bir süre içerisinde açılması gerektiği, davacının daha önce açtığı itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, itirazlarının davacıya 4.3.1 992 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre, aynı takiple ilgili bu ikinci davanın bir senelik sürede açılmadığı gerekçesiyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı hakkında yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine, davacının 14.1.1993 tarihinde ilk itirazın iptali davası açtığı, bu dava takip edilmeyerek 23.5.1995 tarihinde HUMK.nun 409 /son maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının bu defa aynı itirazın iptali için bu davayı 12.7.1995 tarihinde açtığı bu davanın İİKnun 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık sürede açılmadığı, bu sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olduğu, herhangi bir nedenle kesilmesi veya durmasının söz konusu olmadığı bu süreyi geçiren davacının koşulları varsa tahsil davası açması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

İİK.nun 67/1. maddesi hükmüne göre itirazın iptali davasının; itirazın davalıya tebliği tarihinden itibaren 1 sene içerisinde açılması gerekir. Davacı tarafından önce açılan davanın HUMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla anılan dava hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalktığından ve bu davanında 1 yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, itirazın iptali davası olarak görülmesi olanaksız ise de, Yargıtayın yerleşik uygulaması da gözetilerek alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerektigi düşünülmeden yazılı şekilde reddinde isabet görülmemiştir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri cevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece onceki kararda direnilmistir. Temyiz Eden : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının suresınde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava hukuksal nitelikçe İİK.nun 67. maddesine davalı itirazın iptali davasıdır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık İİK.nun 67. maddesine göre 1 yıllık süre içerisinde açılmamış bir itirazın iptali davasının yargı lamasının alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.

Hemen belirtelim ki İİK.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılış şekli ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak (tahsil) davasından farklılıklar içermektedir. En önemlisi itirazın iptali davası İcra İflas Hukununun kendine özgü kuralları içerisinde açılır, özellikle icra takip hukuku ile sıkısıkıya bağlantılıdır. 0 nedenle, İİK.nun 67. maddesine gore itirazın iptali davası açılabilmesi için;

1- İlamsız takip yapılmış olması

2- Borçlunun bu takibe itiraz etmesi

3- Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Merciine başvurmaması

4- İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması şeklinde yasal koşulların gerçekleşmesi gerekir. Hemen belirtelim ki, bu süre hakim tarafından dogruca araştırılır. İtirazın iptali davası bu bir yıllık süre içinde açılmamış ise surenin gecmis olması nedenıyle davanın reddine karar verilmesi zorunludur. Görüldüğü üzere davanın açılabilmesi koşulu süreye bağlanmış olup Hakim, süre geçtikten sonra açılmış bir itirazın iptali davasını tahsil davasına dönüştürüp görmesi hukuken kabul edilmez (HUMKmd. 74). Ayrıca böyle bir kabul, açılmış bir davada korunması gereken menfaatler dengesi kuralına da aykırılık oluşturacağında duraksama olmamalıdır. Öte yandan her dava, açıldığı tarihte tesbit edilen durum ve koşullar esas alınarak hüküm kurulur (28.11.1956 T. 1956/15 E. 1956/15 K. sayılı Yargıtay Tevhidi İçtihadi). Davacı dava dilekçesinde açıkça istemini 'itirazın iptali davası olarak belirtilmiştir. Ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalarda kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ve özellikle bir yoruma hacet kalmaksızın, davanın itirazen iptali davası olduğunu göstermektedir. Şu~durum karşısında, davayı ıslah, istemi olmaksızın salt dava ekonomisi kurallarına dayanılarak itirazın iptali davasının alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı onanmalıdır.

S o n u ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.11.1997 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Kaynak:YKD - 1999/3 - Sayfa:305