Mesajı Okuyun
Old 20-01-2009, 13:41   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ö.Erol Yavuz
Her ne kadar, apartman yönetiminin/yöneticiliğinin tüzel kişiliği yoksa da, Yargıtay'ın yakın tarihli uygulamalarında, yasadan doğan ve yöneticinin kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. ( Örneğin Y.3.HD 2007/7172 e. 2007/9412 k. sayılı ve 31.05.2007 tarihli kararı, aynı dairenin 2008/1054 e. 2008/4689 k. sayılı ve 17.03.2008 tarihli kararı, Y.18.H.D'nin 2007/3675 e. 2007/3898 k. sayılı ve 07.05.2007 tarihli kararı Y.21.HD. 2007/1980 e. 2007/2529 k. 22.02.2007 tarihli kararları ) Bu sebeple, kararın yanlış olduğunu söylemek pek mümkün değildir.



.

Araştırma yaparken, Kazancı'da bahsettiğiniz kararlardan bir tane bulmuştum. Ona rağmen, ilk görüşümü yazdım. Yargıtay, bence usul ekonomisi nedeniyle böyle kararlar verip işi iyice çıkmaza sokmuştur.

Alıntı:
Buna karşılık, icra takibi ile ilgili olarak Yargıtay 12.HD'nin 1997 ve 1998 tarihli kararlarında yönetimin hükmü şahsiyeti bulunmadığından bahisle takiplerin iptaline yöneldiği de bilinmektedir. Ancak, yukarıda belirtilen yakın tarihli Yargıtay uygulamaları çerçevesinde takiplerin iptalinin de sözkonusu olmaması gerekir.

İşte bu nedenle, görüşümde ısrar ediyorum. Elinizde apartman yöneticiliği aleyhine karar olacak, ama ilamlı takip yapamayacaksınız. Yargıtay bundan sonra yapabilirsiniz, dese bile sorun çözülmeyecek. Çünkü yöneticiliğin (Banka hesabı dışında), haczi kabil malı olmayacak.

Alıntı:
Doğrusu, asansör motorunun sökülmesi (herhalde muhafaza tedbiri olarak önerilmektedir.) ya da hidrofor haczi çok ilginç öneriler.

Ben haczedilemeyeceğini düşünüyorum. Hem yukarıdaki düşüncelerim nedeniyle, hem KMK'nun genel ruhu nedeniyle haczedilemez.